"Yani şimdi- Minho bir dur, her şeyi birleştiriyorum şu an. Bu yeni oda arkadaşın seni seviyor, senin deyiminle sana takıntılı, sana dair bulabildiği her şeyi sakladığı bir kutusu bile var ayrıca tüm bunlara ek birde öfke kontrol bozukluğu mu var?"
Jisung, Minho'nun tüm rahatsız etme teşebbüslerine rağmen konuşmasını bitirdiğinde heyecanlı bir şekilde kafamı salladım. Benim üç saatte anlattığım her şeyi tek cümlede özetlemişti.
Dün buraya geldiğimde konuşabilecek durumda olmadığım için hemen uyumuştum. Bugünse kahvaltıdan hemen sonra konuşmaya başlamıştık.
Onlara gereli gereksiz her detayı anlatmış ve biraz abartmıştım ama ne yapabilirim ki?
En ufak bir detayı bile atlarsam kendimi kötü hissederdim.
"Aynen öyle. Onu ilk gördüğümde hiç böyle birine benzemiyordu, hatta onunla iyi arkadaşlar olabileceğimizi düşünmüştüm. Lakin gerçekten kitabı kapağına göre yargılamamak gerekiyormuş."
Dudaklarımı büzerek konuştum.
"Peki, şimdi ne olacak?"
"Yaz ona, gitmesini söyle."
***
Chan
Bir keresinde orospu çocuğunun teki ellerimin arasında gebermek üzereyken "Bir gün öylesine seveceksin ki birini, canını istese çıkarıp verecek kadar teslim olmuş olacaksın," demiş ve devam etmişti;
"...fakat o hiç beklemediğin, hatta artık beni bırakmaz dediğin anda senin nasıl bir ruh hastası olduğunu anlayacak ve seni terk edecek. Ruh hastası derken bahsettiğim şey şizofreni gibi bir şey değil ama haa, senin ruhun gerçekten hasta; öyle bir çürümüş ki özün, iyileşmesi için bir mucize gerek ama o mucize bile istemez seni."
O zaman inanmamıştım, dalga geçer gibi gülüp sıkıştım kafasına ama haklıymış.
Mucizemi buldum, onu yanıma aldım hatta.
Artık bırakamaz beni dedim, sever hatta belki.
Sonra, mucizem beni istemedi.
⪀⪀
umarım beğendiğiniz bir bölüm olmuştuuuur 🖤
bu arada okuma sayısıyla oy ve yorum sayısı örtüşmüyor, üzülüyorum en azından oy atarsanız mutlu olurum.
🤎🖤💘💖🤍💕💕💓❣️❣️💕💞💟❤️🔥❣️
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Roommate ✅
FanfictionChan, Changbin'in yeni oda arkadaşıydı. Hikâyede intihar, kan, zorla alıkoyma gibi tetikleyici unsurlar bulunmaktadır.