İyi akşamlar herkese. Hazır hafta sonuyken ve zihnim boşken bir bölüm yazayım dedim. Ne iyi demişim dimi? .d
medya--> Harry'nin hediyesi
Yeni bölümü umarım beğenirsiniz.
İyi okumalar <3
***
-- Hala inanamıyorum. Demek istediğim; Voldemort'un ölmesi bir yana, ailen Harry ve tüm kayıplarımız... onlar dirildi. Bu nasıl mümkün olur aklım almıyor.
Harry yattığı yerden, belki de bu cümleyi daha önce bin kez kurmuş kızı dinliyordu.
Bir haftadır St. Mungo'sta kalıyordu. Şu son bir haftada asla yalnız bırakılmamıştı. Ne annesi ne babası ne de arkadaşları onu bir başına koymamışlardı. Şifacıların dediğine göre bir risk taşımıyordu fakat kedavra başlı başına büyük bir lanet olduğundan hastane Harry'yi gözetim altında tutmakta ısrar ediyordu. Belki de üzerinden araştırma yapıyorlardı. Harry daha az umursayamazdı. Harry sesli bir şekilde asla dile getirmezdi ama annesinin sürekli ateşi var mı diye alnını öpmesine, babasının vakitlerini geçirmek için anlattığı Hogwarts anılarına ve anıları dinlerken uyuyakalmaya, büyükannesi ve büyükbabasının, babasının ne kadar haylaz bir çocuk olduğundan yakınmasına, Sirius'un bulabildiği tüm abur cuburları hastaneye taşımasına ve Remus'un ona Teddy'nin şaklabanlıklarını anlatmasına bayılıyordu. O halinden memnundu. Bu şekilde devam edecekse bir hafta daha hastanede kalabilirdi. Problem yoktu.
Beraber geçirdikleri birkaç saat sonra Ron onlara içecek bir şeyler almak için dışarı çıkmıştı. Odada Hermione ile yalnızlardı. Normalde odası komple dolu olurdu. Şifacıların bu durumdan memnun oldukları söylenemezdi. Fakat annesiyle babası onun yanında devamlı durmakta şifacılara diretirlerdi. Şuan yanında olmamalarının sebebini hatırladığında gülümsedi.
*
-- Evet saygıdeğer Potter aile klanı, karşınızda malikane seçenekleri. Nerde kalacağımızı ayarlamamız gerekiyor.
diyerek elinde bir yığın kağıtla odaya dalmıştı babası.
Yatağının kenarında oturan ve ona bebekliğinden bahseden annesi, babasının odaya dalması ile susmuştu. Babasının da yatağının diğer köşesine oturmasıyla hep beraber kağıtlardaki evleri incelemeye başlamışlardı.
Evlerin hepsi çok büyüktü. Harry bu kadarına gerek var mı, bilmiyordu. Annesi de onunla aynı düşüncede olacak ki;
-- James, bunlar çok güzel. Fakat hayatım sanki biraz fazla büyükler. Yani sonuçta üç kişiyiz değil mi?
Babası kafasını iki yanına sallayarak annesine baktı.
-- Hayır çiçeğim, asla fazla büyük değiller. Bak şimdi; Bize bir oda, Harry'ye bir oda, Sirius'a-
-- Sirius'a?
-- Evet, şayet kendisine bir oda ayarlamazsam zırtpırt geleceğini ve bu ziyaretlerinin asla huzur verici olmayacağını söyledi. O Sirius, Lily. Tehditlerini dikkate almakta yarar var. Her neyse... Harry'nin arkadaşları için yapmamız gereken odaları saymıyorum bile. Hermione ve Ginny bir odada kalırlar. Ron içinse ayrı bir oda düşünüyorum. Harry ve ikisinin beraber kaldığını düşünsene bir. Merlin, evi yıkarlar. Ve Lily nerden bildiğimi sorma.
-- Acaba nerden?
dedi kapıdan henüz girmiş büyükannesi. Arkasından büyükbabası da odaya girmişti. Fleamont elinde kocaman bir poşet tutuyordu. Annesi ayağa kalkarak onları karşılarken babası oralı bile olmamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dönüş & Aile
FanfictionHogwarts... Kurulduğundan beri pek çok şeye tanıklık etmişti. Dostluklara, ihanetlere, neşeli kahkahalara, tuzlu gözyaşlarına, büyük yalanlara, yıkıma, yeniden inşaya, büyük savaşa ve daha sayamadığım onca şeye... Hogwarts'ın şimdi tanık olacaklar...