fazla yorum alsam hiç fena olmazdı sanki, hm?
--------●--------
Ay kadınım,
artık her gece
yalnızlığına ortak oluyorum.Karanlık bu kadar korkutucuyken, yukarda tek bir yıldızın olmaması acıydı.
Tatlı rüzgarın hışırtıları ağaçlardan aktı, sokak köpeklerinin sesi kesilmiyor, izbe sokaklara adım attıkça daha da artıyordu. Zifiri karanlık olan havada tatlı bir esinti vardı. Lodos gibiydi, fakat lodos kadar da esintili değildi.
Sanki bulutlarla oynayan melekler bugün kötü hissediyordu. Bugün iyi bir gün değil gibiydi. Yıldızlar bile kaçmış, ardına bakmadan karanlığa boğmuşlardı koskoca şehri. Direklerin üstünde cılız sarı ışıklar vardı, ama öylesine yorgundu ki sokak lambaları cızıltı sesleri heryerdeydi.
Saat gece yarısını çoktan geçmişti, yelkovan ve akrep süveydalarda tik tak ediyordu.
Lodosun tatlı esintileri saçlarının arasına girdi, beline kadar uzanan parlak siyah saçları adımlarıyla savruluyordu. Adımları cılız, nefesleri derindi. Çatlak dudakları aralık, kömür karası saçlarına tezat bembeyaz olan teni rüzgardan kızarmıştı.
Geceye adımını atan ay kızına benziyordu. Kuzguni saçlarına saklamıştı sanki kaçan yıldızları.
Ama şimdi sızlayan göğsünde sızı vardı. Acıtıyordu. Biraz değil çok korkuyordu. Gözlerini sımsıkı yumduğunda yanakları acıdı, adımlarını atmayı kesti. Şimdi saçlarını sadece rüzgar savuruyordu.
"Lalisa," diye bir ses duydu kapalı gözlerinin ardından. Ay kadınının ismi dillerden böyle düşüyordu. Bacakları titrediğinde endişesi biraz daha kor gezdi göğsünde. "Tutun bana."
Kızın ince bacakları biraz daha titrediğinde bunun soğuktan olmadığı belliydi. Lalisa boğazındaki koca yumruğu gözardı etmeye çalıştı, gözlerini araladığında gözlerinin önünde tanıdık yüzden başkası yoktu. Hiç değişmeyen parfümünün ağır kokusu burnuna değdiğinde, gözlerini adamın sert olan yüz hatlarında gezdirdi.
Dudaklarını araladı, kalbinin sesi korkudan kulaklarına kadar ulaşmıştı. "Ya bir şey olursa? Jackson ya ona bir şey olursa?" sesi titriyordu, fakat ağlamayacağını biliyordu.
O kimsenin önünde ağlamazdı, bu Jacskon olsa bile.
Jackson kumral saçlarını seri bir hareketle parmaklarından geçirdiğinde ince dudaklarını birbirine bastırdı. Bir şeyler söylemek istiyordu fakat gözlerinin önündeki korku dolu ela irisler kelimelerine kilit vuruyordu.
Lalisa'nın başka bir adam yüzünden bu kadar çok korkması saçmalıktı.
Jackson ayrıldığı sevgilisinde gezdirdi gözlerini tekrardan, beyaz teni kızarmış, yuvarlak gözlerinin altı yorgunluktan mürdüm rengine dönmüştü. Chris bu kız için önemliydi, bunu en iyi kendisi biliyordu. Bu yüzden ona değil Jennie'ye söylemişti.
"Bak bana, gözlerime bak," Jackson kızın yerlerde gezen gözlerini takip ederken, soğuk elleri kızın yuvarlak yanağına değdi. "Ona hiç bir şey olmayacak, biliyorsun Chris'in başına bunlar daha önce de geldi."
Pürüzlü olan sesiyle sakince mırıldandığında kaşları çatılmıştı. Chris gibi bir adamın neden Lalisa'nın hayatında olduğunu dahi bilmiyordu. O bir sokak serserisiydi, günah olarak kendilerine neyi yasakladılarsa bu adamda vardı. Ve Lalisa gibi saf bir ruhun hayatında olması bile Jackson'ı fazlasıyla sinir ediyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
nefha
Fanfictionsevişirken saçını seveceğim küçük kız, patenlerinle çizdiğin o buzları ensende eriteceğim, ringte seni düşleyeceğim, senin için yanacağım küçük kızım. text, L und J.