13. BÖLÜM

18 2 0
                                    

𝑆𝑒𝑙𝑎𝑚𝑙𝑎𝑟 𝑠𝑒𝑣𝑔𝑖𝑙𝑖 𝑜𝑘𝑢𝑟𝑙𝑎𝑟𝚤𝑚 𝑎𝑠𝑘𝑙𝑎𝑟𝑖𝑖𝑚!
𝐵𝑖𝑟 𝑠𝑢̈𝑟𝑒𝑑𝑖𝑟 𝑜𝑘𝑢𝑙 𝑠𝑒𝑏𝑒𝑏𝑖 𝑖𝑙𝑒 𝑦𝑎𝑧𝑎𝑚𝚤𝑦𝑜𝑟𝑑𝑢𝑚, 𝑢̈𝑧𝑔𝑢̈𝑛𝑢̈𝑚... 𝑆𝑖𝑧𝑙𝑒𝑟𝑖 𝑠𝑒𝑣𝑖𝑦𝑜𝑟𝑢𝑚 𝑣𝑒 𝑏𝑖𝑟 𝑦𝑒𝑟𝑑𝑒 𝑔𝑢̈𝑐̧ 𝑎𝑙𝚤𝑦𝑜𝑟𝑢𝑚 𝑠𝑖𝑧𝑙𝑒𝑟𝑑𝑒𝑛. 𝐼̇𝑦𝑖 𝑜𝑙𝑢𝑛, 𝑦𝑎𝑠̧𝑎𝑚𝑎𝑦𝑎 𝑐̧𝑎𝑙𝚤𝑠̧𝚤𝑛 :')))
𝑌𝑎𝑧𝚤𝑙𝑎𝑛𝑙𝑎𝑟 𝑘𝑢𝑟𝑔𝑢𝑑𝑢𝑟.
𝑆̧𝑎𝑟𝑘𝚤𝑙𝑎𝑟: 𝐵𝑜̈𝑦𝑙𝑒𝑦𝑘𝑒𝑛 𝑏𝑜̈𝑦𝑙𝑒- 𝑌𝑎𝑟𝑎 𝑎𝑙𝑑𝚤𝑚 / 𝐴𝑙𝚤𝑠̧𝑡𝚤𝑚 𝑢̈𝑧𝑢̈𝑙𝑚𝑒𝑦𝑒
𝑇𝑎𝑟𝑖ℎ: 01.03.23

-TÜKETEN DÜŞÜNCELER-

Gökyüzü ne kadar da sonsuzdu öyle. Gece milyonlarca yıldızı içerisinde bulunduran, gündüz güneşin dünyaya dek varan ışınları. Ucu bucağı belli olmayan, elini uzatsan dokunamayacağın sonsuz bir görsel.

O görselin içerisinde yer almak isterdim, belki yanan bir ateş küresi, belki bir gaz topluluğu...

Yerimde uzanmış, doktorun söylediklerini kafamdan atmaya çalışırken çok tükenmiş hissediyordum.
Uykuya kollarını açan zayıf bünyem, beni adım adım kendine çekiyordu.

*
Yurtta, Bahir doktorun odasında sabırsızca onu beklerken içimi saran korkunun tarifi yoktu.
Acaba bu sefer de dokunmak ister miydi düşüncesizce? Ceza vermek adına tüm hareketlerimi inceler miydi?

Kapı yavaşça açıldığında kasılmıştım. Belki dokunmazdı bu sefer, Zahir'imin beresini takmıştım, o korurdu beni.

"Sevgili Nevra" dedi hafifçe sırıtırken. Hiçbir cevap vermeden öylece izliyordum onu, tetikte olmam gerekiyordu.

Bana doğru yürümüş ve önümde diz çökmüştü, ne yapacağını merakla beklerken yerimde küçüldükçe küçülmüştüm.

Korku beni yönetirken o, ellerime uzanmıştı, elimin tersine dudaklarını bastırması kusma isteğimi arttırmıştı.

Elimi hızla çektiğimde gözlerimin yandığını hissediyordum. Bana dokunmasını istemiyordum.

"Bunu bana neden yapıyorsun?"

Uzun bir süredir ona sorduğum bu soru tekrar ve tekrar yanıtsız kalmıştı.

"Benimle evlenmeni istiyorum"

Gözlerimi inanamayarak kocaman açmış ve şaşkınlıkla suratına bakıyordum.

"Sen?" dedim yutkunurken "Ne dediğinin farkında mısın?"

Hayır, değildi. Daha on sekizinci yaşımın sonlarında iken, hazır değildim. Ve muhtemelen o 27 veyahut 28 yaşlarındaydı.

Benimle derdi neydi? Neden ben?

Bazen bazı şeylerin sadece olması gerekirdi. Bana bunları yaşatan adama elbette evet demeyecektim. Boyun eğemezdim.

"HAYIR!"

Doğrulup kolumu tutmuştu, yok etmek istercesine sıkarken acıyı hissettim.

"O sesinin tonuna dikkat edeceksin!"

Dişlerinin arasından konuşurken, ne denli ürkütücü olduğunu tahmin bile edemezdi.

Geri çekilip masanın öteki tarafında duran koltuğuna otururken bilgisayarını açtı.

Tırnaklarımı avuç içlerime batırmış, ayaklarıma bakmamak için özel bir çaba sarf ediyordum.

Kulaklarıma İmer'in çığlıkları iliştiğinde hızla kalktım yerimden.

Bilinmezliğe Doğru Kaçış (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin