20-CEHENNEM ÇUKURU

3.2K 251 21
                                    


Evden ayrılıp geldiğimiz orman yolu tekrar geri dönüyorduk,ikimizde sesizdik,ben etrafa meraklı bakışlar atarken Maude düz önüne bakıyordu,ara sıra taşa ve ağaç dallarına takılmaktan son anda kurtarıyordu beni.

Ağaçların üzerinde tekrar gözlerimi gezdirdim,içime birden hüzün çöktü,yer altındaki diğer ormanları görmediğim için nasıl olduklarını bilmiyordum,bu orman ise beni üzmüştü,tek bir yaprak bile yoktu,içimden seslensem bile ses vermiyorlardı,derin bir üzüntü içindeydiler,belki onlar da sesizce kaderlerine boyun eğiyorlardır.

Bir çaresi yok mu,güneş tanrısı ile bağlantı kurup laneti ortadan kaldıramaz mıyım?

Ben peri kızıydım,orman benim yuvam,doğa benim ailem,onları böyle görmek içimi burkuyordu,kanım gereği çok fazla etkileniyordum.

" ormanın lanetini ortadan kaldırmanın bir yolu yok mu Maude." Dedim üzgün bir sesle.

Önündeki yoldan bakışlarını çekip ağaçlara baktı,benim üzüldüğümü biliyordu, anlamıştı," malesef Xana'm,onlar sonsuz bir sesizliğin içine girmişler." Dedi.

" Güneş tanrısı ile bağlantı kuramaz mısın? " dedim,bir umut arıyordum.

" Tanrılarla bağlantıya geçmek çok zordur,senin çağrını duymazlar,duysalar bile günler sonra zihin yolu ile buluşursunuz." Dedi,günler sonra mı,bize bile isteye cevap vermeyip bekletiyorlar mı?

" neden günler sonra,daha erken cevap veremezler mi?" Dedim tekrar soru sorarken.

" veremezler,yer ve gök arasında çok uzun bir mesafe vardır,bizim ruhumuz öldüğü zaman aylar sonra gök yüzüne ulaşır,tanrılar bir kaç güne yer yüzüne inmeleri onların kudretinin ne kadar büyük olduğunun göstergesidir." Dedi Maude.

Önceki yaşamında öldüğü için ruhu aylar sonra gök yüzüne ulaşmış olmalıydı,kendinden emin konuşuyordu.

Anlattığı şeylerden sonra tekrar aramızda bir sesizlik oluştu,ben yine düşünce alemime girdim.

Etraftaki uçsuz bucaksız ormanın görünen tüm ağaçlarına bakıyordum, kafamı sağ tarafa çevirip gözlerimle etrafı turladım.

Kuru toprak, yaprağı bile olmayan ağaçları,üç tane canavar,sis bulu...
Üç tane canavar mı?

Hızla çığlık atıp maudenin koluna iki elle sarıldım,çığlık sesimle Maude bana dönüp telaşla baktı.

" Orda,ordalar,üç tane canavar." Dedim titreyen elimle canavarların olduğu yeri göstermeye çalışıyordum.

Elimi takip eden gözleri canavarların olduğu yere kaydı.

Üçü de bana bakıyordu,yani galiba bana bakıyor,bunların göz yuvaları boştu,lanet olsun,maudenin kolunu daha çok çekiştirdim,koala yapıştım desem daha doğru olur.

Maudeden gelen anı kahkaha sesi ile tüm hareketlerim durmuştu,şaşkın bir şekilde başımı kaldırıp ona baktım,ciddi ciddi gülüyordu.

Ben burda korkudan ruhumu teslim ederken o gülüyor muydu,sinirden sol gözüm seğirmeye başladı,arkamdaki canavarları bile unuttum desem yeridir.

Kolunu iterek bıraktım ve " ne gülüyorsun Maude çok mu komik,ruhumuzu çalmaya geldiler,belki de bedenimizi,ay hayır daha çok gencim,çok hayallerim var,tüm krallıkları gezip altını üstüne getirmem gerekiyordu,hep ölümüm nasıl olacak diye düşünüyordum, ağlamak istiyorum,ruhumun bu çirkin şeyler tarafından çalınacağı hiç aklıma gelmezdi..." Nefes almadan konuşuyordum ki Maude eli ile ağzımı kapatıp" sus artık,nefes al yoksa ruhun çalınmadan nefessizlikten gideceksin." Dedi.

ZALİM KURTHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin