44

695 39 42
                                    

Ender sabahın erken saatinde kalkıp dışarı çıkmak için hazırlandı. Son dokunuş olarak parfümünü sıktı. Eline aldığı çantası ve telefonuyla kilitlediği kapıyı sessizce açtı.

Kapıyı açtığı gibi yere oturup sırtını duvara yaslayarak uyuyan Kaya'yı görmesi bir oldu. Yüzündeki şaşkın ifadeye istemsiz bir gülümseme katıldığında dudaklarını birbirine bastırarak engel olmaya çalıştı.

Derin bir nefes alıp bakışlarını koridora çevirdi. Erim ve Yiğit'in odası bu kattaydı. Bu saatte uyanmasalar da Kaya'yı böyle bırakıp giderse görebilme ihtimalleri olduğunu düşündü. Her ne kadar adamla konuşmak istemese de yavaşça diz çöktü.

Çantasını ve telefonunu yanında yere bıraktı. Eli kafası öne doğru düşmüş olan adamın çenesine gitti. Hafifçe kavrayıp dikleştirdi ve duvara dayamasını sağladı. Yüzünü gördüğü gibi tekrar gülümsediğini fark etti. Dudaklarını aralayıp nefesini verirken elini çekti. Yüz ifadesini toparlayıp seslendi. "Kaya, uyan."

Birkaç kez seslenmesine rağmen uyanmayınca kolunu dürttü. Biraz yüzüne yaklaşıp tekrar seslendi. "Kaya."

Aniden belinin kavranmasıyla dudaklarından şaşkın bir nida döküldü. Daha ne olduğunu anlayamadan yanağına ulaşan elle kaşlarını çattı. "Sen uyumuyor muydun?"

Kaya dilini damağına vurup çıkardığı olumsuz sesle kadını biraz daha üzerine çekti. Ender durdukları pozisyonu fark edip ellerini göğsüne koyarak kalkmaya çalıştı. Ama Kaya'nın bırakmaya niyeti yoktu. "Kaya, bırak."

"Bırakmam." Yanağını hafifçe okşamak istedi ama Ender kafasını geri çekti.

"Bu şekilde beni sakinleştiremezsin. Bırak diyorum. Rezil olacağız şimdi, çocuklar görecek."

Kaya bu sefer ciddileşerek kaşlarını havalandırdı. Alnındaki izler ortaya çıktığında itiraz kabul etmeyen bir ton kullandı. "Beni dinleyeceksin."

Emir kipli cümle karşısında Ender tek kaşını havalandırıp sesini kalınlaştırdı. "Sen bana emir veremezsin."

"O zaman emrivaki yaparım." dedikten sonra kadının çantasını ve telefonunu boştaki eliyle alıp arkasına doğru götürdü.

Ender hızla uzanıp eşyalarını almak istedi ama Kaya belinden tuttuğu eliyle onu diğer tarafa çekti. "Kaya, yeter."

"Bence de yeter Ender." Belini tuttuğu kadınla birlikte ayaklanmaya çalıştı. Ender'in itmeye çalışması onu zorlasa da başardı.

İkisi de ayakta durduğunda Ender son kez şansını denemek için adamın sol elinde tuttuğu çantasına ve telefonuna uzandı. Ama Kaya'nın izin vermemesiyle sinirle baktı. "Nefret ediyorum senden."

Kaya gülümseyerek arkasını dönüp giden kadını izledi. Odalarına doğru gittiğinden içi rahattı. Sakin adımlarla kadının peşinden odaya girip kapıyı kapattı. Ender'e döndüğünde elini uzatıp çantasını ve telefonunu işaret ettiğini gördü. Bir şey söylemeden kadına eşyalarını uzattı.

"Dinliyorum."

Kaya birkaç adım atıp kadına yaklaşmak istedi fakat havaya kalkan eli gördüğünde durdu. Derin bir nefes alırken söyleyeceklerini toparlamaya çalıştı.

"Öncelikle yalan söylediğim için özür dilerim." Bahsettiği yalan Melis'in yanındayken Ender'e hâlâ yemekteyiz diye mesaj atmasıydı.

Ender'in tepkisiz bir şekilde beklediğini görünce devam etti. "Gerçekten dediğim gibi yemekteydim. Sonra kalkmak üzereyken Melis aradı. Çok sarhoştu. Ağlıyordu."

Ender'in gözlerini devirdiğini görünce ona doğru bir adım attı. Ender'de bu adıma karşılık ikaz dolu bakışlarıyla geriye doğru bir adım attı.

ben seni arayamam | enkayHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin