Siva sabırsızca, kıyafetinin papyonunu çekiştirerek: "Ah, New York'ta hava neden bu kadar çok sıcak, daha hafif bir şeyler giymeliydim." dedi.
"Sen, uslu dur. Kıpırdamadan dur. Düğün başlamak üzere papyonunun şeklini bozma." Beitang Huizhi şaşırtıcı aurası ile bir kraliçe gibi Siva'yı işaret etti.
Estetik ameliyat geçirmiş olmasına rağmen o gözler hâlâ Beitang Minqian'ınkilerle aynıydı. Onun tarafından ters ters bakılan Siva, sanki patronu karşısındaymış gibi hissetti ve hemen sustu.
Kadınlarla uğraşmak gerçekten kolay değil. Yine de Qin Su gibi aptal bir çocuk daha sevimli.
Siva içinden mırıldandı ve itaatkar bir şekilde ayağa kalktı.
Bugün o sağdıç ve Beitang Huizhi de en iyi ...... nedime mi?
Siva kendini hep tuhaf hissetmişti. O Su Yuanheng için en iyi sağdıçtı, o zaman Beitang Huizhi Beitang Minqian için ne yaptı?
Kilisenin arka tarafındaki soyunma odasında yakışıklı, bembeyaz bir beyaz kıyafet giymiş olan Su Yuanheng, ağlayan oğlunu kucakladı ve seslendi: "Qian, acele et, çocuk bezi ver."
Beitang Minqian da en az onunki kadar yakışıklıydı, beyaz bir kıyafet giymişti ama şimdi el çantasını karıştırıyor, bir ileri bir geri gidip geliyordu.
"Buldum, işte burada."
Beitang Minqian oğlunun işeyen küçük kıçına bakarak şikayet etti: "Seni velet, daha önce ya da sonra değil, sadece düğünden önce işedi. Düğün başlamak üzere."
Su Yuanheng oğlunun bezini değiştirdi: "Bunun için Li'er'i nasıl suçlayabilirsin, o daha çok genç."
Su Yuanheng'in biyolojik babası tarafından kendisine verilen ismin onuruna, oğlunun lakabını "Li'er" verdi.
Not: Su Yuanheng'in asıl adı Yan Fei Li (非 離), Li Er (離 兒) ise takma adıydı.
"Pekâlâ, artık gidebilir miyiz?" Beitang Minqian bebek kıyafeti giymiş üç aylık oğluna baktı, altında hala açık bir pantolon vardı, gerçekten çok sevimliydi ve ona sarılıp öpmekten kendini alamadı.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Ç/N: Bu bebeğin kıyafeti. Daha sevimli.... Daha komik hahah~
Su Yuanheng belli belirsiz gülümsedi: "Gidelim." dedi.
Bu kez düğünlerini New York Long Island'daki bir kilisede yaptılar ve bu da Beitang ailesinin örtülü bir onayı olarak kabul edildi.
Beitang Yazhi gerçekten de bileği güçlü bir kadındı. Su Yuanheng'in bir Moye olduğunu biliyordu, başlangıçtaki o olaylar dizisi ve hatta Beitang Minqian'ın Su Yuanheng'in biyolojik babası Yan Yuheng'i yanlışlıkla öğrenmesine izin vermesi bile onun tarafından ayarlanmıştı.
Beitang Minqian bile ablasının gerçekten de sıradan bir kadın olmadığını kabul etmek zorunda kaldı. Huizhi bir uzaylıysa, en büyük kız kardeşi de bir güneş tanrıçasıydı. İkinci kız kardeşleri Qingzhi, Beitang ailesinde normal olan tek kişi olabilir miydi?
Beitang Minqian ve Su Yuanheng oğullarının elini tutarak kiliseye girdiler.
Düğün çok gösterişsizdi. O kadar gösterişsizdi ki sadece gelin ve damat, sağdıç ve nedime, rahip vardı.
Eşcinsel evlilik artık yasal olsa da Su Yuanheng bunu kamuoyuna duyurmak istemedi. Dahası, Moyen kimliğinin hassas olduğunu hissetti ve oğlunu ifşa etmek istemedi bu yüzden gösterişsiz bir düğünde ısrar etti.
Beitang ailesinden insanlar tebrik hediyeleri gönderdi. Beitang Yazhi, Beitang Qingzhi ve diğerlerini söylemeye gerek yok ama Beitang Huizhi onların düğününe katılmakta ısrar etti.
Çok prestijli bir yerel piskopos olan rahip, düğünlerini yönetmesi için özel olarak davet edilmişti.
"Evet."
"Evet."
İkili Tanrı'nın huzurunda ciddiyetle yemin etti ve rahibin himayesinde yüzüklerini takıp öpüştüler.
Beitang Huizhi, Li'er'i kucağında tutarak yan tarafta durdu, gözleri heyecandan kıpkırmızıydı ve "Minqian, sonunda evlendin." dedi.
Ç/N: Beitang Huizhi, Su Yuanheng'in ailesiyle evlenen gelini olarak Beitang Minqian ile alay ediyor.
Beitang Minqian ona boş boş bakmaktan kendini alamadı.
Siva çiçek yapraklarını saçmaya başlamak için sabırsızlanıyordu.
"Ne yapıyorsun?" Beitang Minqian ona baktı.
Siva gözlerinde yıldızlarla hülyalı bir şekilde: "Çocukken hep çiçekçi kız olmak isterdim." dedi.
Beitang Minqian güçsüzdü ve Su Yuanheng'e yakınmaktan kendini alamadı: "İkisi de neden böyle?"
Su Yuanheng gülümsedi, görünüşe göre çok mutluydu.
Birkaç kişi kiliseden çıktı ve dışarıda şık bir Lamborghini park etmişti.
Beitang Minqian'ın kaşları çatıldı: "O da neden burada?"
Beitang Yazhi hâlâ zarif ve ince mavi bir cheongsam giymiş, yüzünde bir gülümsemeyle onlara bakıyordu.
Beitang Huizhi Li'er'i tuttu: "Abla, bak küçük yeğenimiz ne kadar sevimli." diyerek yanına koştu.
Beitang Yazhi çocuğu ustalıkla kucağına aldı ve küçük yüzünü öptü. Li'er kıkırdadı.
Beitang Minqian mırıldandı: "Nasıl oluyor da bu çocuk yabancılardan korkmuyor?
Beitang Yazhi ona ters ters baktı: "Ben onun öz teyzesiyim, elbette yabancı değilim. Öyle değil mi küçük Li'er?"
"Bayan Ji .....'' Su Yuanheng biraz utanarak selamladı.
Beitang Yazhi gülümsedi: ''Bana Bayan Ji deme. Bana abla demelisin.''
Su Yuanheng, Beitang Minqian'a baktı, ardından sözlerini saygıyla değiştirdi: ''Abla.''
Beitang Yazhi gülümsedi: "Siz ikiniz Ablamız cimriydi demeyin. Bu düğün hediyesi ikiniz için, bunu söyledikten sonra onlara büyük bir zarf uzattı."
Hediyeni çoktan göndermemiş miydin? Beitang Minqian zarfı beceriksizce aldı, açtı. İçinde Beitang Şirketi'nin hislerinin %10'u vardı.
Geçen sefer ki hediye ikiniz içindi. bu sefer ki baldızım için.
Hisse senedi Su Yuanheng'in adınaydı.
Su Yuanheng 'baldızı' kelimesi karşısında şok oldu ve yanakları kızararak bir süre konuşamadı.
"Hehe, abla, bu sefer gerçekten çok cömertsin." Beitang Minqian hemen bir gülümseme yumağına dönüştü, büyük zarfı kaldırdı, bir çift güzel göz eğik bir aya dönüştü.
