4-UNDERWORLD KRALLIĞI

10.6K 426 112
                                    


#briella'dan#

Uykumun en güzel yerinde bu lanet olası seste ne ya hadi ama tam rüyamda yeni çiçekler keşfetmiştim.

Odamdaki gece lambasını açtım ve kapıya doğru yürüdüm uykulu gözlerim ile kapıyı açınca saray koridorunda bağırarak koşan askerleri görünce şaşırmadım değil ne oluyordu bu saate ya.

Kafamı diğer yöne çevirdiğimde bana bakan bir çift siyah gözler ile karşılaştım sonra bişey oldu değişik değişik anılar canlandı gözümün önünde ben bu anıları hiç yaşamadım ki sonra karşımdaki adamın gözleri tekrar netleşti.

Bana o kadar odaklanarak bakması biraz garibime gitti değişik de bakıyor sanki bişey yapmasa bari.

Askerlerin çığlık sesleri çoğalınca koşarak babamın yanına gittim ve ona sarıldım bu askerlere ne oluyordu böyle,çığlık sesleri kesilince kafamı kaldırıp etrafa baktım askerler yerde nefes nefese kalmıştılar sanki savaştan çıkmış gibi.

Tam babama dönüp neler olduğunu soracakken kolumdan öküz gibi çekilmem ile şaşırdım bu önümdeki dev gibi adam beni kolumdan sürüklüyordu.

Babam da benim diğer kolumdan tutunca dev adam beni arkasına alıp babama bağırarak bişeyler söyledi ben hala şokta olduğum için ne dediğini tam kavrayamadım aklımda sadece eşimi benden alamazsın dediği yer kalmıştı.

Ne eşinden bahsediyordu bu babama arkasını dönüp kara büyü ile geçit açtı kara büyü olduğunu da geçidin siyah olduğundan anladım.

Tam ordan geçiyordu ki "hey kolumu bırak seninle bir yere gelmicem ayrıca ne eşinden bahsediyorsun"dedim.

Arkasını dönüp gözlerimin içine baktı"mührün ne olduğunu bilmiyorsan sana öğretirim hayatıma hoş geldin küçük eşim"dedi son kez annem ve babama bakıp geçitten geçti ve beni de arkasından götürdü.

Kendimi birden bizim sarayın on katı büyüklüğünde bir sarayın önünde buldum.önümdeki adam benim kolumu bırakmadan sarayın içine doğru yürüdü.

Büyük ve görkemli bir koridordan geçerken duvarlarda asılı olan tabloları incelemeden duramadım vay canına bunlar en eski kral ve kraliçelerdi.

Yanından geçtiğimiz askerler bize şaşkınlıkla bakıyordu haklılar kim burda öküz gibi bir perinin sürüklendiğini görse şaşırır.

Beni siyah kapılı bir odanın önüne getirdi kapının önündeki askerler bizi görünce kafalarını eğip selam verdiler ve kapıyı açtılar önümdeki hödük kibarlık nedir bilmiyor kapıyı açıp geç dedi ona ters ters bakıp geçtim odaya.

Büyük ve görkemli oda karşısında dilim tutuldu benim odamın üç katıydı burası tamam benim odamda küçük sayılmazdı ama burası babamın taht odası kadardı acaba buranın taht odası ne kadar büyüktü.

Taht odası demişken bu askerler dev adama neden selam verdiler acaba önemli birimi hödük tutu kolumdan getirdi beni buraya sinirli sinirli bakıyor etrafa soru da soramadım ki şaşkınlıktan.

"Bana baksana sen, kolumdan tutup buraya getirme amacın ne, ayrıca ne mühründen bahsediyorsun oda ne"dedim aklımı kurcalayan ilk soruları sorarak.

Elleri cebinde arkası dönüktü merakla ona bakmaya devam ettim tabi sırtını tek görüyordüm.

İçimdeki azgın kız geniş omuzlarına ve kaslı sırtına bakıp ağzının suyunu akıtsa da kafamdaki düşünceleri dağıttım hala bana dönmemişti dağ ayısı önüne geçip kısacık boyumla onun gözlerine bakmaya çalıştım.

Hadi ama bu dev adam benim boy hakkımı çalmıştı kesin, bunu kafamın bir yerine not aldım ilerde ondan hesabını sorardım
'boy hırsızı seni' dedim içimden,komik bişey varmış gibi kafasını eğip bana baktı ve hafif tebessüm etti omuzlarına geldiğim için baya kafasını eğmek zorunda kalmıştı.

ZALİM KURTHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin