Merhabaaa, nasılsınız?
Herkese iyi tatiller. Bol bol gezin, yiyin, için, okuyun, oy verin... Her ne yaparsanız yapın bu tatil diğerlerinden farklı olsun; tümüyle size ait olsun.
Millet umarım bölümü beğenirsiniz.
Hikayeyi oylamayı unutmayıın.
***
Yaşlı adam yavaş adımlarla karanlık ve zar zor ayakta duran harabe evde yürüyordu. Nerede olduğunu biliyordu, hemen karşısındaki merdivenlerden çıkarsa kimi bulacağını da...
Peki istiyor muydu? Albus Dumbledore bunu bilmiyordu işte. Ne duymak için gelmişti buraya? Neyi duysa iyi gelecekti ki?
Godric's Hallow'a gelirken neyi bekliyordu? ''Hiçbir şeyi'' diye düşündü yaşlı büyücü. Adımları bu sefer merdivenleri tırmanmaya başladı. Hiç acele etmiyordu, çünkü beklediği şey koca bir hiçbir şeydi.
Ulaştığı kata şöyle bir baktı da her şey aynı gibiydi. Her nesne hatırladığı anılarda olduğu gibi yerindeydi. Evin aurası bile değişmemişti.
Dumbledore geçen onca yılın ardından ilk kez ruhunun, hayallerinin ve Ariana'nın katili olan eve gelmişti.
-- Geldin.
Arkasından gelen kısık ve pürüzlü sesi duydu. İstemsiz olarak yutkundu
-- Geldim.
Aynı derecede kısık sesle yanıtladı Dumbledore.
Arkasından yaklaşan adım sesleri yaşlı adamı gerdi ve huzursuz etti.
-- Hiç tahmin edemedim... Hiç bana geleceğini tahmin edemedim.
Albus Dumbledore için bu anlar çok tanıdıktı. Gençliğinde de olduğu gibi manipüle ediliyordu. Gözlerini yumdu ve derin bir nefes aldı. İzin vermeyecekti.
-- Hayır, sana gelmedim. Evim-
-- Hangi evin?
Kulağının hemen dibinden gelen ses vücudunu titretti. Bunu hemen arkasındaki adamın hissetmesine izin vermeden durdurdu. İleriye doğru bir adım attı ve yüzünü adama doğru döndü.
O da kendi gibi çökmüştü, yorulmuştu ama gözleri... Hala cam misali parıldıyordu; biraz delilikle... Tam bir hapsedilmiş adam gibiydi. Dumbledore da kendi özgürlüğüne hapsedilmiş değil miydi zaten.
Karşısındaki adam onu şöyle bir süzdü.
-- Yaşlanmışsın... Albus., Yıllar oldu.
Dumbledore adını tekrar onun sesiyle duyunca oradan uzaklaşmak istedi. Bunu hemen yapmalıydı. Yapmadı.. Onun yerine tepkisizce Gellert'ı izlemeye devam etti.
Ondan bir cevap alamayacağını anlayan Grindelwald ise derince bir soluk aldı. Dumbledore ona gelmemişti. O zaman hiç gelmemeyi dilemeliydi.
-- Pekala, o zaman sana yıllardır çok merak ettiğin şeyi açıklayayım. Ha, ne dersin Dumbledore?
Çaldığı cübbesinin bir düğmesini kopardı ve Dumbledore'un arkasındaki ahşap sehpaya koydu. Saf Albus'u ne olduğunu anlamaya çalışırken yanına gitmişti bile.
Grindelwald sehpadan oldukça uzaktı. Sehpanın üzerindeki düğme bir nokta gibiydi.
Cübbenin cebinden bir asa çıkardı. Albus'un çatık kaşlarıyla ona baktığını gördü. Ona gülümsedi ve asasını düğmeye çevirip o sözleri söyledi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dönüş & Aile
FanfictionHogwarts... Kurulduğundan beri pek çok şeye tanıklık etmişti. Dostluklara, ihanetlere, neşeli kahkahalara, tuzlu gözyaşlarına, büyük yalanlara, yıkıma, yeniden inşaya, büyük savaşa ve daha sayamadığım onca şeye... Hogwarts'ın şimdi tanık olacaklar...