kırılgan umutlar

283 18 1
                                    

Ofkeliydim

Günlüğümle bakisirken öfkemi yatıştırmak için birkaç dakika sessizce gökyüzüne baktım. Tek başıma pikniğe çıkmıştım. Aslında tek başıma olmayacaktım. Ama beni ekmislerdi

Arkadaş grubundaki kimse sadık değildi. Bu beni üzmüştü. Ama neyse ki kimseye baglanmamistim. Dersimi alıp akıllılık ettiğim için kendimle gurur duydum

Ben Büşraya deli gibi aşık olmadan önce sadık olduğum bir sevgilim vardı; Ecmel...

Onun hakkında günlüğume yazdığım şeylere göz attım. Bundan 3 yıl öncesi yaş 17

Ecmel'i seviyorum. Ona kendimden çok güvenirim. Ama bir sıkıntı var. Beni kendinden uzaklaştiriyor. O kadar zıt insanlarız ki, bu davranışiyla ondan çok kolay soguyabilirim. Ama o benim ilk aşkım. Bırakamam. Karakterlerimizin zitligina tezat bir sevgi besliyoruz birbirimize ve bir gün bu bitecek olursa beni Ecmele baglayan bir şey kalmaz.

Okuduğum satırlar beni geçmişe götürdü. Beni sürekli geriye atma çabalarını, başkalarıyla arkadaş adı altında yaptığı flortlesmeleri...

Gözlerimi kapattım. Öfkenin üstüne öfke katmak mantıksız olurdu. Yoksa o an sırtımı yasladığım ağacı kökünden söküp parçalayacaktim.

"Sen çok kötü bir insansın Buket. Bana neler yaşattın haberin var mı?!"

Sesini duyuyor gibiydim. Onu sevmekten başka ne yaptığımı da bilmiyorum.

Dün Büşrayi gördükten sonra Tanrı bana mutlulugu fazla görüp bugün şak diye geri almıştı.

Sudeyle ufak takismistik. Her gün o bahsettiği sessiz sakin mekanda birileriyle flortlesip millete satasiyordu. Yapmamasını söyledim. Ama sert bir dille. Sude de buna göz yumacak biri değil. O da sert karşılık vermişti. Ve sonunda sözel kavga edip küstük. Evet küstük. Aynı ilköğretimdeki gibi

İşin sonunda haklı olsam da aramizin bu tür şeylere bozulmaması gerektiğini söyleyip özür dileyecektim kesin. Ama bu sıralar kafa dinlemem lazimdi

Twitter'da kontrol yaptım. Büşra hakkında yeni dedikodular vardı
"Kocaya kaçtı, para bozdu, yeni şarkısi için çalışıyor" gibi birçok soylem. Hepsi olabilirdi.

Günlüğüme geri dönup Sude ve diğer arkadaşlarım için ne yazdığına göz attım.

Sude iyi bir kuzen ama benimle uyumlu biri değil. Yine bir hatamı devam ettiriyor gibi hissediyorum

Çimlere yaydığım eşyaları alıp çantama doldurdum. Eve giderken yolda yazdıklarımı düşünüyordum
Açık ve netti. Bir insan kurtulmak istediği biriyle neden hala görüşür ki? Ben küçükken babannemin bana verdiği nasihatleri yeni anlıyorum. Kendine zarar veren insandan bazen istesen de uzak duramıyormussun.

Saat 10du

Bir koşu eve gidip spor çantamı kaptım. 100 metre ileride spor salonu vardı. Ah Tanrım, buraya da hiç hazetmem.

Spora gitmeden markete uğrayıp büyüğünden su şişesi aldım. Bugün terletecek bir program yapacaktım.

Spora girip soyunma odasına ilerledim. Kol kaslarini ölümüne zorlayan Adnan selam verdi. " Kız Buket naber?" Ona baktım oldukça yapılı duruyordu.

Başımı salladım "iyilik Adnan, sen iyisin?"

Havlusunu ensesinden çekip kaslı kollarını kuruladi. Show yapmaya mi çalıştı anlamadım.

"İyiyim iyiyim. Seni gördüm daha iyi oldum. Arada uğra bizim dükkana hiç gözükmüyorsun"

Bunların cafesi piyasadaki en kıraathane yerdi.

"Ya işlerim çıkıyor"Gerildim

" İş demisken, markette mi çalışıyorsun?" Diye sordu.

" Yok canım kim söyledi "

Elini havada gelişi güzel salladı " boşver sen kimin söylediğini. Bak ıssız kaldiysan bizim orada bi yer ayarlayalım sana"

Bu çocuğun amacı yardım miydi yakinlasmak mi? Sağı solu belli değildi gerçekten. İfademi gizlemeye çalışarak yanıtlarım

"Dert etme kanka. Yakın zamanda bodyguard olarak ise başlıyorum. Eh spora da devam tabi formumu korumam lazım"

Adnan şaşırmıştı " iyiymiş. Nerede?"

Arkadan bı çocuk konuşmayı bölerek bağırdı " Adnan terin soğumasın kardeşim."

Arka tarafa baktığımda bağıran çocukla beraber 4 kişinin bize imali baktigini gördüm. İşte bu yüzden bu kasabadan nefret ediyorum

"Kaçtım ben" dedim ve soyunma odasına girdim. Uzatmak istemediğim halde lafa tutup bi de adımı onda bunda dolandırıcak salak adam.

Hızlıca üstümü giyinip kulaklıkların taktım. Salona geri geldiğimde biraz daha kalabalıklastigini gördüm. Biraz daha buranın insanına katlanacaktim. Biraz kafamı boşaltmam lazımdı. Telefondan Eminem - Rap God açarak enerjimi yerine getirdim.

Salondan çıktığımda öğlen olmuştu. Eve gidip duş aldım. Ve birkaç fit yiyecek hazırlayıp oturma odasına geçtim. Telefona bakıyordum. Yeni tweetler falan filan. Ayrıca Sudeden de mesaj yoktu. Ofladim. Belki şehir dışında yaşasaydim daha rahat unutabilirdim olanları.

Daha dün takistik. Ve bugün ben hiç hayatında var olmamisim gibi davranıyordu.

Şu hayatta en katlanamadigim şey yüzüstü bırakılmak. Ve bunu öğrenen herkesin, istisnasız herkesin beni terk etmesi trajikomikti.

Yemeğini yerken YouTube dan eğlenceli birkaç video izlemeye başladım. Yemeğimi yerken mutlu olmak istiyordum.

Aklıma Büşra gelmisti. Özlemiştim dünkü hisleri. Bugün kaybolması ne tuhaf. Garipsin hayat. Alışılagelmiş değilsin. Şurada bir deprem olsa yok olup gideceksin ama hala geçmişe bakıp kendini parlıyorsun.

Öz eleştirilerime karşı yemek yiyerek video izlemeyi sürdürdüm. Bugün Sude yoktu. Alistigim hayatın bir tık dışında hissediyordum. Akşam da o aptal gururuna yenik düşüp hiçbir şey yapmayacaktı.

Neyse ki gün bitmedi. Belki başıma güzel bir şey gelebilir, diye düşündüm.

Saat 20:44

Yatağımda uzanmış, tam karşımda duran pencereden yıldızları izledim. Gün bitmişti. Hiçbir şey hissetmiyordum. Dünden beri olanları düşünüyordum

Big Boy [gxg] Kısa HikâyeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin