15 dakika.
Taehyung o sözleri sarf ettiğinden beri 15 dakika geçmişti ve Jeongguk hiçbir şey dememişti.
İki dakikada bir yutkunyor, dudaklarını ısırıyor ve boş bakışlarıyla duvarı izliyordu. Hiç Taehyung'a bakmamıştı. Nasıl bakabilirdi ki? Vereceği cevaba üzüleceği kesindi ve o bunu görmek istemiyordu. Kendisi yüzünden üzüldüğünü bilmek onu yıkardı.
Elbette Taehyung'la bir şeyler yaşamak isterdi ama ondan gizlediği bir kimliği vardı ve hazırlıklı gelmemişti. O büyüyü bir daha yaparsa deltasını öldürebilirdi. Bu yüzden Taehyung'la olan her temasına dikkat etmeye çalışıyordu. Ondan böyle bir adım kesinlikle beklemiyordu çünkü fazlaca utangaç biriydi.
Yalanları karabasan misali üzerine çökerken uzun bir süredir konuşmadığının farkındaydı, Taehyung şimdiden onu sevmediğine, istemediğine dair senaryolar kurmaya başlamış olmalıydı ama öyle değildi işte! Onu tüm kalbiyle, her yerinde istiyordu ama... Ama'lar onu tüketiyordu.
Bir an nefes alamadığını hissetti ve bir çırpıda ayağa kalktı, Taehyung irkilerek ona bakmayı sürdürdü. Gidecek miydi?
"Taehyung... Bu isteğini şu an yapamam. Mümkün değil."
Sertçe yutkundu güzel omega. İncinmişti. "Neden?" diye sordu kısık bir sesle, titremediğine şükrediyordu. "Senin için yeterli değil miyim?"
"Ne? Taehyung, hayır-"
"Beni öpmeye bile korkuyorsun. İlk başta bunu sevdiğinden sanmıştım ama... Sen beni reddettin Junhoo. Hem de hiçbir sebebin yokken."
Sebebim yok muydu? Sikeyim, sebebin kendisi tam olarak karşında duruyordu!
Ne diyeceğini bilemeden Taehyung'a bakmayı sürdürdü. Tam burada, onunla sevişirken, zevkten beyni bulanmış vaziyetteyken ona kimliğini ifşa etse en fazla ne olurdu? Varis olmaktan men edilir miydi? Babasının gözünden ne kadar düşerdi? Taehyung'a iğrenç ithamlarda bulunurlar mıydı?
Her şeyi yaparlardı. Onu incitmek için her şeyi.
Bu yüzden sessiz kaldı Jeongguk, söyleyemediklerinin getirisini ne zaman alacağından habersiz, bir anda kalkıp giden Taehyung'un gidişini izledi.
***
"Ah, hayır anne! Kimseyle görüşmek istemiyorum."
Jeongguk'u orada bırakmasının üzerinden saatler geçmişti. Eve geldiğinde incinmiş duygularıyla bile boğuşamadan annesinin darlamalarına maruz kalmıştı ve tahammül seviyesi eksilere inmişti.
"Taehyung, en azından babanın hatrı için-"
"İs-te-mi-yo-rum! Neden anlamıyorsunuz!"
Tam annesi cevap vereceği sırada sert bir ses konuşmalarını bölmüştü.
"Kim Taehyung, annene bağırma!" dedi Taemin sert bir sesle. "Günlerdir nerelerde sürttüğünün hesabını vermek istemiyorsan büyüklerine bir daha karşı gelme!"
Taehyung sertçe yutkundu, gerçekten bir haftadan fazla olmuştu eve gelmeyeli. En son kızgınlığı başlamadan önce, partiye hazırlanmak için Jimin'lerle beraber gelmişti.
Babasının sözlerini cevapsız bıraktı, odadan çıkmak için arkasını döndüğü an babası onu kolundan sertçe tutmuş, "Sen iyice şımardın! Yüzüme bile bakmıyorsun!" Tuttuğu kolunu çevirerek kendisine dönmesini sağladığında karşısında oğlu olduğunu gittikçe unutuyordu. "Burayı otel mi sanıyorsun? İstediğin gibi çıkıp giremezsin buraya, duyuyor musun beni!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
baby came home | taekook
Fanfictionso baby packed up all she had promised to never come back taehyung, oasis krallığı sınırlarında yaşayan bir omegadır. büyük amcası tae won'dan sonra kim soyundan gelen kimse omega olmamış, ama 20 sene önce bu durum bozulmuştur. taehyung, kim ailesin...