Hosgeldiniz, aklımda hazır bir seyler varken hemen yazayım altıncı gün de bitsin dedim.
⚠️uyarayım şimdiden şiddet sahnesi var o kısımin geldigini ve bittigini belirtmek icin "♤" isaretini koyacagim isteyen okumaz⚠️
Yine yorum rica ediyorum sizden, iyi okumalar.
...
"Neler olduğunu anlatmayacak mısınız cidden?"
Tek kaşımı kaldırarak sorduğum soruya ikisi de cevap vermeyip somurtmaya devam ettiğinde göz devirdim.
Sanırım onlar anlatana kadar ikisine de tavır almam gerekiyordu ki akılları başına gelsin.
Felix kafasını iki yana sallayıp "siz iflah olmazsınız" dediğinde onu onaylarcasına kafamı aşağı yukarı salladım ben de.
Gözlerimi kantinde gezdirirken buraya doğru gelen bedeni gördüm ve kocaman gülümsedim. Soobin el sallayıp yanımıza geldiğinde Seungmin'in yanındaki boş sandalyeyi çekip oturdu.
"Nasılsın Hyunjin?"
"İyiyim, seni sormalı?"
"Bende iyiyim"
Kafamı aşağı yukarı sallayıp gülümsediğimde Soobin bir şey söyleyecek gibi boğazını temizledi. Felix ve ben ona dikkat kesildiğimizde dudaklarını ıslattı.
"Geçenlerde Yeonjun ile birlikte Changbin'in ağzını aradık biraz"
Felix gözlerini kırpıştırıp dudaklarını birbirine bastırınca dizinin üstünde duran elini tuttum ve okşadım yavaşça.
"Hoşlandığı biri olduğunu söyledi ama kim olduğunu söylemedi, Changbin biraz kapalı kutudur yani bunu söylemesi bile büyük bir şey"
Felix'in dudakları büzülürken bana baktı ve "Hyunjin..." diye mırıldandı. Gözlerinin dolduğunu fark ettiğimde onu göğsüme çekip saçını okşadım. "Ağlama, henüz bunun için çok erken"
Soobin derin bir nefes verdi ve dudaklarını ıslatıp bana baktı. Keşke öncesinde bana söyleseydi, Felix'in bunu bir anda duyması iyi olmamıştı.
"Ama bir şey daha söyleyecektim"
Felix kafasını hemen kaldırıp kızarmış yüzüyle Soobin'e baktı. Tanrım onu böyle gördükçe pamuklara sarma isteğim artıyordu.
"Hoşlandığı kişi bu okuldan ve bir alt sınıflardan, yani sizden"
"Hyunjin"
Felix'in sesi daha da ağlamaklı çıkıp kafasını göğsüme gömdüğünde derin bir nefes verip kollarımı etrafına doladım ve Soobin'e kısaca teşekkür ettim, o da rica edip yanımızdan ayrıldı.
Jisung Felix'in sırtını ovalarken Seungmin de saçını okşadı. Dudaklarımı birbirine bastırıp kavgalı ikiliye baktım ve "siz" diyerek cümleme başladım, ardından devam ettim.
"Sorununuz ne bilmiyorum ama umarım aranızda halledebilirsiniz, bize anlatamayacak kadar önemliyse bunu kendi başınıza çözmeniz gerekiyor"
Jisung sıkıntılı bir nefes verip kafasını önüne doğru eğince Felixle birlikte ayağa kalktım. İkisine kısa bir bakış attıktan sonra onları arkamızda bırakarak dışarı çıktık. Birlikte arka bahçeye doğru ilerlerken Felix burnunu çekti. Cebimdeki mendili çıkarıp ona uzattığımda teşekkür edip aldı.
"Gel oturalım şuraya"
Birlikte boş bir çardağa geçip oturduk, Felix ellerini masaya koyup kafasını da ellerinin üstüne koyarak yattı. Dudaklarımı büzüp saçlarını okşadım.
![](https://img.wattpad.com/cover/322862522-288-k78760.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
apocalypse, hyunho
FanfictionBugün dünden daha çok seviyorum seni, Yarın bugünden daha çok seveceğim. |şiddet, psikolojik baskı |minific