"Hadi ama tüm fikirlerimi reddediyorsun. Sana fikrini sorunca da olmadığını söylüyorsun." Willow gözlükleri altından gözlerini ovdu.
Hunter sigarasını duvarda söndürdü. Bu Willow'un daha rahat nefes almasına olanak sağladı. O çocuk sadece 17 yaşında. Neden sigara içiyor ki?
Tabii bunu sormaya cesaret edemediği için hiç bir şey söylemedi. Sadece öksürük ve öksürük...
"İki haftamız var. En kötü beş gün içinde konuyu belirleyeceğiz. Pekala bana numaranı ver, haftasonu iletişimde kalalım. Bir fikir bulursam yazarım." Kurduğu cümlelerin azıcık olan dostane havası, soğuk sesiyle tamamen yok olmuştu.
Willow iç çekti "Tamam."
Telefon numarasını söyledi "Ah ve şey gece yarısından sonra gelen mesajlara bakamıyorum. O yüzden erken yazmalısın."
Hunter nedenini anlamasada sormadı sadece onayladı. Yere bıraktığı çantasını çevik bir hareketle tek omzuna alıp giderken Willow arkasından seslendi "Görüşürüz."
Hunter cevap vermedi.
"Mpff bir 'görüşürüz'demek çok zor olmamalı."
Elindeki boş karton bardağı çöpe attı ve okul sınırlarından çıktı.
.
.
.Akşam üstü Willow balkonunda bitkileriyle ilgileniyordu. Bitki yetiştirmeyi, onlarla ilgilenmeyi severdi. Bitkileri onun uzun bir zaman tek dostları olmuştu.
Telefonundan gelen bildirim sesiyle masanın ütündeki telefona uzaktan baktı. Zambağını sulamayı bitirip eldivenlerini çıkardı ve telefonunu kontrol etti.
Gus'tan bir mesaj.
Gus: Willowww yarın spor salonu anahtarlarını ödünç verebilir misin?
Gus: Biliyorum zaten antrenman var ama erken gidip yeni hareketimi çalışmak istiyorum.
Willow: Tabii ki Gus. Dikkat et as oyuncularımdan birinin sakatlanmasını istemem.
Gus: Sen gelmiş geçmiş en harika insansın.
Willow: Aww teşekkürler.
Telefonu bırakıp bitkilerine geri döneceği sırada başka bir mesaj daha geldi.
Bilinmeyen numara: Bir kaç fikrim var. Yarın öğle arası. Arka bahçe.
Gözlüklü kız numaranın kime ait olduğunu anladı.
Willow: Tamam Hunter.
Hunter başka bir mesaj yazmadı.
Ertesi gün öğle arasında buluştular. Hunter duvara yaslanmış tostunu yerken Willow sandiviçini çıkardı.
"Pekala fikirlerini yazabilirdin."
Hunter lokmasını yutmak için acele etmedi. "Her neyse. Fikirlerini duyalım Deamone."
.
.
.Öğle arası bitene kadar proje hakkında konuştular. Konu ve iş dağılımını planlamışlardı.
Willow "Pekala o zaman ben tezi yazarken sen maketi yapacaksın ve iki hafta içinde birbirimize işlerimizin ilerleyişini göstereceğiz. Anlaştık mı?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Huntlow / Lise AU
FanfictionBütün lisenin emin olduğu bir şey Hunter Deamone'nin gerçekten belalı biri olduğuydu. Bu fikre Paten Derbisi lideri Willow Park sonuna kadar katılıyordu. Ama Hunter ile bir projede eşleştikten sonra belki de fikri değişir.