Selaammmm geçen hafta bölüm atamadım kusura bakmayın..
İyi okumalarrrrr 🥹🤍Çetini yakalayalı 1 2 hafta oluyor. Aslında onu polise verme gibi bi amacamız yoktu. Eve gidip onu konuşturmaya çalıştık. Alp sinirlenip onu defalarca dövdü. İşkence etti. Ama hiçbir şekilde gerçek babamın kim olduğunu söylemiyor. Sibel ablayla da konuştuk, o da bilmediğini söyledi. Sanırım çıkmaza girdim.
"Alp, yeter ölecek!" Diye bağırdım. Daha doğrusu yalvardım. Sabah Çetin annemin hakkında gerçekten kötü şeyler söyleyip beni saatlerce ağlattı. Alp yine her zamanki gibi yanımda oldu fakat bu sefer ağlamama engel olamadı..
"Ölü birinin arkasından konuşmak kolay tabi, sen o söylediklerini bir de yüzüme söylesene!" Diye bağırınca ben bile yerimden sıçradım. Savurduğu bilmem kaçıncı yumruktu ve Çetinin yüzü tamamen kanla dolmuştu. O kadar iğrençti ki..
"Alp yeter dedim beni korkutuyorsun!" Ellerim titriyordu. Ve istemsizce gözümden yaş akıyordu.
Koşarak odadan çıktığımda beni farketmedi bile, tam merdivenleri indikten sonra, kapının çarpmasıyla anladım peşimden geldiğini. ama artık işe yaramaz çünkü beni sinir etmişti bile.
Koridoru geçip dışarı çıktım. Temiz KANSIZ bir hava almam gerekiyordu, çünkü her an kusmak üzereydim kan kokusundan. Gerçekten kanının kokusu bile kendisi kadar iğrençti.
Aklıma yine annem geldi,Anneme sıktığı kurşunlar..
Sarılmayan yaralar..
Kanlar..Dışarıda koşuyordum, nereye gittiğimi bilmeden..
Sanırım yine kendi içimde kayboldum.. ve bu en kötüsüydü. Dışarıda kaybolmak çok daha kolaydı, yolda geçen herhangi birine sorar giderdin.. ama kendi içinde kaybolmak.. çaresizliğin ta kendisiAlp'in bana seslenişlerini duyuyordum, ama o içeride benim seslenişlerime nasıl sessiz kaldıysa, duymazlıktan geldiyse, ben de aynısını yapıcağım.
Koşmaya devam ederken sahili gördüm, Alp'in evindeydik ve ev sahile çok yakındı. Sanırım şu an oturup burda nefes alabilirdim ama Alp arkamdayken imkansıza benziyordu.
Kolumu tuttu.
"Çek elini üzerimden." Gözlerimi acı kahvelerine diktim. Sonra hemen kaçırdım çünkü bakarsam yumuşardım.
"Sana çok sakin bir şekilde 'çek elini üzerimden.' Dedim."
"Ben de çekmeyeceğim." Gözlerime bakıyordu.
"Aslında sen de haklısın biliyor musun.?" Dedim ona bakarak. Kaşlarını çattı"söylediklerime zaten önem vermezsin ki sen.
Az önce ağlayarak sana yeter diye yalvaran kızı da dinlemedin şimdi burda çek elini diyen kızı da. O yüzden artık önem vermene de gerek kalmadı,"
Kolumu sertçe anlık bir hareketle kurtardım elinden ve koşmaya devam ettim.Tekrar beni durdurdu.
"Ne demek o.?"
"Ne anladıysan Alp." Ayrılık konuşması mıydı o.?
"Ela öyle bir şey yapamazsın."
"Kim demiş.?"
"Yapamazsın işte."
"Yaparsam.?" Kaşlarımı çattım, bu bir meydan okumaydı ve ben kaybetmeyi hiç sevmem, nolur karşılık verme seni kaybetmek istemiyorum.."Zamanı gelince görürsün." Gözlerine baktım, gözlerime baktı. Yine bütün dünya önemsizleşti.
Yine aşık oldum. Ve aşkta gurur olmaz."Tamam." Deyip gittim. Sanırım biraz ağır oldu..
Nolur bu sefer de gel peşimden ki sarılayım sana..
yalvarırım sana Alp. Ben inadımı kıramadım, sen kır be sevgilim.. durdum. nereye gideceğimi bile bilemiyordum.. yıllarca yaşadığım evim bile bana ev değilmiş gibi geliyo.. çünkü evim Alp olmuştuArkadan sarıldı..
"Sakinleştin mi bir tanem.?" Ölürümmmmmm" sevgilim.. sen orda sadece beni kırmadın, içimdeki o küçük kız çocuğu, annesinin ölümünü izleyen kızı da kırdın. Onun travmasını tekrar yaşattın ona. O unutmak için her şeyini vermek isterken sen onun önünde dövdün.. belki dövmen benim umrumda olmazdı ama kan.. kanları görünce aklıma annem geldi.. Alp anlayabiliyor musun.? Ben sana yeter diye bağırdığımda beni korkutuyorsun dediğimde öylesine demedim. Gerçekten korktuğum için dedim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlık Issız sokaklar
Teen FictionBazen karanlığını aydınlatan şey güneş değildir.. bir insandır. Ela'ya da aynı şey olacaktı fakat kendisi hiçbir şeyden habersiz o karanlık sokağın ortasında bulmuştu kendini. Kanlar içinde. küçüklüğünü yaşayamayan küçük kızın kalbi bir anda yerinde...