"Yuanheng, geçmişte olanların hepsi bir yanlış anlaşılmaydı, bunu kafana takma. Şu andan itibaren hepimiz bir aileyiz, umarım yakında Beitang ailemize alışırsın."
Beitang Yazhi, Su Yuanheng'e çok dostane ve samimi bir tavırla baktı.
Su Yuanheng'in bu ablaya büyük bir saygısı vardı. Minqian, Huizhi kardeşleri onun tarafından yetiştirildiği için ona daha da büyük bir saygı duyuyordu.
Beitang Yazhi bu kez esas olarak hediye vermek için gelmişti, hediyeleri kabul ettiklerini görünce gülümseyerek: "Pekala, sizi daha fazla rahatsız etmeyeceğiz, acele edin ve balayınıza gidin. Li'er'e ben ve Huizhi göz kulak olacağız, endişelenmeyin."
Li'er, Beitang Yazhi ve Beitang Huizhi tarafından Beitang ailesinin himayesine alındı ve Siva eğitim için doğrudan Beitang Grubu'nun New York'taki merkezine gitti.
Beitang Minqian ve Su Yuanheng bir uçağa binerek ailenin özel adasına doğru uçtular.
Özel uçakta Beitang Minqian, Su Yuanheng'in elini çekti ve nazikçe güldü: "Yuanheng, ikimiz yalnız kalmayalı uzun zaman oldu. Bu kez adada sadece ikimiz varız, heh heh heh ......"
Su Yuanheng onun kahkahasının biraz müstehcen olduğunu hissetti bu yüzden söylemesine gerek kalmadan ne demek istediğini anladı, kasıtlı olarak anlamamış gibi davrandı ve yavaşça: "Adada hala hizmetçiler, aşçılar, temizlikçiler ve diğer insanlar var. Sadece ikimiz değil."
Beitang Minqian onun çok eğlenceli olan sözlerini umursamadı, elinin arkasını kaldırarak öptü: "Ne demek istediğimi biliyorsun.''
Su Yuanheng karşısındaki bu çatık kaşlı, yakışıklı adama baktı ve yüreğindeki gerçek dışı duygulara engel olamadı.
Bu mükemmel ve olağanüstü adam gerçekten kendisine mi aitti?
"Yine bir şeyler hayal ediyorum."
Beitang Minqian uzandı ve çenesini tutarak kendine bakmasını sağladı: "Gelecekte daha fazla saçma sapan şeyler düşünme. Hiçbir şey birlikte olmamızdan daha önemli değil, anladın mı?"
Onun ciddi ifadesini gören Su Yuanheng'in kalbinde sonsuz bir sevgi kabardı.
Ağzının kenarında çarpık bir gülümsemeyle başını salladı, Beitang Minqian'ın pembe ve güzel dudaklarını öpmek için eğildi.
"Biliyorum."
Beitang Minqian bu nadir girişim karşısında hafifçe dondu kaldı ve ardından başının arkasına bastırıp eğilerek dudakları, dişlerini onunkilere dolayarak tepki verdi.
Tatlı lezzet yavaşça birbirlerinin dilleri arasında dalgalandı.
Beitang Minqian dudaklarına fısıldamadan edemedi: "Söyle bana, seninle neden tanıştım?"
Su Yuanheng ona nazikçe karşılık verdi ve yumuşak bir sesle: "Çünkü kaderimizde tanışmak var." dedi.
Kaderimiz de var, bu yüzden tanıştık.
Kader sayesinde birbirimizi tanıyoruz.
Çünkü biz birbirimiz için yaratılmışız, birbirimizi seviyoruz.
"Seni seviyorum."
"Seni seviyorum."
Aynı anda iki derin, nazik erkek sesi duyuldu.
Kulübenin yatak odasında sadece aşkın birbirine dolanmış nefesleri kalmıştı.
