"Büyük amcamız Kim Tae Won'un güzel ruhuna tüm şükranlarımızı gönderiyor, onun sayesinde üne kavuşan ve değer gören ailemiz için teşekkür ediyoruz. Son dualarınızı edin lütfen."
Halası Ha-rin'in anma töreni için yaptığı konuşmadan sonra Taehyung da dahil herkes gözlerini amcam Tae Won'un resmine çevirmişti. Tüm içten dualarını ettikten sonra, neredeyse herkes evden ayrılırken Taehyung, halası Ha-rin ve annesi Seo ise burada yani evlerinde kalmışlardı.
Anma törenleri hep Taehyung'ların evinde yapılırdı çünkü Tae Won amcanın yaşadığı kısa ömrü boyunca kaldığı evde yaşıyorlardı. Ev, önce Taehyung'un dedesi yani Tae Won'un kardeşi Sung Jae'ye kalmış, ardından o da evi Taehyung'un babasına bırakmıştı. Seo'yla evlenmeden önce Taehyung'un babasıyla yaşayan Ha-rin, kardeşi evlenince de bu evden gitmemişti çünkü iki kadın yakın arkadaşlardı. Annesi de bu yüzden bunu sorun etmemişti. Babası zaten işi dolayısıyla sürekli şehir dışında oluyordu, yani bu annesi için iyi bir şey de diyebilirdik.
Bugün Tae Won amcanın ölüm yıldönümüydü.
Tae Won onlar için çok kıymetliydi çünkü onun sayesinde Kim ailesi bir sebepten dolayı -halası bile bilmiyordu ne olduğunu- hor görülürken değerlenmeye başlamış hatta kraliyet ailesi için kıymetli olmaya başlamışlardı.
"Taehyung, Jimin ve Hoseok geldi. Seni bekliyorlar." Annesinin konuşmasıyla kafasını sallayıp ona veda ettikten sonra kapının dışında bekleyen arkadaşlarının yanına geçti. Her zaman yaptıkları dost sarılmasını -onlar böyle diyorlardı- yaptıktan sonra üçüyan yana ıssız caddede yürümeye başladı. Saat çok geç olmasa da akşam vaktiydi, hava kararmıştı ve etraf fazlaca feromon kokuyordu. Uzaklardan gelen uluma seslerinden de anlaşıldığı üzere yasak olmasına rağmen birileri dönüşmüştü.
"Şu kurt seslerinden korkuyorum. Canımız güvende değil," dedi Jimin. Haklıydı. Bazı kurtlar kötü niyetli olabiliyordu ve eğer kızgınlığa girmişlerse önündeki kimseyi tanımıyorlardı.
"Keşke herkes istediği gibi dönüşemese... O zaman her şey daha güzel olurdu," dedi Hoseok.
"Maalesef bizim doğamız bu. Bunu kimse engelleyemez. Hem biliyorsunuz normalde yerleşkelere yakın yerlerde dönüşmek yasak zaten. Ama bazıları kural falan tanımıyor, ne isterlerse onu yapıyorlar." dedi Taehyung da. Hiç memnun değildi bu durumdan ama kabullenmişti artık.
O sırada yanlarından Woojin ve arkadaşları geçiyordu. Woojin onları gördüğünde gözlerini devirmiş, Hoseok'a omuz attıktan sonra gülerek arkadaşlarının yanında yürümeye devam etmişti.
"Woojin'i sikeceğim yakında, orospu çocuğu omzumu çürüttü!" diyerek omzunu tutmuştu Hoseok yüzünü buruşturarak. O sırada Hoseok'un evine gelmiştik. Hoseok tek başına yaşadığı için burada vakit geçirmeyi tercih ediyorlardı. Jimin zaten yurtta kalıyordu, Taehyung da annesiyle yaşadığı için en iyi yer burasıydı.
"Sanki hatalı olan bizmişiz gibi davranıyor," diye mırıldandı Taehyung başını iki yana sallarken. "Onunla nasıl bir sene geçirebildik anlamıyorum."
"Ya da nasıl böyle biri olduğunu fark etmedik..." dedi Jimin.
"Hepimizin gözünü boyadı çünkü," dedi Hoseok. Gözleri ileriye baksa da dalgın görünüyordu. "Benim de."
Dudaklarımı büzerek ona bakmaya başladım. Woojin okulun ilk senesi hepsiyle yakındı, hatta Hoseok ile birliktelerdi ama sonra Woojin Hoseok'u üst sınıflardan biriyle aldatmış, Hoseok bunu öğrendiğinde ise "Sıkıldım senden. Hiç eğlenmiyordum seninle, ben de beni daha çok eğlendiren biriyle birlikte oldum," demişti. Sonra diğerleriyle de konuşmamaya başlamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
baby came home | taekook
Fanfictionso baby packed up all she had promised to never come back taehyung, oasis krallığı sınırlarında yaşayan bir omegadır. büyük amcası tae won'dan sonra kim soyundan gelen kimse omega olmamış, ama 20 sene önce bu durum bozulmuştur. taehyung, kim ailesin...