22

678 48 22
                                    

Ender daha iki gün önce geldiği apartmana tekrar giriş yaptı. Kapıya vardığında vurup açılmasını bekledi. Biraz gergindi fakat bu sefer tüm konuşmayı düşünmüştü. Hazırlıksız olmadığı için kardeşinin gönlünü alabileceğine emindi.

Kapıyı açan Emir karşısında Ender'i görünce hemen üstüne başına çeki düzen verip duruşunu dikleştirirken konuştu. "Ablacığım hoş geldin."

"Hoş buldum Emir. Caner içeride değil mi?"

"Evet abla. Buyur geç."

"Emirciğim Caner ile biraz yalnız konuşsam olur mu?"

"Emret abla. Bende markete falan giderim." Biraz geri çekilip "Sen geç abla." dedi.

Emir ceketini kapının arkasından alıp cebinde anahtarının olup olmadığını da kontrol ederken Ender içeri geçti. "Lavaboda çıkar şimdi. Kaçtım ben."

Hızlı bir şekilde evden çıkan adamı izleyen Ender ardından kapıyı kapattı. Derin bir nefes alıp elindeki çantayı masaya koydu. Sandalyeyi çekip oturdu ve beklemeye başladı.

Bir kaç dakikanın ardından içeriden çıkan Caner direkt ablasıyla göz göze geldi. Şaşırsa da hemen yüz ifadesini toparlayıp bakışlarını çekti. Sanki yokmuş gibi salona geçti. Ender de hemen ayaklandı ve peşinden gitti.

"Özür dilerim."

Caner ablasının özür dilemesine kolay kolay şahit olmadığından dönüp ona baktı. Fakat hiçbir şey demedi.

Ender ise yanına gidip elini tuttu. "Canım kardeşim. Bak biliyorum fazla abarttım. Ama seninle bir ilgisi yok. Sadece her şey çok üst üste geldi. Gerildim ve..."

"Bana patladın."

Ender onaylar biçimde başını sallayıp tekrar konuşacakken Caner kadının ellerinden ellerini çekti. "Şahika seni öldürmeye çalıştı başarısız oldu şimdi de bana ya da çocuklara zarar verir diye korkuyorsun. Sen ve korkmak? Evin içine kadar kamera taktın abla! Bu nasıl bir paranoya? Sen ne zamandan beri Şahika'dan bu kadar korkuyorsun? Ya da..."

Geriye doğru bir adım atıp es verdiği konuşmasına devam etti. "Bu hallerinin hiçbirinin Şahika ile bir alakası yok. Bana söylemediğin şeyler var."

Kadın derin bir nefes alıp verdikten sonra dudaklarını ıslatıp açıklama yaptı. "Evet sana söylemediğim şeyler var. Daha doğrusu belli etmediğim... Bir yıldır Şahika ile mücadele ediyorum. Bu süreçte üç defa ölümden döndüm. Erim'i zehirledi. Yiğit'i az kalsın annesinin katili yapacaktı. Üstüne birde içeri attıracaktı. Ben ne yaptım peki Caner? Ne yapabildim?"

Kocaman açtığı gözleri ve el hareketleriyle gerginliği belli olan kadın kardeşini de şaşırtmıştı. Ellerini iki yanına açıp gözleriyle kolları arasındaki boşluğu işaret etti. "Hiçbir şey. Hiçbir şey!"

Böyle bir tepki beklemeyen Caner ne diyeceğini bilemediğinde susmaya devam etti. Ki zaten kadın konuşmasına ekleme yapmaya devam ediyordu. "Sen ve korkmak diyorsun ya... Korkuyorum Caner. Şahika'dan korkuyorum. Hep o kazandı yine o kazanacak diye korkuyorum. Benim yıllar sonra gerçekten mutlu olduğum bir ailem oldu. 40 yaşında mutlu bir aileye kavuştum. Peki kim elimden aldı bu mutluluğu? Şahika."

Gözleri dolan kadın kardeşine yaklaştı. "Bu yüzden gerginim ve bu yüzden sana patladım. Oldu mu? Açıklamam tatmin etti mi?"

"Abla tamam da bizim elimizde Nadir'i öldürdüğüne dair kanıtlar var. Madem bu kadar..." Korkuyorsun demeyi ablasına yakıştıramadığından bir süre durup başka bir kelime aradı. "Madem bu kadar geriliyorsun polise elimizdekileri verelim."

ben seni arayamam | enkayHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin