nefha

eins.

siz:
jungkook jeon

siz:
korkağın tekisin.

jeon jungkook:
saatin kaç olduğundan haberin var mı senin

siz:
saati görebiliyorum kör değilim.

jeon jungkook:
yine derdin ne o zaman?

siz:
bir derdim yok,
sadece korkak olduğunu bilmeni istedim.

jeon jungkook:
anlıyorum

jeon jungkook:
rüyanda beni mi gördün yoksa buz sever lalisa

siz:
bana böyle seslenme dedim.

siz:
hem uyumuyordum,
işe bakılırsa sende uyumuyormuşsun.

jeon jungkook:
yine de bu sana yabancı birine bu saatte yazma özgürlüğü vermiyor

siz:
bakmayabilirdin?
hatta engelleyebilirdin, şu an hala benden rahatsızsan suç sende.

jeon jungkook:
normalde de bu kadar kafa açar mısın sen

siz:
sadece doğruları söylemeyi seviyorum.
sen de korkak gibi kaçmayı seviyorsun sanırım.

jeon jungkook:
yine lalisanın senaryo defterine adım attık

jeon jungkook:
ne saçmalıyorsun

siz:
bir kere öyle bir defter yok,
ikincisi de internette ismini aratınca sadece korkak olduğun yazıyor.

siz:
ki öylesin,
yüzündeki yaralardan mı çekiniyorsun?
bu yüzden kaçıyorsun değil mi?

jeon jungkook:
lalisa

siz:
efendim?

jeon jungkook:
kimsin sen

siz:
söyledim,
buz pateni yapıyorum, ismim lalisa manoban

jeon jungkook:
onu sormuyorum

jeon jungkook:
sen kimsin de benimle böyle konuşuyorsun?
sen benim yaralarımı bile görmedin, sen kimsin?

siz:
bu sorunun imasından korkmam mı gerek?
hayır beni korkutmuyorsun.

jeon jungkook:
öyle bir amacım yok, bunu isteseydim şu an daha farklı konumlardaydık

siz:
hep böyle kibar mısındır?

jeon jungkook:
hep böyle meraklı mısındır?

siz:
ah

siz:
saat gecenin üçü ve ben tanımadığım bir adamla kavga ediyorum,
bu çok saçma.

jeon jungkook:
asıl saçma olan seni çoktan engelememem

siz:
evet

siz:
ve bu saçmalık hâlâ sürüyor.

jeon jungkook:
neden uyumuyorsun?
bu saçmalığı bitirebiliriz

siz:
sende beni engelleyebilirsin.