Gözlerimi aralamaya çalışıyordum ama bir türlü açamıyorum.
her yerim ağırıyordu başımda feci bir ağrı vardı. sonunda gözlerimi açabildiğimde tanımadığım bir sesin "uyandı ! " diye bağırdığını duydum nerdeydim ben ? Bunlar kim ? herkesin üzerinde beyaz önlükler vardı ve sanırım hastanedeydim..
en son ne yaşadığımı hatırlamaya çalışırken başımın ağrısıyla gözlerimi kapadım en son.. kan , kaza , yerdeki ben ve babam.. evet bana çarpan kişi ben 9 aylıkken beni bırakıp giden babam.. olmayan babamdı
gözlerimi etrafımdakilere gezdirdiğimde ise 50 li yaşlarında bir adam vardı karşımda. "öncelikle geçmiş olsun Ela yaklaşık 3 aydır komadasın geçirdiğin kazadan dolayı Beyninde çok ağır bir kanama geçirmişsin. aynı zamanda çok fazla kan kaybın vardı. yanındaki adam seni buraya zamanında yetiştirmeseydi Şuanda yanımızda olmayabilirdin.." Dudaklarımdan sadece " Ne" kelimesinin döküldüğünü hatırlıyordum 3 ay mı ? şaka yapıyordu bu değil mi?
" beyin kanaması ? Kan kaybı ? Ama yanındaki adam derken yanımda kimse yoktu ki. Ve 3 ay boyunca burda mıydım ben " diye nefes almadan konuşup bir sürü soru sorduğumda doktor gülümsedi
" evet yanında biri varda hatta kan kaybından seni kaybedecekken kan bağışında kendisi yardımcı oldu. ve evet 3 aydır burdasın"bana kan mı vermişti ? O kimdi ki ? Ayrıca yanımda kimse yoktu bana çarpan kişi babamdı ve o asla bana yardım etmezdi. Ne acı bir şeydi.. babam bana asla yardım etmezdi..
" kendisi de gelir birazda- hatta geldi bile" bakışlarımı doktorun baktığı tarafa çevirdiğimde ise şokla gözlerimi kocaman açtım.
Karşımdaki ise bana yardım etmeye çalışan adamdı.. hani bağırıp kaçtığım. her şeye ve bu tavrıma rağmen yardım etmiş hatta kanını vermişti bana.. " Merhaba " dedi siyahların içindeki adını bilmediğim o adam şokumu hâlâ atlatamadığım için cevap veremedim.. doktorumun
" merhaba Alp bey biz de sizden bahsediyorduk tam " dedi.
demek ki adı Alp.. pekala güzelmiş. " Öyle mi.. neyden bahsediyordunuz?" Dediğinde ise bakışlarını bana çevirdi, göz göze geldik.. gözleri çok güzeldi ama yine cevap vermemiştim.
doktorumun dudaklarının aralandığını gördüğümde konuşacağını anlayıp rahatladım" kanınızı bağışladığınızı ve zamanında yetiştirmeseydiniz kötü şeylerin olma ihtimalinin yüksek olduğundan bahsediyorduk" dedi. "Anladım " dedi sanki benim konuşmamam onu hayal kırıklığına uğratmış gibi..
Doktorum, "benim başka hastalara da bakmam gerekiyor, tekrar geçmiş olsun " deyip ayrıldığında ise baş başa kaldık.
teşekkür etmem gerekiyordu sanırım.. boğazımı temizleyerek konuşmaya çalıştım
" sanırım bana yardım etmişsiniz.. her şey için çok teşekkür ederim " dedim.
bir anda bakışlarını bana çevirdi tekrar ve " ne kadar kabul etmemiş ve inat etmiş olsan da yine yardım ettim ve rica ederim "dediğindeyse onu öldüresim gelmişti o kimdi ki bana laf sokuyordu ? Ayrıca .. bi saniye aklıma gelen soruyla bir an hemen toparlandım ve dudaklarımı araladım ne diceğimi pek bilmiyorum ama umarım konuşup kekelemeyeceğim " ben 3 aydır komada değil miydim " dediğimde saçma bir bakış atarak karşılık olarak kafasını salladı " o zaman 3 aydır beni burda beklemediğinize göre ? Şuan burda olmanızı anlayamadım" dediğimde ise gülümsediğini farkettim sol yanağında gamzesi vardı.. Allahım çok güzeldi hep gülümsesin
kendimi toparlayarak, "cevabımı alamadım" dedim gözlerine bakarak " neden merak ediyorsun ki " dediğinde ise gözlerim doldu.. beni babam bile haldeyken bırakmıştı o neden beklesin ki.." ediyorum işte söyler misiniz" kafasını salladığında cevap vereceğini anlayıp sevindim " seni yalnız bırakmak istemediğim için 3 aydır her gün geliyorum ve bildiğim kadarıyla başka kimsen yok.." dedi gözümden bir damla yaş aktı gözlerimden akan yaşa bakıp " ben- ben çok özür dilerim öyle demek istemedim" dedi ama artık kırmıştı bile.. ama ben neden kırılıyordum ki tanımadığım birine ?
" önemli değil.. "
Zaten hep önemli değil diyerek kırılmadık mı.."kimsemin olmadığını nerden biliyorsun?"
"3 aydır her gün geliyorum ama hiçbir seferinde birini görmedim"
"Peki.. 3 aydır neden geldiğinizi elbet anlarım. her şey ve yardım ettiğiniz çok teşekkür ederim bundan sonrasını kendin halledebilirim artık hastaneye gelmenize gerek yok." Dedim "ne zaman taburcu olabilirim ?" Diye sorduğumda bir kaşını kaldırıp şaşırarak bana baktı " bu halinle hastaneden çıkmayı düşünmüyorsun herhalde ? Farkındaysan 3 aydır komadaydın ve bacağın sakat bir süre yürüyemeyeceksin o yüzden çıkamazsın burdan. "
"NE?" Bacağım sakat mı yürüyemiyor muyum ? Doktor neden bundan bahsetmedi ? İyileşecek miydim ? "Yürüyebilecek miyim ?"
" fizik tedavi görürsen evet zaten fazla hasar görmemiş 2,3 hafta yeterli ama senin hastanede kalman lazım onun için "Hastanede daha fazla kalmam imkansızdı 3 aydır burdayım zaten " başka çözümü yok mu ya da fizik tedavi için eve gelebilecek biri ? Burda daha fazla kalamam." Dediğimde sanki iltifat etmiş gibi sırıttı ve "Olur gelirim." Dedi.
Ne demişti o ? Gelirim mi dedi bana mı öyle geliyor ?
" bi doktor ya da uzmandan bahsediyordum size dememiştim.."
"yeni doktorun benim zaten hastam için her şeyi yaparım" deyip göz kırparak odadan çıktı..ne olmuştu az önce? Gerçekten doktor muydu ? Ve artık benim doktorum ? Neden göz kırptı ? Kafamda soru işaretleri belirirken kendime gelmem için yüzümü yıkamam iyi olacaktı ayağa kalkmaya çalıştım ve kalktığım gibi yere yapıştım ve bir çığlık çıktı dudaklarımın arasından..
pekala bacağımın sakat olmasına alışsam iyi olacaktı.. odanın kapısının hızla açıldığını duydum ama yerde olduğum ve hissettiğim acıdan arkama bakamıyordum " iyi misin " diyen sesini duyduğumda Alp olduğunu anlamıştım.. "iyiyim bir hemşire çağırır mısınız"
dediğimde ise beni yerden kaldırmış yatağa oturtuyordu " ne istiyorsun hemşireden ben halledebilirim " dedi "bir kadın hemşire gelse iyi olur aslında " dedim aramızdaki mesafeye bakamıyordum.. o kadar yakındık ki.. "zincirleme kaza geldiği için bütün hemşirelerin işi var ne istersen yapabilirim" "yüzümü yıkamak istiyordum beni lavaboya götürür müsünüz ya da tekerlekli sandalye getirin ben giderim" dediğimde ise bir anda beni kucağına alıp odanın lavabosuna doğru haraket ettiğini gördüm " napıyorsunuz indirir misiniz beni vazgeçtim yıkamak istemiyorum yüzümü götürür müsünüz dediğimde kucağınıza almanızdan bahsetmemiştim"dediğimde ise güldüğünü belli eden bir ses duydum gözlerimi yüzne çevirmek istiyordum ama utanıyordum.. " beni indirir misiniz hemen!" Diye bağırdım ama o musluğu açmış yüzümü yıkamaya çalışıyordu su yüzüme değdiği an suyu değil de elinin yüzüme dokunmasıyla ürperdiğimi hissettim gözlerimi karşımdaki aynaya çevirdim ve... gerçekten berbat haldeydim kahve rengi gözlerimin altları çökmüştü 3 aydır uyuyor olmama rağmen neden öyle bir şeyin olduğunu anlamadım ama sanırım ilaçlardandır.. yüzüm solmuştu kahverengi uzun saçlarım yeni yıkanmış gibiydi sanırım ben uyurken hemşireler yıkamıştı yani umarım öyledir.. çok fazla zayıflamıştım dudaklarım çatlamıştı kendimi incelemeyi bitirdikten sonra o da bütün çırpınış ve bağırışlarıma rağmen yüzümü yıkamayı bitirmişti " siz neden istemiyorum yapmayın dediğim her şeyi yapıyorsunuz ? " diye sordum " bilmem hoşuma gidiyor " dediğinde ise gözlerimi kocaman açtım hoşuna mı gidiyormuş beyefendinin ? "Hoşunuza giden ne tam olarak?"
"Sen ?.."~DEVAM EDECEK~
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlık Issız sokaklar
Teen FictionBazen karanlığını aydınlatan şey güneş değildir.. bir insandır. Ela'ya da aynı şey olacaktı fakat kendisi hiçbir şeyden habersiz o karanlık sokağın ortasında bulmuştu kendini. Kanlar içinde. küçüklüğünü yaşayamayan küçük kızın kalbi bir anda yerinde...