Erkan beyle karşılıklı sigara içiyorduk.
Erzemin mezarına gittiğinden beri görüşmemiştik." Arel nasıl? " Diye sordu.
" iyi gidiyor " dedim.
" yaşacak mı? " Diye sordu.
" yaşatacağım onu " dedim.
" Erzem gibi olmaz değil mi sonu? " Diye sordu.
" olmayacak " dedim kararlı bir sesle.
Sigaramdan bir duman daha çekip havaya üfledim.
" ailesi...yurtdışında...yeni bir hayata başlamış Mazhar " dedi.
" Arelde burda yeni bir hayata başlayacak " dedim.
" nasıl? " Diye sordu.
" benimle " dedim.
" Mazhar " dedi.
" biliyorum o yüzden taburcu olmasını bekliyorum " dedim.
Erkan bey derin bir nefes aldı ve sigarasından benim gibi bir duman daha çekip havaya üflemişti.
" Erzemle bizde olacaktık " dedi.
Şaşırmıştım.
" ama olamadık Mazhar. O gitti kara toprağın altına ben kaldım sap gibi ortada. Ne hayallerimiz vardı, ne umutlarımız. Hepsi yarım kaldı " dedi ve sigarasından bir duman daha çekti.
" dikkat et Mazhar sevdiğine, yarım kalmak çok zor " dedi ve sigarasını söndürüp içeri girdi.
Bense üzgün bir şekilde arkasından baktım. Ne hayatlar vardı yaşanacak, ne hayatlar vardı yaşanmamış. Mutlu olmak için beklerken felaketle karşı karşıya gelmiş kişiler vardı....