BEN GELDIM
COK OZLEDIM BURAYI
AGLİYORUM
Saka ağlamıyorum ama özledim gercekten umarım sizde ozlemissinizdir.
1k kelimelik orta bir bölün, duygusallik var ve şok olcaksiniz sonda.
Bırakıp gidenler vardır belki ama benim kitabımda yarim birakmak yok bu yuzden yazmaya devam.
Finale son 1 ya da 2 bölüm zaten
Neyse uzatmayaljm. Oy ve yorumu da unutmayalim...🥺🥺
İyi okumalar
...
"İşte geldik"
Minho motordan inip kaskını çıkarttığında onunla birlikte aynı işlemi yapıp gözlerimi kırptım birkaç kez.
"Minho burası..."
Sözlerim ağzıma tıkalı kalırken gelmiş olduğumuz tepenin manzarasına baktım. Yıldızlar ve şehrin ışıkları parıldayıp ortaya mükemmel bir görüntü sergilemişti.
Bugün ikimiz tamamen eğlenmeye odaklanmıştık. Lunapark ve sinema gibi klişe şeyleri yapmış, tekrardan kaykay yapmaya gitmiştik. Birlikte yemek ve tatlı yiyip sonrasında ise motorla gezmiştik.
Beni özel bir yere götüreceğini söylediğinde çok merak etmiştim ve şimdi o özel yerde, yani buradayım.
"Beğendin mi?"
Yanıma gelip ellerini cebine koyarken gözlerini yıldızlara çevirdi. Yüzüne vuran ay ışığı güzelliğini ikiye katlarken kafamı aşağı yukarı sallayıp gözlerimi ondan alamazken mırıldandım.
"Senin kadar olmasa da, evet"
Bakışları anında bana döndü, ikimiz de saf bir gülümsemeyle birbirimize bakıyorken zamanın durmasını istedim bir kez daha.
Tam bu anda, ikimiz de birbirimize bakarken zaman durup bir daha asla başlamayacak olsa tamam diyip geçerdim.
Minho uzanıp alnımı öptüğünde gözlerim otomatik olarak kapandı ve tenime değen dudaklarının keyfini çıkardım.
"Üşümüşsün"
Birkaç saniye vücudumda gözlerini gezdirip motorun yanına gitti ve arka kısmındaki kapağı açıp 2 battaniye çıkardı.
Sonradan fark etmiş olduğum piknik örtüsünü yere serip elimi tuttu ve birlikte yan yana oturduk.
Battaniyelerden birini alıp vücuduma doladı ve tuttuğu kısımdan yararlanarak beni kendine çekerek yanağımı öptü.
Sessiz ortama ufak bir kıkırtı bıraktığımda o da gülerken diğer battaniyeyi kendine sardı ve kafasını omzuma yasladı.
"Seni buraya neden getirdiğimi bilmek ister misin?"
Minho kısık bir sesle konuşunca bende kafamı ona yasladım ve "evet" dercesine mırıldandım
"Çünkü bundan sonra buraya tek gelmeyeceğim. Senden önce hep yalnız geldim buraya. Boşlukta hissettiğimde, acı çektiğimde ve daha birçok negatif duyguda. İki günde bir geldiğim zamanlar bile oldu fakat seninle tanıştığım günden beri hiç gelmedim. Gelmedim çünkü bana buradan daha iyi hissettirdin. Kokun, bakışların, sesin, kişiliğin...Her şeyinle beni buradan daha fazla büyüledin Hyunjin"
Kafasını kaldırıp gözlerime baktığında bende ona dikkat kesildim. Ellerimi tutup baş parmağıyla okşarken derin bir nefes alıp verdi.
"Sae Jin'i buraya hiç getirmedim biliyor musun? Ne onu ne de bir başkasını buraya hiç getirmedim. Getireceğimi de düşünmüyordum ama sen bir anda karşıma çıktın ve kendime verdiğim sözü bozdun, iyi ki de bozdun. Buradaki yıldızlar parlak ama.."
![](https://img.wattpad.com/cover/322862522-288-k78760.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
apocalypse, hyunho
FanfictionBugün dünden daha çok seviyorum seni, Yarın bugünden daha çok seveceğim. |şiddet, psikolojik baskı |minific