Day Six《Part two》

742 104 142
                                    

Çok yorum erken bölüm demistim bakin sözümü tuttum.

Yorumlar assiri motivasyon ettiği için hemen yazmaliyim dedim

Güzel bir bölümle karşınızdayım ve yine guzel yorumlar rica ediyorum.

Az yorum olunca bölüm geç geliyomus yani smdlduekddemlde neyse

Hadi bölüme geceleimmmm

...

Gözlerimi yavaşça aralarken kaşlarımı çattım. Dudaklarım ani bir tebessüm ile aydınlanırken kollarımı iki yana açarak gerildim.

Daha günün ilk saniyesinden pozitif enerji vücudumun her bir kısmına yayılmış gibi hissediyordum ve Minho'nun buna katkısı elbette oldukça büyüktü.

Yavaşça doğrulup birkaç saniye sadece odayı inceledim ve elimi yatakta gezdirdim, ardından yastığa bakıp kocaman gülümsedim.

Minho'nun yatağında uyumuştum, onun huzurlu kokusuyla...

Yastığı alıp ters çevirdim ve koklayıp tekrar yattım. Yüzümde yanaklarıma ağrıtacak derecede büyük bir gülümseme vardı ve buna engel olamıyordum.

Olmak isteyen de yoktu zaten.

Gözlerimi kapatıp tekrar derin bir nefesi ciğerlerimi misafir ettim. Kokusunu her aldığımda sarhoş olmuş gibi hissediyordum.

"Ben buradayım ama yastığıma mı sarılıyorsun?"

Duyduğum sesle birlikte korkuyla gözlerimi açıp hemen yastıktan ayrıldım. Tam şuan yerin dibine girmek istiyorum.

Minho güldü ve yanıma gelip yatağa oturdu, bir süre sadece yüzümü bakıp ardından dudaklarını araladı.

"İyi uyudun mu?"

Kafamı aşağı yukarı sallayıp "Evet, teşekkürler" dedim çekingen bir ses tonuyla. Dün akşam hiç düşünmemiştim ama kim bilir nerede yatmıştı.

Minho gülümseyip kafasını aşağı eğince elmacık kemiklerine baktım. O kadar tatlı duruyordu ki uzanıp yanaklarını sıkmak istiyordum.

Kafasını kaldırıp dudaklarını ıslattıktan sonra elini uzattı ve önüme gelen bir tutam saçı kulağımın arkasına sıkıştırdı.

"Boynun nasıl oldu"

"Gayet iyi"

Hatırlatmasaydı eğer ağrıdığını bile unutmuş derecedeydim. Boynumu kaşıyıp saçımı iyice geriye taradım ve dudaklarımı büzüp kafamı sağa doğru eğdim.

"Kahvaltı mı yapsak"

"Ne? Ha, evet haklısın"

Gergince gülümseyip ayağa kalktı ve "hazırlamıştım zaten sende elini yüzünü yıkayıp gel çabuk" dedi. Kafamı aşağı yukarı sallayıp onayladığımda gülümseyerek odadan ayrıldı.

Dudaklarımı serbest bırakıp kendimi geriye doğru bıraktım ve tavana bakarken derin bir nefes alıp verdim. Bunlar rüya değildi ve ben heyecandan ölmek üzereydim.

Yüzümü yastığa bastırıp güldüm ve sevinçle biraz tepindim. Yaparken bile bu hareketlerin bana ne kadar yabancı olduğunun farkına varıyordum ama o kadar mutluydum ki bunu nasıl dizginleyeceğimi dahi bilmiyordum.

Daha fazla oyalanmamaya karar verip yataktan hızlıca kalktım ve odanın içindeki lavaboda elimi yüzümü yıkayıp aynaya baktım. Yüzüm düşerken derin bir nefes alıp verdim.

apocalypse, hyunhoHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin