Merdivenlerden uçarak indikten sonra Büşra Atlar'ı bir yere kaybolmadan yakalamayı umdum. Dışarı çıktığımda Sude de benim peşimden gelmişti.
Sokağın ortasında duran Büşraya baktım. Tanrım, o gözlere herkesi kurban edebilirim
Nefesimi düzene sokup mahcubiyetle yanına yaklaştım. Büşra Atlar o zarif yüzünü bana çevirdi. İfadesizce bana bakıyordu
"Merhabalar ben bu evde oturuyorum da sanırım komşu olacağız." Diye kekeledim.
Büşra önce yanındaki korumasına baktı, sonra bana döndü. "Sen bunu nereden biliyorsun?"
Sesi pırlantayi anımsattı. Onu tehlikede hissettirmek istemiyordum.
"Aslında tahmin ettim yoksa bilemem yani ogrenemem ki" terlemeye başladım.
Büşra gülümsedi. Çok güzeldi
" Anlıyorum. Ana yaniliyorsun bu ev bana ait olmayacak." Diyerek yanımdan uzaklaştı.
Tek kelime edemedim. Çünkü şaşırmıştım ve ileri gidersem asi koruma yanlış anlayabilirdi.
Sadece onu izledim. İkinci koruma önümde durup buradan toz olmamı bekledi. Beklenileni yapıp uzaklaştım.
Evin penceresinden izlemek daha güvenliydi ama ona yakın olmak istiyordum. Prensesime.
Büşra biraz dolaştı ve çok geçmeden arabaya bindi. Zaten hava çok sıcak başına güneş geçebilirdi.
Ve gittiler.
Tüm Büşra Atlar maceram bu kadardı. Öylece yola bakakaldim. Sude gelip de beni durtmese baya da orada öylece kalırdım
"İyisin?" Dedi tek kası kalkarken. Bense sadece bir cümle kurabildim. "Çok güzeldi Sude"
Sude güldü "Belli aga nutkun tutuldu"
Sessizce eve yürüdüm. Hala bu başvurunun onaylanmasına dair umudum vardı. Onunla yeniden konusabilirdim.
Odama girdiğimde elim gitarima gitti. Sude de arkamdan gelmişti. Hayalet gibi hissediyordum hiçbir şeyi hissedemiyo gibiydim ondan başka.
Yatağa oturup gitar için rahat bi pozisyon aldım ve Büşra Atlar için hazırladığım besteyi söylemeye basladim
Sude mırıldandı ama ne dediğini hiç duymadım.
Zamanın dışında
Tatmak istediğim
güzel bir meyve var
Akan suyun ilginç
Manzarasi ve ılık rüzgar
Belki zamanın ötesinde
Bizi birbirine bağlar...Tanrım tüm bu kelimeler yetersizdi onun için, yakından daha da güzeldi. Günün geri kalanında pencereye geçip biraz da orada şarkı söyledim. Sude gitti, öğlen oldu ve sokak hareketlenmeye başladı.
Tüm bu hareketlenmeler benim için ruhsuzdu. Tek hissettiğim oydu
Sokağı izlemeye ve şarkı söylemeye devam ettim. Çok huzurluydum.
En sonunda kapının çaldığını duydum. Gözlerimi yoldan ayırıp kapıyı açmaya gittim. Sude ve Şafak vardı.
Şafak gülerek üstüme atladı. Kollarını kendimden ayirdigimda anlamsızca baktım "Hoşgeldiniz?"
"Aç mısın?" Dedi Sude elindeki lahmacunu ağzına tıkarken.
Şafak eşlik etti "sana yemek getirdik belki aşkından yemek yemeği de unutmuşsundur diye."
Gülümsedim. Öyleydi sanırım.
İçeri geçtik. Şafak bir şeyler anlatmaya başladı. Ona kulak verdiğimde kendi aşk hayatindan bahsediyordu. Boş.
"İşte biz de Altuğ ile böyleydik. Sonra baktım normal insanlar olmuşuz. Ama varya ne aşıktım ben yani Buket bı hiç yani anlatabiliyor muyum"
Hiç bir şey demeden pencere dibindeki yerimi aldım. Dışarı baktım belki bugün yine uğrardi.
"Ulan" dedi Sude lahmacunlari masaya koyarken "Ne ballisin Buket. Bugün gelecek dedin geldi. Şansa gel"
"Şans değil. Dikkat ettim" dedim.
"Vay karizmaya bak. Sapik gibi araştırdım demiyor da dikkat ettim diyor" ikisi gülüştüler
Komikti ama gulemeyecek kadar onlardan kopuktum. Aklım başka bir seydeydi.
Biraz daha sokağı gözledim. Sonra onlara katılmaya karar verdim. Masadaki lahmacunlardan 3 tanesini gömdüm. Ah baya acikmistim. Aşk acıktıriyordu.
Biraz daha oturduktan sonra şafakla Sude kalktılar. Yolcu edemeyecek kadar ilgisizdim ama ayıp olsun da istemedim. İkisini postaladiktan sonra pencere başındaki yerimi aldım.
Akşam olmuştu. telefondan Twitteri kontrol ettim ama yeni bir şey yoktu.
Ofladim. Keşke yeniden gelse belki normalce arkadas olabilirdik.WhatsApp grubunda da sudenin yaptığı birkaç hatayı tartıştiklarini gördüm. Bu Sude kosebasinda adını bile bilmediğim bir cafede adını çıkarmayı başarmış. Yazılanlara daha fazla ilgilenmeden telefonu kenara koydum.
Uykum gelmişti. Yandaki inşaat gürültüleri huzur veriyordu. Yatağa geçip kendimi uykunun sakin kollarına bıraktım.
Ve rüyamda Büşra Atlar ile akarsu kenarında lahmacun yiyorduk.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Big Boy [gxg] Kısa Hikâye
Teen Fiction🖇️ yeşil gözleri bana dönünce kalbim sıkıştı. "benim big boy'um sensin" diye fısıldadı. heyecanıma hakim olmaya çalışarak yanıtladım "aynı şeyi senin için düşündüm" gülümsedigini fark ettim. ikimiz de big boy olmaktan hoslanmistik... (eşcinsel) Pa...