Satır arası yorum yapanları Atalay ve ben yiyoruz
-
Ellerimin arasındaki simiti her ne kadar canım istemese de yemeye çalışırken bir yandan diğer elimde tuttuğum telefonumdan notlarıma bakıyordum. Her sınav sonlarında babam siteyi zorla bana açtırır, bana sunduğu hakkı iyi değerlendiriyor muyum yoksa umursamıyor muyum dikkatle incelerdi. Bu yüzden korkuyordum. Düşük bir not görürse geçen sefer ki gibi uyguladığı şiddetle kalmaz, beni okuldan alırdı.
Zaten istediği bir şeydi. Okumam onun için yanlıştı. Bir kız ancak ortaokula kadar okur, sonrasında ona uygun kocayı bekler ve evlenip çoluk çocuğa karışarak evine bakardı. Tıpkı annem gibi. Ben annem veya çevremizde gördüğüm kadınlar gibi olmak istemiyordum, ben ayakları yere sağlam basan ve bir erkeğin parasına ihtiyaç duymadan kendi paramı bileğimin hakkıyla kazanan bir kadın olacaktım.
Tüm derslerimin iyi olup Felsefe dersimin düşük olmasıyla yüzüm asıldı. Kadın giderayak bana yapacağını yapmıştı. Şimdi onun yerinde Atalay vardı ve bu önceki hocayla anlaşmamdan daha zordu.
"Ne oldu?"Buse, yüzümün asıldığını farkederek sormuş olmalıydı. Başımı telefondan kaldırıp ona baktım. Bir anda midemin dolduğunu hissettiğim için birkaç lokma yediğim simiti masaya bırakarak konuştum."Felsefe, mahvoldum ben!"
"Saçmalama."dedi yanımda oturan Umut. Bir kolunu omzuma atıp bana sokularak sırıttı ve çenesiyle bir yeri işaret ederek konuştu."Git şununla konuş, sınav kağıtları ondadır."
İşaret ettiği yere baktığımda park ettiği siyah arabasından inen Atalay'ı görmem derin bir nefesi ciğerlerime hapsetmeme neden olmuştu. Deri trençkotu, trençkotun altındaki beyaz boğazlı kazağı ve altına giydiği siyah pantolonuyla o kadar karizma görünüyordu ki, ona hayranlıkla bakan sadece ben değildim. Okulun yarısının gözü onun üzerindeydi. Her hareketini dikkatle izliyor, fısıldaşıyor, gülüşüyor, kendilerine çeki düzen veriyorlardı.
Ürperdim.
Ona bakan kişilerin bu kadar fazla olması, Atalay'ın kızlar tarafından bu kadar ilgi çekici bulunması beni ürpertti ve daha önce hiç yaşamadığım bir şeyin içinde gibi hissettim. Kanım kaynıyor, vücudumdaki tüyler şaha kalkıyordu. Kalbimi ele geçiren şeyin kıskançlık olduğunu algılayabilmem geç olmuştu. Kıskançlık, kafanda canice planlar kurduracak kadar tehlikeli bir şey miydi cidden? Çünkü ona bakan gözlerin hepsini yok etmek istiyordum.
"Hareketlere bak ya!"Umut'un konuşmasıyla daldığım Atalay'dan gözlerimi ayırarak kendime geldim. Umut, masanın üzerine bıraktığım simiti alıp ağzına götürerek bir lokma ısırdı ve ardından ısırmam için bana doğru uzattı. Başımı olumsuz anlamda salladım."Takma kızım ya, git konuş halletsin işte! İşi ne?"
"Cidden Bade. Tamam, biraz sert bir öğretmen olabilir ama sınav kağıdına bakmak isteyeceğine de bir şey söyleyeceğini sanmıyorum."
Bilmiyorlardı ki benim Atalay'ın sert olmasıyla herhangi bir sorunum yoktu. Benim onunla aramda geçen durumları bilselerdi eminim böyle konuşmazlardı. Dudaklarımı birbirine bastırarak ayağa kalktım ve otururken yukarı çıkmış olan eteğimi aşağı indirdim. Konuşmaktan başka çare yoktu. Düşününce okuldan alınmaktansa Atalay'la karşı karşıya gelmek daha iyiydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Heartburn +18
Teen FictionYeni felsefe öğretmeni. Yeni felsefe öğretmenin. Yeni felsefe öğretmenin dün gece kadınlar tuvaletinin kabininde öpüştüğün adam. İlk öpücüğünü verdiğin adam. Sana ilk kez şefkat gördüğünü hissettiren adam. Kollarında kaybettiğin huzuru bulduğun...