Rüya gibi bir hafta geçirmiştim. Bir meleğin yanında, düşündüğümden daha naif bir yaşantı sürmüştük.
Aramızda yakın bir ilişki vardi.
Büşra sabırlı, nazik, dinleyici ve biraz da agresifti. Bir haftada ogrendiklerim bunlardi.
Cafedeydik ve birlikte kahve içiyorduk. Etrafta paparazi olmasina karşı gözlükleri ve şapkasıyla oturuyordu. Gerçi zaten sessiz, ıssız bir yerdeydik.
Gözlerinin yeşilini gözlükten göremiyordum. O yüzden kendi yansimamla bakisiyordum.
"Saçlarının rengi çok tatlı Buket" Demesiyle kahvemi masaya bıraktım. "Doğal rengi bu. Biraz üstüne düşüyorum bakım konusunda sadece"
Gülümseyerek ufak gamzelerini çıkardı " evet ama böyle hafif turumcumsu. Şeker."
Ben de gülümsedim. Dikkatli biriydi.
"Yeni albüme hazirlanmam lazim. İlham yok." Dedi.
Ona baktığımda sıkıntılı bir şekilde etrafı izliyordu. Yardımcı olabilir miydim?
"Doğa yürüyüşü iyi gider" dedim
Başını hiç çevirmeden yanıtladı. "Bilmiyorum "
Ona eşlik etmek istiyordum. Güzel bir mekan düşünmeye başladım. Böyle heybetli bir çay bahçesi olabilir.
"Aslında aşk istiyorum." Dedi aniden
Şaşırarak ona baktım.
"Böyle big boy tarzı biriyle tutkulu bir aşk istiyorum. Ama seçici tavrim yüzünden bi türlü olmuyor."
Ufak bi sessizlik girdi. Yutkundum. Kafamı toplayıp cevap vermeye hazırlanıyordum
"Bulunur illa ki." Cümlelerim yarıda bitiriyordu.
Bana uzun uzun bakmaya başlayınca nefesim daralndi. O an ne düşündugunu tahmin edipedip aklımda binlerde senaryo dolandirdim
"Ya sen?" Dedi bir süre sonra.
"Ben..." Diye basladim. Ne diyebilirdim ki?
"Birini istemiyorum ya böyle iyiyim" dedim zar zor. Ona seni istiyorum diyemezdim, ya da tek birini istiyorum desem hayatımda başkasının olduğunu düşünecekti.
Başını salladi. Sevimli görünüyordu. Parfümünün fresh kokusunu daha yoğun hissettim. Aklımı alıp farklı diyarlara götürüyordu bu kadın.
Daha fazla durmadan cafeden kalktık. Öğleden sonrası için onu stüdyoya getirdim. Şoför Selim abi bizimle değildi. Yani ben ayni zamanda Busra'nin şoförü olmuştum.
Arabayı otoparka park edip kemeri çıkardım. İnmeye yeltendigim sırada Büşra'nin hiç kimildamadigini gördüm. Arkadaya dönüp "Bir sorun mu var?" Dedim.
"İstemiyorum." Dedi sadece
"Gitmeyi mi?" Dedim tek kaşim kalkarken. Gözleri gözlerimle buluştu.
Hiçbir şey söylemiyordu. Anlaşılan stüdyoyu ertelemek niyetindeydi. Ama işinden yeterince uzaktı, kariyerinin bitmesini ilk başta ben olmak üzere ikimiz de istemezdik."İstersen..." Dedim yavaşça "stüdyoda işini kısaca hallet çıkışta çay bahçesine götüreyim. Akşam sefası surersin"
Busranin gözleri parladı birden. Fikrimi beğenmişti. Karşılık olarak gülümsedi. "Tamam o halde ben bir saate çıkarım, haberlesiriz"
Başımı salladım. Arabadan inip binanın girişine gitti. Arabada oylece gözden kaybolusunu seyrettim. Hala kafede gecirdigimiz dakikaların etkisindeydim. Tam bir kelebek hissi
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Big Boy [gxg] Kısa Hikâye
Teen Fiction🖇️ yeşil gözleri bana dönünce kalbim sıkıştı. "benim big boy'um sensin" diye fısıldadı. heyecanıma hakim olmaya çalışarak yanıtladım "aynı şeyi senin için düşündüm" gülümsedigini fark ettim. ikimiz de big boy olmaktan hoslanmistik... (eşcinsel) Pa...