Çınar Ve Ateş'i

14

Ateş, heyacanlı bir şekilde kapıyı çaldı. Elleri şuan titriyordu. Yeni yetmeler gibiydi. Sanki ilk defa aşık olmuşta, bu duyguyu ilk kez tadıyor gibiydi. Hoş bundan sonra Çınar'dan öncesi yoktu. Ondan önceki yaşamını silecekti aklından. Kapının arkasından gelen pıtı pıtı adımlar ile gülümsedi. Kapının açılması ile ona gülümseyerek bakan miniğe oda gülümseyerek karşılık verdi.

"Hoş geldinnnn Ateş" dedi Çınar, tüm içtenliğinle. Çok heyacanlanmıştı o da. Ateş birden değişmiş ve ona güzelim demişti. Eli ayağı birbirine girmişti adeta.

"Hoş buldum güzelim" ve karşısında şaşkınlıkla ağzı açık kalmış Çınar ile gülümsedi.. Çok tatlı duruyordu.

"Çınar böyle kapıda mı duracağız?" dedi alay kokan sesi ile. Çınar, hemen kendini toparlayıp bir adım geri gitti.

"Şeyy buyur Ateş" dedi. Uyanmıştı ve yanakları kıpkırmızı olmuştu. Ateş, onun bu hallerine içi giderek baktı. Bir an önce o yanakları ısırmak istiyordu.

İçeri geçen ikili aralarında biraz boşluk olacak şekilde oturdu. İkisinin üstünde heyecan vardı. Bir kaç dakika süren sessizliği, Ateş boğazını temizleyerek bozdu. Daha sonra hafiften Çınar'a dönerek gülümsedi. Nasıl başlayacağını bilmiyordu ama Çınar'ın bir açıklama beklediğini biliyordu.

"Beni iyi dinlemeni istiyorum güzelim olur mu?" dedi çınar'ın ellerini avuçlarının içine almadan önce.
Çınar, uslu bir şekilde başını salladı. Ateş onun bu tatlı hallerini dişini sıkarak baktı. Şuan hiç sırası değildi. Çünkü karşısındaki bu masum bebek güzel açıklamayı hak ediyordu..

" Levent pi..pardon güzelim.. Levent'in yanındaydım. Onunla görülecek hesabım vardı. Onu kapattım. O yüzden sana cevap veremedim." dedi gözlerinin içine bakarak. Merakla gözlerini açmış, devam etmesi için bekliyordu.

"Neden levent ile sorunun var ki senin Ateş " dedi dudaklarını büzerek. Bunu yapmamalıydı çünkü Ateş'in tüm dikkati şuan büzülen o iki çift dudaktaydı. Bu çocuk onu erken yaşta kalpten gösterecekti. Derin bir nefes alıp, aklını toparlamaya çalıştı.

" Levent, bundan 2 yıl önce sözlüm ile yattı. "dedi hiç duraksamadan.

Çınar, ilk yapacağını bilmeden öylece baktı Ateş'e. Levent'in şerefsiz olduğunu mu şaşırsın, daha önce sözlüsü olduğunu mu üzülsün bilemedi. Çok ağır geldi sözleri Çınar'a.

" A-ateş b-ben.. "lafını iki eline konulan öpücük ile kesildi.

" Her şeyi anlatacağım güzelim. "dedi ve bir kere daha öpücük kondurdu.

Ve hiç kesmeden anlattı gerçekleri. Her anlattığında, Çınar'ın gözlerine baktı ve sakinleşti Ateş. Ve Çınar anlamış gibi onunla sürekli temas halinde bulundu. Ellerini okşadı, sarıldı ve göz yaşlarını teker teker sildi eli ile. Bu da Çınar'ın dilinde 'Yanındayım' demekti.

Çınar, Ateş'in ilacı olacaktı. Monoton hayatına renklendirmek için, Ateş'in dünyasına çekilmişti Çınar.

Bir müddet daha ağlayan ikili kendilerine iyi gelmiş ve sakinleşerek birbirlerinden ayrıldı.

"Çınar sana bir şey söylemek istiyorum" dedi iki elini ağlamaktan kızaran yanaklara getirdi.

"Söyle Ateş" dedi kısık sesiyle. Halen üzerinde olayların ağırlığı vardı.

"Nasıl başlayacağım bilmiyorum. Ne demem gerektiğini düşünüyorum ama kelimeler kifayetsiz kalıyor sanki senin yanında." dedi ve sonra aklına gelen anı ile gülümsedi. Çınar, gülünce çıkan iki çukuru hayranlıkla baktı.

"Annem haklı galiba Çınar. Küçükken bize hep derdi ki ' Aşkınızı sakın anlatmayın, hissinizi küçültür. Sevdanızı karşı tarafa aktarmanın en güzel yolu mühürlenmiş bir çift dudaktadır' derdi." dedi ve hiç beklemeden karşısında onu hayranlıkla bakan sevdasını mühürlemişti.

Ateş'in dilinde bu' seni seviyorum ' demekti.

Herkesin kendi dilinde bir seni seviyorum' lar farklıdır. Onların dilinde ise iştahla buluşan o iki çift et parçasındaydı marifet.

Çok güzel yerde kestim ehehe 😺

Şu kısacık bölümü yazamadım yaa.. Uykum gelince, gitmesi için elimden geleni yaptım. Neyse olmuştur inşallah.. ❤️ ❤️ ❤️