"Ve son olarak Willow Park ve Hunter Deamonde."
Gozlüklü kızın dünyası, duyduklarıyla başına yıkıldı.
Eğer tüm okul bir konuda hemfikir olsaydı bu muhtemelen Hunter Deamonde'nin belalı bir genç olduğu olurdu.
Zil çaldı.
"Projelerinizi partnerlerinizle iki hafta sonra sunacaksınız. Çıkabilirsiniz."
Willow sarı gözlüklerini alişkanlık olarak burnunun üstüne ittirdi. Tüm sınıfla beraber toplanmadan önce gözleri en arka sırada yayvan bir şekilde oturup elinde kalem çeviren sarışın çocuğu buldu.
Ela gözleri çoktan kıza kenetlenmişti.
Hunter Deamone... disipline kayıtlı kavgaların hemen hemen hepsinde adı geçmiş olan biri. Yüzünün sağ tarafında çenesinden başlayıp neredeyse sol alt gözüne kadar uzanan yarası, her zaman mor olan göz altları, hoşnutsuz ama düz ifadesi ve herkese tehtitle bakan ela gözleriyle gerçekten korkulması gereken biri.
Şu an Paten Derbisi takımının lideri Willow Park'a bakıyordu.
Sarı çerçeveli gözlükleri, poğaçayı aratmayan yanakları ve koyu yeşil iki kısa ama dolgun örgüyle bağlı saçlarıyla Willow Park basit bir tabirle eskiden (En yakın arkadaşı Luz Noceda gelmeden önce) zorbalığa uğramış biri. Arkadaşları bir elin parmağı kadardı -takımı sayılmazsa eğer- ve kesinlikle Willow bundan mutluydu.
Hunter ile göz göze gelince hızlıca başını çevirip eşyalarını topladı. Günün son dersine girmeden önce on dakika molası var ve çıkışta antrenmanı vardı. Bütün bir gün boyunca bir omzunda çanta diğer omzunda patenleriyle derslerden derslere koşmuştu.
Paten derbisi antrenmanları çarşamba günleri okul çıkışında kapalı spor salonunda yapılıyordu. Fakat daha yeni kurulan bir takım oldukları ve okulun mâli bir kaç sebebinden dolayı kendi spor dolapları yoktu.
Bu da her çarşamba o ağır patenleri taşımak demekti.
Willow eşyalarını toplarken sırasının önünde bir figür durdu. Hunter Deamone'nin baskısı on metre ileriden bile hissedilebilirdi.
Willow sarışın çocuğa baktı. Hunter "Okul çıkışı projeyi konuşalım." Sesi düz fakat emir verir gibi sertti, arkasını dönüp gitmek üzereyken gözlüklü kız telaşla ayağa kalktı "Bu gün olmaz!"
Hunter sadece durdu ve "Yarın." Dedi. Bir sebep sormadı çünkü umursamıyordu. İlk etapta kızın yanına gitme sebebi kendisinden korktuğunu bilmesiydi. Herkes ondan korkardı.
Hunter Deamone korkunç siciline rağmen enteresan bir şekilde notları kötü olmayan bir öğrenciydi. Bu yüzden Willow gelip kendisiyle proje hakkında konuşmasına şaşırmadı. Tamam belki biraz...
Pekala kesinlikle şaşırdı.
Hunter sınıftan çıktıktan sonra Willow çantasını ve patenlerini alıp Luz ve Gus ile yani en yakın arkadaşlarıyla ortak olan günün son dersine girmek için sınıftan ayrıldı.
Önce koridorda Gus ile karşılaştı "Hey Willow naber?" Siyah saçlı çocuk arkadaşının yüzündeki hafif sıkıntılı ifadeyi farketti "Bir sorun mu var? Boscha tekrar sana sataşmıyor değil mi?"
"Hayır Gus. Sadece şey umm... yeni proje ödevimdeki part-" Ani gelen çığlık sesiyle lafı yarım kalan Willow,Gus ile beraber sağ tarafa döndü.
Luz çığlık atarak ve koşarak ikisinin yanına geldi "Willow proje ortağın HUNTER DEAMONE Mİ?!"
Ani haberle Gus'da şaşkınlıkla yanındaki kıza baktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Huntlow / Lise AU
Hayran KurguBütün lisenin emin olduğu bir şey Hunter Deamone'nin gerçekten belalı biri olduğuydu. Bu fikre Paten Derbisi lideri Willow Park sonuna kadar katılıyordu. Ama Hunter ile bir projede eşleştikten sonra belki de fikri değişir.