5. Bölüm Bir aşık olma hikayesi

188 112 96
                                    

Kaç gündür yazamıyorum.. ama şimdi döndümm hepinizden güzel yorumlar bekliyorumm iyi okumalarr 🤍

Başladığınız tarih?

Alp'in anlatımıyla

Uzun zamandır kimseye sarılmamıştım.. sarılacağımı da düşünmüyordum. annemi son kez gördüğümde o sarılmıştı bana, 18 yaşımdayken. Bir daha ne onu görebildim ne de izini bulabildim.

Ela'ya sarılmak hiç beklemediğim bir şeydi. Özellikle ona karşı bir şeyler hissetmeye başladığımdan beri.. birini çok sevince en normal şeylerin bile imkansız olup yapamayacağımı düşünecek kadar aşık olurum. her an gidecek gibi hissederim. Kimseye güvenemem..
bu 3 ay boyunca daha doğrusu Ela'yı ilk gördüğüm gün onu bırakmak aklımın ucundan bile geçmedi çünkü onda bir şeyler vardı, Beni kendisine çeken. Onu takip etmeyi bile düşündüm. Ama sonra geçirdiği o kaza.. ne kadar kötü bir olay olsa da benim ona aşık olmama sebep oldu..

Belki onu takip etseydim yüz vermez giderdi, ama o gün onu kan içinde gördüğüm an kalbimdeki acıyı tarif edemeyeceğim kadar tuhaf ve bana göre alışmadığım bir duyguydu. Çok endişelendim. Onun adını dahi bilmiyordum ama beni kendisine çekmeyi başarmıştı. Bu geçen 3 ay boyunca her gün hastanede başında bekledim.. saçıyla oynadım kusursuz yüzünü , upuzun saçlarını,kapalı gözlerini izledim. bir de ellerini.. belki bir gün tutabilirim diye düşündüm..  hayalini kurdum. tutamazsam da o bir melek gibi uyurken tuttum. 3 ay boyunca geçen her günde ona daha fazla bağlanıyordum. Konuşmasak bile.

sessizliğine bile razıydım, yeter ki o yanımda olsun. Onun benim varlığımdan haberi olmasa da olurdu. En azından onu izleyebiliyordum. Bu süreçte her gün aşık olmadığıma ikna etmeye çalıştım kendimi. Bu kadar kolay aşık olunur muydu ki? Bir konuşmadan? Bir günde? Bir bakışta? Bir tesadüfte ? Ya da bir kazada mı  demeliyim? Bilemedim.
Ama evet aşık olunurmuş bu kadar kısa sürede bir konuşmada, bir günde, bir bakışta, bir tesadüfte ve bir kazada.. kabul etmesi ne kadar zor olsa da... ben oldum..

Az önce onu ağlarken görmek beni mahvetti..
gözyaşlarını silmek istedim. gözyaşlarının aktığı yeri öpmek istedim. Koynumda sabaha kadar uyutmak istedim ama yapamazdım. Ona sarıldığıma bile hala inanamıyorken daha da zor.. ona güzelim dediğimin farkındayım ama o hiçbir şey demedi. Belki de hoşuna gitmiştir.. kim bilir ..?

Bunları ve onu düşünürken uyuyakalacağım asla beklemediğim bir şeydi.. 18 yaşımdan yani annemin beni terkettiğinden beri uyku ilacı kullanmadan uyuyamıyorum.. ama demek ki onun kokusu.. ona sarılışım.. onun varlığı bile yetermiş uyumama..
ilacım oymuş..

Saat 6'da kalkıp kahvaltıyı hazırladım ve en zor kısma geldim.. onu uyandırmak. Ne kadar onu göreceğim diye mutlu olsam da çok uykucu biriydi ve kıyamıyordum.. ama bunu ona belli etmemek için çok fazla çabalamam gerekiyor.
Odasına doğru giderken nedense odama uğrayıp saçımı düzeltmek istedim. Saçımı taradıktan sonra parfümümü de sıkıp odasına doğrı gittim. Kapıyı 10 kez tıklattım ama uyanmadı.. cidden bu kadar uykucu olmayı nasıl becerebiliyordu? En son odasına girmeye karar verdim. Girdiğimde kafasını yastıkla kapatmıştı. Kapıyı tıklattığımı duymuştu ve beni duymazlıktan geldi..peki bunu kendi istedi.
perdeyi açıp yorganı ve yastığı üstünden çektim "hadi kalk artık 7 oldu saat eğtim yarım saate başlar." Dediğimde elleriyle kulaklarını kapatmaya çalışıyordu. Ciddi miydi bu ya
15 dakikalık direnişin sonunda kaldırabildim onu yataktan ama hala söylenmeye devam ediyoedu.. ne kadar uykucuysa artık.
"Gün boyu evde değil miyiz zaten niye sabahın köründe kalkıyoruz?"
"Bugün evde olmayacağım. Ve eğtimin bu saatte olması daha iyi."
"Nereye gidiyorsun?"
"Ne o karı koca gibi hesap vermeye mi başladık?" Dediğimde sırıtıyordum o ise bir an yanakları kızarmış ne yapacağını şaşırmıştı..

en son lavaboya götürmek için onu kucağıma aldığımda kokusu geldi.. o özlediğim kokusu.
Yolu daha fazla uzatamaz mıydık ya?
Lavaboya oturtup çıktım. Dışarıda onu beklerken odasını inceliyordum. Her şey siyahtı.. ama çok güzeldi. renkli olan tek şey kitaplarıydı.. çoğunluğu siyah olsa da renkli kitaplar da vardı duvarda kocaman bir fotoğraf vardı. bir yaşlı kadınla Ela duruyordu. Birbirlerine sarılmış halde. Sanırım annesi ama hiç benzemiyorlardı. En son Ela'nın sesini duyduğumda gidip onu tekrar kucağıma aldım ve odaya götürdüm dolabından birkaç rahat kıyafet verdikten sonra odadan çıktım ve beklemeye başladım.. en son mutfağa indirdiğimde kollarını boynuma dolamıştı.. belki bir gün isteyerek de sarılırdı.. kim bilir.?

Kahvaltı bittikten sonra hemen eğtime başladık yaklaşık 4 saat sonra artık ikimiz de yorulmuştuk ama bu kadar güçlü olmasını beklediğim bir şey de değildi. Çok inatçı ve pes etmiyordu. Zor olsa da Hoşuma gitmedi değil :)
Telefonum çaldığında ikimizin de bakışları telefona kaydı. Arayan Savaş'tı yakın bir arkadaşımdı.. hatta bu hayatta güvendiğim iki kişiden biri.. telefonu açıp kulağıma götürdüğümde Ela beni izliyordu.
"Efendim Savaş"
"Sana da günaydın Alp'ciğim."
" eyvallah."
"Of ne zaman normal insanlar gibi olacaksın ya.?"
"Belki de anormal olmayı seviyorumdur.?"
" aman neyse ne yarım saate sendeyiz Ateş de yanımda yoldayız şuan birkaç eşya alıp geliyoruz."
"Tamam yarım saate ordayım." Deyip kapattım.
"Gidecek misin?" Diye sordu Ela dudaklarını büzüp, ama böyle bakarsa ben gidemem ki...
"Evet."
"Ama yaaa."
"Ne?"
"Hiç."
"İstersen seni de götürebilirim bizimle.?"
"Siz derken sen Savaş ve kim ? Sevgilin falansa ben hiç almıyayım ki bence zaten sevgilindir sonuçta yakışıkl- şey pardon yani sevgilin şey..ben sussam daha iyi olacak."
"Yoo."
"Ne yoo.?"
"Hiç."
"Hı?"
"Hı?"
" ne diyorsun ya?"
" ilk olarak sevgilim değil. Hiç olmadı. Ve susmana gerek yok konuşabilirsin."
"Neden?"
"Ne neden?
"Neden hiç sevgilin olmadı ve neden susmamı istemiyorsun.?"
"Cidden oturup bunları mı konuşacağız.?"
"Konuşmayalım mı.?"
"Konuşalım mı.?"
"Hıhımm."
"Hiç aşık olmadım. O yüzden sevgilim olmadı. Ve susmanı istemiyorum çünkü sesin çok güzel."
"Hı"
"Ne?"
"Hiç."
"İyi."
"Peki."
"Tamam."
"Okey."
"Kızım sussana."
"Susma dedin ?"
"Ama o şeydi.. normal konuş anlamında saçmala demedim."
"Pekii.."
"Gelecek misin?"
"Geleyim mi?" Gel ya
"Sen bilirsin."
"Tamam geleceğim."
Oh bee
Odasına çıkardım hazırlandı yardım da ettim en son arabaya bindirip birlikte eve doğru gidiyorduk.. bugün onu hayatımda güvendiğim tek iki kişiyle tanıştıracağım.. bugün hayatıma tamamen dahil olacak.. hayatımdaki tek iki dostumu görecek....

Eve geldiğimizde Ela kucağımdaydı ve Savaşla Ateş içerideydiler. Evin anahtarları onlarda olduğu için zile bastım ve açmalarını bekledim.. Sonunda açtıklarında bir şok yaşamış oldukları çok belliydi ama bu kadar da olmazdı be..

" oha."
"Ateş sen de görüyor musun ?"
"Çüş"
"Lan ne oluyor?"
"Yuh"
"Of bir sus sen de ya. Alp bu kim ?"
"Savaş mal mısın ?"
"Ne ?"
"Alp utanmasa gözümüzün önünde dudağına yapışacak. Yenge tabii ki."
Benle Ela aynı anda ağzımız açık bir şekilde
"Yok artık." Dedik. Yani ne kadar doğru olsa da..
" eh içeri geçin hoş geldin yenge."
"Yenge falan değil sus artık Ateş."
"Bugün değilse yarın olur."

~DEVAM EDECEK~

Karanlık Issız sokaklarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin