Baji X Reader

𝐰𝐡𝐨 𝐡𝐚𝐬 𝐛𝐞𝐚𝐭𝐞𝐧 𝐭𝐨 𝐝𝐞𝐚𝐭𝐡 𝟗

gelecek

Takemichi geleceğe döndüğünde gördükleri karşısında şok oldu. Toman üyeleri o kadar değişmişti ki hala kafaları karışmış ve ne olduğunu anlamaya çalışıyorlardı.

Mikey yok, Draken yok, Mitsuya yok... Bir süre saçma sapan toplantıyı izledi ve konuşulanları dinledi. Uyuşturucu ticareti, seks ticareti ve organ kaçakçılığı...

Toman'a ne oldu? Ardından odaya giren tanıdık yüze gülümsedi. Sen buradaydın, gelecek değişmişti. Hâlâ Toman'la birlikteydin. Ama epey değişmişsin. Fahişe gibi giyinmek, çok pahalı takılar, bacağınızdaki dövmeler ve vücudunuzdaki izler...

Kesinlikle bu kadar değişmeni beklemiyordu. Siz odaya girdikten birkaç saniye sonra iki elinde de dövme olan kişi odaya girdiğinde Takemichi istemsizce kaşlarını çattı.

Hanma'ydı, onu hemen tanıdı. Takemichi, size yaklaşıp kalçalarınızı sıkarken ve dudaklarını parçalarken sahneyi şok içinde izledi.

Hanma ve sen? İmkansızdı. Onunla asla birlikte olmayacaktın, bir sorun vardı.

Uzun görüşmeden sonra Takemichi, Naoto ile bir araya geldi ve ona olanları anlattı. Naoto, Kazutora ile etkileşime girdi ve Tora her şeyi açıkladı.

Baji'nin yıllarca komada olduğunu ve sizin de yıllarca Haitanilerle birlikte olduğunuzu ve Toman bu hale gelince Hanma'nın Haitanileri öldürüp sizi çeteye girmeye zorladığını ve sonunda Baji'yi öldürdüğünü anlattı.

Takemichi şok içinde dinledikten sonra ne olduğunu anladı. Hanma'ya asla izin vermezdin. Seni tehdit ettiğinden emindi.

Takemichi öğrendiklerinden sonra geçmişe gitti ve işe koyuldu.

Şimdi

Baji kendini bıçaklayalı birkaç ay olmuştu. Dinlenip Toman'dan ayrıldıktan sonra Haitanilere katıldın ve artık onların adamlarından biri oldun. Toman'daki insanlarla karşılaşmamak için gece hastaneye gittiniz, Bayan Baji'ye yardım ettiniz ve Kei'yi uyandırmak için saatlerce onunla konuştunuz.

Yine o gecelerden biriydi. Baji senin ilk aşkındı. Hayatınızın en zor zamanlarında hep yanınızdaydı. Ayrıca seni terk etmedi, sadece seni korumaya çalışıyordu. Son anında bile seni düşündü, sadece seni korumak istedi. Ve bu gerçek peşini bırakmadı.

Elini sıkıca tuttun, solgun tenine baktın ve gülümsedin. Eline bir öpücük kondurdun ve ellerini onun uzun güzel saçlarının arasından geçirdin. "Benim, Kei... yine benim. Burada sürekli saçma sapan konuşmaktan çok yorulduğumu biliyorum ama..." Derin bir nefes aldın. "Lütfen kalk ve bana bağır Kei, ama böyle sessiz kalma. Sen çok özlüyorum. Uyan, sana yalvarıyorum."

...

Ziyaretlerinizden birini tamamladıktan sonra hastaneden çıkıyordunuz ki, size seslenen boğuk bir sesle donup kaldınız. Bu sesi çok iyi tanıyordunuz. Yıllarca. Draken'in sesini duyunca arkanı dönmeden durdun. Yavaş adımlarla sana yaklaştı ve arkanda durdu.

"Bana dön y/n, yüzüme bak!"

Sert sesiyle arkanı dönüp yüzüne baktığında ciddi yüzüyle karşılaştın. Gözlerinde hem öfke hem de hüzün vardı. Sanki pişmanlık vardı.

İkiniz de bir süre hiçbir şey söylemediniz. Sessizce birbirinize baktınız. Draken derin bir iç çekti ve seni sertçe göğsüne çekti. Birkaç dakika konuşmadan sana sarıldı. Gözlerin dolmuştu ve ne yapacağını bilemiyordun.