Hunter oyunu az çok anlamıştı. Gus denemesi için ona kendi patenlerini verdi.
Willow aralarında en iyi sürücü ve öğretmendi bu yüzden Hunter ayağında patenlerle oturduğu yerden kalktı.
"Dengeni öne vermelisin yoksa geriye düşer-" Sözü Hunter'ın patenle yavaşça ilerlemesiyle kesildi.
Ufak adımlarla pistin girişine gitti. "Şimdiden iyi başladın. Biraz daha geniş adımlarla dene. Dur sana yardım edeyim." Willow sarışın çocuğun önüne geçti ve ellerini tuttu.
"Eğer bacaklarını çok açarsan düşersin. O yüzden dengeli bir şekilde adım atmalısın. Az önceki gibi küçük olmayacak şekilde bir adım atmayı dene. Merak etme ben yardım edeceğim.
.
.
.Hunter yarım saatte tüm takımın ağzını yerlere kadar açtırmayı başarmıştı. Çabuk öğreniyordu ve aynı hatayı asla iki kez yapmıyordu.
Hızlanmayı, ani ve normal freni öğrendi. Sabit dururken bir anda hızlıca fırlamayı denediğinde ise kendisini bile şaşırtacak derecede iyiydi.
Ani hız ve ani frene özel bir yeteneği vardı.
Willow, gelişmesi için koniler ve dik çubuklarla onun için ufak bir parkur yapmıştı.
Viney ve Gus bu süreç boyunca yeni taktikleri konuşmuşlardı. Oğlan patensiz bir hareket göstermiş ve Viney'den denemesini istemişti. İkisi kendi aralarında bu şekil çalışıyorlardı.
Hunter zikzaklarla konileri geçerken sonuncusunu unuttu. Koniye takılmamak için kendini geri çekmeye çalıştı fakat isteğinin aksine sağ ayağı arkadan sola doğru kayınca Hunter arkasını dönerek koniye takılmaktan kurtulup parkuru bitirdi.
Yüzü parkura dönük biçimde durmuştu ve az önceki mükemmel hareketi (isteyerek olmasa da) Willow'a görüp görmediğini sormak için arkasını dönüp hafifçe ilerlemek istedi.
Willowla çarpışmayı beklemiyordu.
İkili ufak çığlıklarla yere düştü. Willow popo üstü düşerken Hunter elleri kızın iki yanında dizleri üstüne düşmüştü.
Kelimenin tam anlamıyla Willow'un ütündeydi.
Sarışın çocuk yutkundu ve panikle ayağa kalkmaya çalışırken başarısız oldu, bu durumu daha da kötüleştirdi çünkü yüz üstü Willow'un göğsüne düştü.
Hunter kendi düştüğü durumdan utanarak homurdandı ve düzgünce ayağa kalktı.
Yeşil saçlı kız az önce yaşadığı şoktan dolayı tepki veremiyordu.
"Üzgünüm. İyi misin?" Hunter kalkması için elini uzattığında Willow kızararak elini tutup kalktı.
"E-evet iyiyim hehehe..."
Antrenman bittiğinde Willow eve döndü ve utançtan kafasını yastığa gömdü.
Hunter ise eve dönüş yolu boyunca düşüncelere dalmıştı (Kesinlikle yeşil gözlü bir kızı düşünmüyor). Eve döndüğünde Darius üvey oğlunun dalgınlığını farketti.
"Hey Küçük Prens sorun ne?"
"Hiç bir şey."
"Ve buna inanmamı mı bekliyorsun? İlk kez sokaktan üstün başın kansız döndün."
"Sadece önemli bir işim vardı."
"Bu önemli iş bir hanımefendiyle mi ilgili?"
"Ha? Sen- nasıl?"
"Anlat bakalım. Derdin ne?"
Sarışın çocuk salonda oturup bütün bir günü babasına anlattı. Bitirdiğinde yanakları ve kulakları kızarmıştı fakat Darius bu ayrıntıyı kendisine sakladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Huntlow / Lise AU
FanfictionBütün lisenin emin olduğu bir şey Hunter Deamone'nin gerçekten belalı biri olduğuydu. Bu fikre Paten Derbisi lideri Willow Park sonuna kadar katılıyordu. Ama Hunter ile bir projede eşleştikten sonra belki de fikri değişir.