Tüm bunlar ne zaman olmuştu? Anlayamamıştı bile... Yıllardır 3. bölük lideri olarak savaştığı, birbirlerine kardeşi gibi bağlandıkları o çete... Kantai... Artık yoktu.
Yılların birikimi göz göre göre yok olmuştu.
Tuzağa düşürülmüşlerdi.
Y/N, diğer bölük liderleri, tüm herkes... Ölümcül bir tuzağa düşmüştü. Böyle bir şeyi kim akıl edebilirdi ki...Kurokawa Izana onları oyuna getirmişti. Büyük yenilgiye kadar kimse onun planının farkına bile varmamıştı. Nasıl herşey bu hale gelmişti? Kimse buna akıl erdiremiyordu.
Herşey yaklaşık iki ay önce Kantai ve Tenjiku'nun karşılaşmasıyla başlamıştı. Şu an ölü bir çete olan Kantai o zaman büyük yükselişteydi. Ki durumu o kadar iyiydi ki Roppongi'nin efsanesi Tenjiku'yla karşılaşmayı bile göze alabilecek güçtelerdi.
Y/N ise bu savaşın yapılmasını hiç istememişti çünkü Kurokawa'yı tanıyordu. O tek başına bile tüm çeteyi indirebilecek güçte bir adamdı, ayrıca şu ana kadar hiç savaş kaybetmemişlerdi. Y/N'ye göre bu onlar için bile büyük bir lokmaydı.
Diğer bölük liderleri fikrinden dolayı onu korkaklıkla ve Kantai'yi hafife almakla suçladı. Herkes çok motiveydi ve bu savaşı kazanabileceklerine derinden inanıyorlardı.
Bu durumda Y/N'nin yapabilecek bir şeyi kalmamıştı. Emire uyarak bölüğünü büyük savaşa hazırladı.
Onun bölüğünün diğerlerinden farkı; savaş tekniklerinin özenle planlanmış olmasıydı, asla rastgele saldırı yapmazlardı.
Ve Y/N'nin askerleri de kendisi gibi hızlıydı.Bundan anlayabileceğiniz üzere Y/N'yi Y/N yapan fiziksel gücü değil, akıl almaz hızı ve esnekliğiydi. Tüm savaşlarda "Yor-etkisiz hale getir-bitir" tekniği ile ilerlerdi. Yani tüm saldırılardan kaçar ve rakibini yorarak savunmasız bırakıp son bir atakla da işini bitirirdi.
Bu yöntemi kullanarak kendinden güçlü rakipleri bile alt edebiliyordu. Hız konusunda ona kafa tutabilecek kimseyi tanımıyordu ve dile getirmese de bu konuda oldukça iddialıydı.
Tenjiku - Kantai savaşında ise her şey onun düşündüğünün aksine -rakiplerini alt etmeye yetmeyecek olsa dahi- iyi ilerledi. Hatta Y/N'nin emirleri ve iyi zamanlamalı taarruzlarıyla Tenjiku'ya en çok zararı verebilen bölük onunki oldu. Bu Kantai'in motivasyonunu tavan yapmıştı.
Ama onun içini kemiren bir şey vardı ki tüm bu berabere durum Tenjiku'nun liderini hiç rahatsız etmiyordu. O sadece Y/N'yi ve onun nasıl dövüştüğünü izliyordu...
Y/N Izana'nın ne kadar hırslı ve zafer bağımlısı biri olduğunu bilirdi. Bu oldukça tuhaftı.Üstelik Y/N rakiplerini... sanki biraz fazla kolay yeniyordu. Karşısındaki adamların hepsi adeta birer canavardı, tüm güçlerinin bu kadar olması imkansızdı, bu işte bir terslik vardı. Tenjiku Kantai'ya karşı garip davranıyordu.
Tedirgin edici bir durumdu ama bunu Y/N dışında kimse fark etmemişti.Onunsa aklından bir sürü senaryo geçiyordu; acaba tüm enerjilerini sona saklayıp beklemedikleri bir anda mı saldıracaklardı? Hayır... Onların bunu yapmaya ihtiyacı yoktu.
O zaman tüm bunlar da neyin nesiydi? Çok mu kafasına takıyordu acaba?... Belki de sadece gerçekten iyilerdi...Savaşın sonlarına doğru Y/N Izana'nın onun olduğu tarafa yaklaştığını gördü. Tüm savaş boyunca köşedeki konteynerin üzerinde oturmuştu ve şimdi ise ona doğru geliyordu.
Y/N'nin içini bir tedirginlik kapladı. Izana'yı alt etmesine imkan yoktu. Kim bunu yapabilmişti ki o yapacaktı?
Y/N olduğu yerde biraz daha bekledi...
Evet. Gerçekten ona doğru geliyordu.
Hem de o ürkütücü donuk ifadesi ile gözlerinin içine baka baka geliyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tokyo revengers x reader Headcanons / Oneshot
FanfictionEski kitabım silindi, buradan devam... Lütfen bol bol yorum yapıp oylayın