villa

773 20 0
                                    

Sarı ışıklandırmasiyla sakin bir havasi olan küçük cafemizde bar kismina hep beraber oturmuştuk. Sefa kasada satış yapıyordu.

"Ayın elemani secilmelisin" diye Sefa'ya döndüm. Sefa gözlerini para üstünü uzattığı müşteriden ayırmadan yanıtladı "hiç belli olmaz her an müdür bile olabilirim"

Sude telefona gömdüğü kafasını kaldırıp bize baktı "oğlum Buket' in yanındaki villayı gördün mü?"

Sefa ellerini temizleyip yanınıza geldi "ne villası?" Meraklanmisti

Dikkatle sudeyi inceledim. Sude ise pot kırdı " Buketin yamuklusu villa yaptiriyor." Sefa gülmeye başladı. Anlamıştı

Ofladim.

Sefa bana dönüp "Nereden anladın villa olduğunu. Belki müstakil ev yapıyor kadın."

Sude atıldı "Oğlum saçmalama her türlü bilir bu salak, sapik gibi kadinin peşinde."

Yanağımi avuç içime yaslayıp isteksizce "Abartma Sude, yardımcısini buldum ondan öğrendim işte" dedim.

Sude " tabi..." Diyerek önüne döndü.

Sefa " ortam neşelensin" diyerek iki çay koydu. Sonra yanımıza gelip bize ikram etti. Teşekkür edip çayı elime aldım. Ortam kalabalıktı. Şarkı slow ve dinlendiriciydi. Elim sigarama uzandı ve bir dal yaktım. Her şey çok sevimli gidiyordu. Hayatımı seviyordum...

Sude kasanın olduğu taraftan bulduğu herhangi bir kağıt parçasıni aldı. Ve gözlüğünü indirerek onu okumaya başladı. Çok takılıyordu. Ciddi bir körlüğü vardı. Sefa ise hesap için gelen müşterilere döndü

Telefonumu alıp Twitter'da gezinmeye başladım. Büşra Atlar hakkında günlük ne kadar tweet atildiysa okumaya başladım

"Bu kadına tapıyorum ve müziğe geri dönmezse 6 ay içinde kendini öldürucem"

Bu tweete güldüm "geber" diye fısıldadım. Yanındaki Sude gözlüğü geri takip bana bakti "bir şey mi dedin?"

"Yok kanka sen devam et" dedim. Gözlüğünü geri indirip yazı okuma çalışmasına devam etti.
Bense Twitterin derinliklerine indim

"Büşra Atlar kaçırılmış olabilir bu işin şakası yok"

Bu ne korkunç bir iddia. İnsanlar istediğine böyle sallayabiliyorlar miydi? Ayrıca benim prensesim oldukça guvendeydi. Ki hatta rahatlık batmış olacak ki gözden uzakta sakin bir hayatı tercih etmiş.

Biraz daha tweet okudum ve insanların saçma iddiaları, magazin haberleri ve ağıtlardan başka bir şey bulamadım. Telefonu masaya bıraktım. O sırada sefanin yanımızda olduğunu fark ettim.

"Ne yapıyorsun?" Dedi. Gülümsedim.

"Biz biliyoruz zaten Buket hiç cevaplama" dedi Sude hiç bize donmeden "gelişme var mı" diye ekledi.

Ellerimi masaya dayayıp yumuşak sesle konuştum " yarın belki inşaat ne durumda diye göz atmaya gelir. Umarım işe kabul edilirim ya..."

Sefa yerinde kimildandi. Sude gözlüğünü takti ve elindeki kağıdı bırakarak gülümsedi "umarım." Sefa bir bana bir de Sudeye baktı "ne işi lan"

Sude olduğu sandalyede dönüp sefays baktı "valla balım bizim bu çaresiz Buket, sırf Büşra Atlar ile görüşebilmek için onun korumasi olmak istiyor. İş başvurusu yaptı."

Sefanin tek kasi kalktı " o işler böyle mi oluyor ya?" O sırada cafede farklı bi melodi duymaya başladık. Büşra Atların sarkisiydi. Yeterince gevşek bedenim duyduğum şarkıyla daha da rahatladı.

Omuz silkerek "bilmiyorum bir sitede böyle bi iş ilanı vardı..."

Kasaya hesap ödemek isteyen müşteri geldi. Sefa yanımızdan ayrılırken açıklamam yarım kaldı. Sessizce kafede çalan şarkının tadini çıkardım

Sude yavaşça elini omzuna koydu. " Belki bir gün tanışırsiniz" gülümseyip başımı minnetle salladım. Umuyorum ki öyle olur.

Büşra Atlar'in pırlanta gibi sesi eşliğinde camdan gözüken parlak yıldızları izledim. Umutla baktığım her şey çok daha canlı gözüküyordu.

Big Boy [gxg] Kısa HikâyeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin