4

3.5K 495 44
                                    

-

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

-

4| Benim için mükemmel olan biri hiçbir zaman olmadı.

Parmakları bilgisayarın üzerinde gelişigüzel hareket ederken tüm odağını ekrana vermek istiyordu fakat bunu gerçekleştirebilmesi beklediğinden zor geliyordu ona.

Bir saat kadar öncesine kadar normal hayatı ve düşünceleri yeniden bir karmaşa denizine sürüklenmişti ondan izinsiz. Yoongi onu aramış, Seokjin ve Hoseok ile bir kafede oturduklarını söyleyerek Jungkook'u da bu gruba dahil etmek istemişti. Hazırlanmak için yatağından çıkmış, kıyafet seçmek için dolabın karşısına dikilmişti ki hemen diğer yatakta oturmakta olan beden "Dışarı mı çıkacaksın?" diye sormuştu. Kim Taehyung'un tedirgin bakışlarına karşılık verirken gök bir kez daha tüm heybetiyle gürlemişti. İki gündür Seoul yeniden kendini gök gürültülü ve sağanak yağmurlu bir havaya bırakmıştı.

"Yalnız kalmak istemiyorum, benimle kalır mısın?"

Jeon Jungkook'un dolabın karşısından ayrılması, yeniden yatağının içine girmesi ve telefonundaki oyunuyla ilgilenmesi için tek bir soru yetmişti. Nedenini sormamış, merak etmememişti. Kim Taehyung'un kalmasını istemesi yeterli olmuştu bunu yapması için. Gözlerine bile bakmamıştı. Ona tek kelime de etmemişti. Oyununa geri dönmeden önce arkadaşına yağmurun başlayacağına dair kuru bir mesaj atarak gelmeyeceğini söylemişti. Şimşek bir kez daha odayı aydınlatırken savaş oyunundaki karakterinin skillerinin yerini değiştirmek ile uğraşıyordu.

Oda arkadaşı şiddetli yağmurun sonlarına doğru kendini uykuya bırakmıştı. Yorganına sıkı bir şekilde sarılmış, huzursuz bir yüz ifadesine sahip görünüyordu. Onu izlemeye başladığını fark ettiğinde kendini tuhaf bir durumun içine soktuğunu fark etti. Yataktan çıktı, bilgisayarının başına oturdu ve iki hafta sonra teslim etmesi gereken örnek savunma dilekçesi üzerinde çalışmaya başladı. Ne yazdığını bilmiyordu. Gözleri ekrana bakıyor olsa da aklı hemen arkasında uyumakta olan çocuktaydı. Kim Taehyung bir Alfa olarak zihninin içinde dönüp duruyordu. Normal gelmiyordu ona bu durum. Midesinde rahatsız bir his uyandırıyordu. Gözlerini kısa bir anlığına arkasına çevirdi. Yorgan üzerinden sıyrılmıştı, tişörtü yukarı doğru çıkmış görünüyordu. Düz bir karın görüntüsü vardı.

O an Kim Taehyung'un ne kadar yapılı bir vücuda sahip havası olsa da, teninin yumuşak göründüğünü kabul etti.

Sıcak odanın onu üşütmeyeceğine emin olduktan sonra önüne döndü lakin aklını onun teninin görünen kısmından alıkoyamıyordu. Telefonunu eline alarak Hoseok'a nerede olduğuna dair mesaj attı. Gözlerini kısa bir süre dinlendirmek için kapatmış olması işe yaramıyordu, zihni susmak bilmiyordu. "Yoongi ile oturuyoruz, Seokjin hyung kalktı. Gelmek ister misin?" yazıyordu Hoseok'un cevabında, onların yanına gitmek istiyordu. Onlarla uğraşmak biraz olsun aklının Kim Taehyung'tan uzaklaşmasını sağlayabilirdi ama kalacaktı, ona sessiz bir söz vermişti içinden. "Ders çalışıyorum, bir kuyumcudan altın çalan birini savunmasını yazmak zorundayım." Onlara bir şeyler anlatmak istiyordu ama nasıl açıklayacağını bilmiyordu, bir Alfa'nın zihnini ele geçirdiğini nasıl itiraf edebilirdi onlara?

i think i'm lost again' taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin