4-Cafe

34 8 0
                                    

Hale cafe'nin önüne doğru geldiğimiz de teşekkür ederek arabadan inerken;
"İş çıkışı seni almamı ister misin?" Diye sordu.
Gülümseyerek;
"Gerek yok taksiye biner giderim" dedim.
"Tamam seni seviyorum görüşürüz" dedi.
Gülerek karşılık verdim. Bu kız sevgilim olmasa bile yokluğunu unutturuyordu. Cafe'ye doğru ilerledim. Etrafa bakındığımda çok fazla kişi yoktu, müşteri yoksa bugün çok iş de olmayacaktı. Gülümseyerek Cafe sahibi olan Ekrem Amca'nin yanına gittim. Ekrem Amca 50 yaşında ve karısı ile birlikte bu cafe'yi işletiyor. Bir oğlu var ve benimle aynı yaşta. Okumak için yurtdışına gitmiş. Daha önce onu hiç görme fırsatım olmadı. Zaten 3 yıldır yurtdışında ve ben 1 sene önce burada çalışmaya başladım. Ekrem Amca ve karısı Güler Teyze beni kızları gibi seviyor. Sanırım hayatıma sonradan katılan insanlar benim için gönderilmis birer melek!
Ekrem Amca'ya selam verip arka tarafa doğru yöneldim. Hemen önlüğümü giyip Güler Teyze'nin yanına gittim. Nefis kurabiyelerini fırından çıkarırken mutfağa yayılan kokuyu hiç bir şeye değişmem.
"Yine döktürmüssün Güler Sultan!" -Sultan diye hitap etmeyi çok seviyor-
Güler Teyze gülüp;
"Hoşgeldin güzel kızım" dedi ve elinde ki işi bırakarak bana kocaman sarıldı. Bu arada aile durumlarımı bilen sayılı insanlardan biridir; Güler Teyze ve Ekrem Amca.
Sımsıkı sarılınca sırtımın acısını belli etmemeye çalışarak, ayrıldım. Nasıl olduğumu sormaya başladı ve bende gülümseyerek her şeyin yolunda olduğunu söyledim ve yeni çıkan sıcacık kurabiyeleri tabağa dizmeye başladım. Kurabiyeler tabakta ki yerini alınca hemen mutfaktan çıkarak tabağı rafa yerleştirdim. Fazla eğilip, doğrulmamaya çalısıyordum. Sırtımın ağirmasına engel olmaya çalışarak.
Tekrardan mutfağa döndüm ve lavobada duran bulaşıklara baktım. Yüzünde mutlu bir gülümseme yer aldı çünkü fazla bulaşık yoktu. Yaşasın! Hemen süngeri köpükleyip tabakları yıkmaya başladım. O sıra da Ekrem Amca bana seslendi ve elimde ki işi bırakarak, ellerimi önlüğüme sildim. Hızlı hareket edip, belimi de sayarak kontrollü bir şekilde yanına gittim. Ekrem Amca elime 2 menu vererek yeni gelen müşterilere bakmamı istedi. Elinden menüleri alarak, masaya doğru yöneldim. Gördüğüm kişiler karşısın da küçük bir şok ardından menüleri uzattım. Cenk gözlerini kocaman açmış bana bakıyordu. Utku ise normal bir şekilde menüye bakıyordu. Cenk;
"Burada mı çalışıyorsun?" Diye sordu.
Kafamı evet anlamında sallayıp zorla gülümsedim. Çalısmaktan utanmıyordum. Alın terimle çalışıp paramı kazanıyordum. Sadece onlari karşımda görünce şaşırdım o kadar.
Cenk gülümseyerek karşılık verdi ve bir anda elini uzattı.
"Tanışmaya fırsatımız olmadı bugün 3 kere karşılaştık, sanırım artık tanışalım. Ben Cenk dedi sırıtarak.
Gülüp elini sıktım ve "Derin" dedim.
Utku bakışlarını bize doğru yöneltti ve mimikleri oynamadan "Utku" dedi. Suratsız şey.
"Memnun oldum" diyerek karşılık verdim. "Ilk defa buraya geldik atıştırmalık bir şeyler yemek istiyoruz, önerebileceğin bir şey var mı? Diye sordu Utku.
Hemen yüksek sesle "Kurabiye!" Diye bagirdım. Daha sonra sesimi alçaltarak "şey kurabiye önerebilirim atıştırmalık için, tadı güzeldir de" dedim utanarak. Cenk bu halime gülmeye başladı.
Utku ise başını tamam anlamında sallayarak; "Olur, bize 2 cay ve kurabiye kırmızı yanak" dedi.
Yanaklarim mı kızarmıştı? Of bu durumu hiç sevmiyordum. Bir de suratıma söyledi. Gıcık! Gıcık işte gıcık! Kafamı sallayıp yanlarından uzaklastım.
Fincanlara 2 çay koyup, yeni çıkan kurabiyeleri tabaklarına yerleştirdim. Tepsiyi elime alacakken suratımı buruşturdum. Egilmistim ve belim acımıştı. Tekrardan doğrulmaya çalışarak, Tepsiyi alıp masaya doğru yöneldim. Çayı ve tabağı koyup yanlarından gülümseyerek uzaklastım. Ekrem Amca surat ifademi anlamış olacak ki; Ne oldu? diye sordu. Sorun olmadığını söyleyerek onu gecıstirdim. Bulaşıkları bitirmek için mutfağa yöneldim.
Bulaşıklar bittiğinde hava da kararmıstı. Etrafa bakındığımda Cenk ve Utku'yu göremedim, gitmişlerdi. Zaten cafe de boşalmıştı. Ekrem Amca gülümseyerek yanıma geldi ve zarfın içinde ki parayı bana uzattı. Teşekkür ederek zarfı aldım ve cebime koydum. Çantamı koluma takarak Ekrem Amca ve Güler Teyze ' ye hoşçakalın diyerek cafe'den çıktım. Taksi durağı 2-3 metre ileride olduğu için şanslıydım. Yürüyerek durağa gittim ve bir taksi tutup eve doğru gitmeye başladım.

Hayat Sen OluncaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin