Tokyo revengers x reader Headcanons / Oneshot

YANDERE RINDOU HAITANI (Bonten)

Rindou duygularını pek belli etmeyen bi adam, iç dünyasında yaşadıklarını kolay kolay öğrenemezsin.

Laflarına hep dikkat eder bir şey söylemeden önce düşünür, dobra konuşurmuş gibi gözükse bile hesaplıdır.

Işini şansa bırakmaktan nefret eder. Etrafındaki onun için tehdit oluşturabilecek kişileri temizleyecek.

Sana aşık olması tamamen kaderin bir oyunuydu, o bunu kendisine itiraf ettikten sonra artık görünmez zincirlerle ona bağlandın, kaçışın yok.

Gerekirse seni kimsenin olmadığı bir yere götürür ve ömrünüzün sonuna kadar orada kalırsınız. Ama ona direnmezsen daha normal bir hayat yaşamına izin verecektir.

Üzgün hissettiğin zaman seni dinler, yüz ifadesi ve bakışlarından seni ya da dertlerini küçümsediğini düşünebilirsin ama hâlbuki seninkileri kendi sorunlarından bile daha çok önemsiyor.

Senin hakkında senin bildiklerinden bile fazlasını biliyor, geçmişin hakkındaki en küçük detaylardan bile haberdar.

Ondan korkmanı istemiyor bu yüzden sana kendinden ve yaptığı işlerden hiç bahsetmedi, sen onun bir iş adamı olduğunu zannediyorsun.

Onda senden habersiz yaptırdığı senin evinin anahtarının bir kopyası var.

Doğum gününde sana hediye ettiği kolyede ve arabanda onun yerleştirdiği bir GPS sistemi var, bazen sıkılmadan saatlerce nereye gittiğini izliyor.

Senin eşyalarını çalıyor. Kıyafetlerini, özel eşyalarını, telefonunu... Hatta bikere sütyenini bile çalmıştı.

Mastürbasyon yaparken hep sütyenini kokluyor, yoksa seansı başarısızlıkla sonuçlanabilir.

Kesinlikle yatakta gözünün yaşına bakmayacak bir adam, ama canını bu kadar yakmasının sonuna kadar hakkını verir.

Cani isterse seni bağlar, o günkü keyfine bağlı. Bu konuda senin fikrini almayacaktır.

Yakalanmanızın an meselesi olan yerlerde birden iç çamaşırını indirip senin kadınlığından akan sıvının yere damlamasına neden olursa şaşırma. Eğer onu tahrik etmişsen kendine hakim olması çok zor. Rindou yürümeni zorlaştıracaktır.

Boşalırkenki yüz ifadenin çok çekici ve sevimli olduğunu düşünüyor.

Onun koca sikini ağzında ısıtmanın düşüncesi bile onu çıldırtıyor.

Senin doğal kokuna bayılıyor bazen çaktırmadan yanına gelip saçlarını kokladığı oluyor.

Bir gün ettiği kavgadan sonra kanlar içinde kapına geldiğinde korkup endişelendiğin için senin de ona aşık olduğunu düşünüyor. Bunu senden bir işaret olarak algıladı.

Rindou biri özel hayatı ile ilgili şeyleri çok kurcaladığı zaman sinirleniyor.

Onun sana aşık olabilme ihtimali aklına ucundan bile geçmedi, bunu o sana açılana kadar fark etme şansın yok.

Siz üniversitedeyken seni yıl sonu partisine götürmek istedi ama zaten bir partnerinin olduğunu ve ondan hoşlandığını görünce hayal kırıklığına uğrayıp tüm gece çatıda tek başına oturdu. Bu onun yaşadığı ilk kalp kırıklığıydı.

Bazen sana bu kadar bağlanmış olmanın aptalca ve sinir bozucu olduğunu düşünüyor, çünkü senden bir karşılık alamıyor.

Belki biraz daha fazla gülümserse ve yumuşak olmayı denerse ona tutulabilirsin ama bu Rindou'nun yapısında yok.

Aslında bu kadar uğraşmak yerine adamlarına seni izlemesi için emir verebilir ama o kendi işini kendi yapmak istiyor, seni izleyenin onun dışında biri olmasını istemiyor.

Yıllar önce yapılan testlerdeki doktor raporlarına ulaştığı için neye alerjinin olup olmadığını biliyor.

Ailenin şu ana kadar kullandığı elektronik cihazları hacklediği için çocukluk fotoğrafların dâhi onda var

Kimseyle paylaşmadığın hatta sildiğin fotoğraflar bile onda elinde mevcut.

Nedenini anlayamadığın bir şekilde en tehlikeli sokaklardan geçerken bile kimse sana saldırmaya cesaret edemiyor.

Bir keresinde tanımadığın yerlerde dolaşırken yolunu kaybettin ve "şans eseri" Rindou'yla karşılaştınız, gecenin bir yarısı neden hala açık olduğunu bilmediğin bir kafede oturdunuz. Sana hiç sormadan yine "şans eseri" en sevdiğin tatlıyı sipariş etti. Sonrasında seni evine bıraktı.

Bir gün yeni konuşmaya başladığın bir çocukla buluşmak için evden çıktın.

Hava yavaş yavaş kararmaya başlamıştı, onunla deniz kenarındaki
bir kafede buluşmayı planlıyordun.

Yolda yürürken birden izlendiğini hissetmeye başladın. Ama arkanı dönüp baktığında kimse yoktu.

Paranoyaklık ettiğini düşünerek yoluna devam ettin.

Ama sonra birden yüzüne bastırılan mendil ve kollarının kenetlenmesiyle içine bir korku hakim oldu.

Kurtulabilmek için direndin ama yavaşça gözlerinin kararması ile güçten düştün ve sonra tamamen karanlık...

Gözlerin hafifçe aralandığında kendine gelmen birkaç saniye sürdü.
Kolların ve bacakların yatağa bağlanmıştı. Bağırmanı engellemek için ağzın da bağlıydı.

Tam tependeki lamba koskoca odada sadece senin olduğun yeri aydınlatıyordu.

Korkudan ağlamaya ve çırpınmaya başlamıştın, ama nafile ipler çok sıkıydı.

Çok geçmeden içeriden gelen ayak sesleri ile daha da gerildin.

Kapıyı kulpundan tutarak içeri giren adamı görmenle gözlerin büyüdü.

Bu Rindou'ydu. Ama neden?

Hızlı hızlı alıp verdiğin nefes sesleriyle soran gözlerle ona bakıyordun. Bakışları sana hiç güven vermiyordu, kötü bişey yapacaktı.

Yatağa doğru yaklaşırken çok geçmeden elindeki çakıyı farkettin. Gözlerin korkuyla fal taşı gibi açıldı. Çırpınmaya başladın, gittikçe daha çok yaklaşıyordu.

En sonunda yatağa çıktı. O sırada sen çığlık atmaya çalışıyordun ama ağzın bağlı olduğu için sesin çok az çıkıyordu.

"Demek iyi bir kız olmayacaksın?" Eteğini kaldırdı ve uyluğunun üstünde elini gezdirdi. Sesi öfkeli geliyordu.

"O zaman cezayı hak ediyorsun" Gözlerini elindeki çakıdan ayırmıyordun, korkudan titremeye başlamıştın.

Ona yalvaran sesler çıkarıyordun ama mimiklerimde hiçbir değişiklik olmuyordu.

Bacağından gelen keskin acıyla inledin, derinin parçalanarak yırtılması ve içinden sıcak ve ıslak kanın çıkmasının verdiği acı katlanılmazdı.

Nefesin kesilerek ona durması için ağlıyordun, ama Rindou bacağına kesikler açmaya devam ediyordu. Acıdan delirmek üzereydin.

Sana sonsuzluk gibi gelen acı dolu süreden sonra geri çekilip yaptığı vahşete baktı. "Kimse uyluğunda adım yazılı bir kadına dokunmaya cesaret edemez." Yüzüne sinsi bir gülümseme yerleştirdi ve senin aglmaktan kıpkırmızı olmuş gözlerine baktı. "Değil mi Y/N?"