10

3.2K 380 42
                                    

crucial star, your night

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

crucial star, your night

Yağmur damlaları camı adeta dövüyordu Jungkook ders çalışırken. Oda sessizdi. Üst kattan gelen kahkaha sesleri yağmur sesine karışıyor, birbiri içinde eriyip gidiyordu. Gök gürültüsü yoktu. Yağmur sakin fakat hızlıydı. Telefonunun ekranına dokundu, saati kontrol etti. Taehyung'un dersten çıkmasına on dakika vardı, bir taksiye atlayarak hemen yurda döneceğine dair bir mesaj atmıştı kendisine. Aklını önündeki kitaba veremiyordu. İki gece öncesine dönüyor, Taehyung'un dudaklarına değen dudaklarına dokunuyordu istemsiz. Bir Omega ile aylarca aynı odada kalmış, kalbi ona her an kendini kaptırırken şüphelenmek aklının ucundan geçmemişti.

Büyük bir risk aldıklarının farkında olsa dahi ondan uzaklaşmak istemiyordu. Onu göremeden geçirdiği saatler bile seneleri bulurken birkaç gün aralarla yapılacak buluşmaları kaldıracak kadar güçlü değildi. Eşlerin ilk aylarını acı dolu özlem duygusuyla savaşarak geçirdiklerini okumuştu. Yanıbaşında olan bedene dair duyduğu özlemle savaşmak zor geliyordu ona. Taehyung'u her an görmek istiyordu. Taehyung derse gitmek için odadan çıkmadan önce yatağını kontrol etmiş, "Sonunda kurumuş, bu gece yatağımda uyuyabilirim." demişti ve o andan beri Jungkook'un yüreğine konan ağırlıktan habersizdi.

Hoseok ve Yoongi yine bir kafede oturmuş ailelerinden gelen paraları kahveye harcarken onu da davet etmişlerdi ama odadan çıkmak istemiyordu. Taehyung'un kokusu her yerdeydi sanki. Kendini tuttuğunu, kokusunu ve feromonlarını yaymamak için çaba harcadığını biliyordu ama bir kez tatmıştı, gitmiyordu benliğinden. Kitaba odaklanamayacağının bilincinde olsa da gözlerini harflerde gezdirmekten alıkoyamıyordu kendini. Bir türlü bir araya gelmiyor, anlamlı bir kelime olarak girmiyorlardı zihnine.

Odanın kapısı açıldı, Kim Taehyung dizlerine inen siyah yağmurluğu ile birlikte içeri girdi. "Hava soğuk ve yağmur çok şiddetli. Bir an gelemeyeceğim sandım." derken normal görünüyordu. Islanmış çantasını köşeye koydu, yağmurluğunu üzerinden çıkararak siyah kazağı ile kaldı. Saçlarının uçları ıslanmış, alnına yapışmıştı. "Hyung, bana neden öyle bakıyorsun?" diye sordu Taehyung, bakışlarında nasıl anlamlar olduğunu kestiremiyordu Jungkook. Odaya daldığı ilk andan beri gözlerini kırpmadan ona bakıyor olduğunu biliyordu. Ayağa kalktı, kollarını Kim Taehyung'un beline dolayarak sarıldı. Kokusunu içine çekti. Özlemişti. Yüreğinde kabaran ağırlığa eklenen özlem ile nefes alamamıştı sanki onu görene kadar. Kim Taehyung kollarını onun boynuna dolayarak sarılmasına karşılık verdi.

"Ben de seni özledim, hyung."

Kim Taehyung henüz yeni hallerine alışabilmiş değildi, anlıyordu. Üzerini değiştirmek için siyah bir şort ve kısa kollu tişört alarak banyonun yolunu tuttuğunda gülmeden edemedi. Jungkook'tan saklaması gereken bir sırrı yoktu artık ama nasıl rahat ediyorsa öyle davranması konusunda ses çıkarmadı. Kim Taehyung kısa bir süre sonra odaya döndü. "Ders çalışabildin mi?" diye sordu Jungkook'a, gözleri masanın üzerinde açık kalan kitaplara kaydı. Jungkook sarılmalarının sonrasında çalışma masasına geçmek yerine yatağa oturmuştu. "Hayır. Seni özledim ve seni düşündüm, derse kendimi veremedim." diye itiraf etti, yakınlarına gelen Taehyung'un elini tutarak kendine çekti.

i think i'm lost again' taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin