Choice ll BibleBuild

Apinya

İyi okumalar...

Sarayın salonunda öğleden sonra saat ikide, Puttha kraliyet ailesi ortak masada toplandı, ardından kral masanın baş tarafına oturdu. Karısı sağ tarafında ve çocukları onlara yakın yerlerdeydi...

Babasına sorgulayıcı bir bakış atarak, "Majesteleri izin verirseniz küçüğe ata binmeyi öğretmek isterim." diyor kralın oğullarından biri kardeşini ima ederek. Ancak majesteleri cevabını vermeye tenezzül etmeden yemeğine devam ederek soruyu reddetmişti.

Sıradan konuşmalar, günlük sahte gülümsemeler, ikiyüzlü yüzler ve her zaman tehlike. Bu saray böyleydi. Puttha ailesi hiçbir zaman bir araya gelmemişti, gelemezlerdi. Saray üyelerinin düşünceleri her zaman, kanlarına takıntılı olan düşmanlar tarafından iskan edilmişti.

Kral, saçları hoş bir parıltıyla parlayan oğluna bir bakış atarak sordu;

''Apinya için ne diyorsun?"

Ancak ikinci eşi bu sorunun cevabı için daha hızlı davrandı.

"Maalesef doktor iyi haberlerle memnun etmiyor."

Build, masadan kalkıp yatak odasında kırmızı mendiline kan öksürerek yatan ve bu sarayda şefkat yeteneğine sahip tek kişi olan değerli annesine gitme dürtüsünü geri tutarak uzaklara bakmaya devam etti.

Oğlunun duygularını hiç umursamayan kralın ağzından yine bir soru uçtu bu sefer sorusunu Apinya'nın yerini alan ikinci karısına yöneltti.

"Cenaze için hazırlanmaya değer mi?"

"Biraz daha bekleyelim, belki zavallının kurdu kendini iyileştirmeye başlarda hastalığından kurtulur."

Ardından ağzına bir parça daha et gönderdi. Haremi her geçen gün daha da artıyordu. Build babasına kızgındı, karısına bu kadar kolay veda etmeye hazır olan bu duyarsız şeytandan nefret ediyordu. Yirmi yıl birlikte yaşadığı, ona bir oğul doğuran, ona sevgi ve özgürlük veren, hayatını düzene sokan karısı değil de bir yabancıymış gibi ölümünü bekliyordu.

Apinya alfa olmasına rağmen bir alfayla evlenmek zorunda bırakılmış ona kraliyetinin kralı olma şerefini tattırmıştı. Ancak babası Build'in türünün belli olmaması üzerine cinsiyetsiz olduğuna karar kılmış, ikinci eş için hazırlıklar yapmıştı. Ikinci eşinden doğan ilk çocuk alfa diğeri ise beta olmuş, onlar büyürken kurdu da Apinya'yı terk etmenin eşiğine gelmiş ardından hastalanarak yataklara düşürmüştü.

Akşam yemeğinden sonra herkes odalarına giderken annesinin yanına giden tek kişi Build idi. Ancak bu sefer gittiğine pişman olmuştu çünkü kapının diğer tarafında hekim Apinya'ya kısa bir süre sonra öleceğini söylüyordu. Arkasından sinsice yaklaşan ve onu sabrının son damlasından mahrum etmeye çalışan iki yaş küçük küstah çocuk yine gelmişti.

"Duyuyorsun değil mi? Ahh sevgili annen yakında gitmiş olacak. Ne kadar da üzücü."

"Git buradan," dedi Build karşılık olarak.

Duvara yaslanan Naphat kollarını göğsünde kavuşturdu.

"Ama merak ediyorum, zehir ne zaman vücuduna işlemeye başladı? Apinya'nın kurdu gitmişken bu kadar uzun süre ayakta kalması inanılmaz!" dedi heyecanla.

Build, yüzü utanmaz bir sırıtışla süslenmiş üvey kardeşine doğru ilerledi.

"Ne anlatıp duruyorsun?"

"Saraydaki büyük oğul sen olabilirsin ama bana akıl verecek kapasitede kesinlikle değilsin. Apinya için doğru yol sadece ölüm olacak. Annem çoktan onun yerini aldı. Yemekte majestelerini sende duymuştun oysaki. Cenazesi bile değer görmeyecek."