7. Bölüm Eski yaralar

177 103 75
                                    

Selaaammm son bölümün sonunda herkes ufak bir şok yaşadı ve bi sürü küfür yedim 😅

herkes bölümün hemen gelmesini istiyor o yüzden yazmaya karar verdimmm..

İyi okumalar bebişlerimmmm 🫀


"Bana Ela'yı ver, Lila'yı al."
Ne? Ne oluyor ? Hangi Ela? Umarım ben değilimdir. Lila kim acaba.. diye düşünürken bir an endişeden bana bir şey olacak sandım..

Alp'in elinde silah oluşu bana babamı hatırlattı.. o asla affetmeyeceğim babam.. olmayan babam.. ona baba demek bile babalığa hakarettir, fazlası var eksiği yok.

O, o kadar bencil biri ki.. acısını küçük bir kızdan çıkaracak kadar bencil.. küçük bir bedene kıyabilecek kadar, o küçük bedeni ısıttığı demirle dövecek kadar, o kendi kızına tecavüz edecek kadar şerefsiz biriydi.. keşke babam olmasaydı..

bunları bu durumda düşünmek sadece beni daha kötü duruma düşürmekten başka hiçbir şey yapamazdı o yüzden akan göz yaşlarımı silip Alp'i izlemeye başladım.

Ortalık o kadar karışıktı ki ortada bir adam diz çökmüş arkasında adamın kafasına doğru silah doğrultan Alp. Keşke silahı tutan Alp olmasaydı.

"Ela'yı alamayacağın gibi Lila'yı biz alacağız."
Diye bağıran Alp o kadar sinirli görünüyordu ki.. bu adam beni mi istiyordu..? İstediği, Ela dediği ben miyim?

"Ela'yı bana vermsen, beni öldürsen bile patron peşini bırakmaz ve alır onu. O yüzden aklını başına topla ve ver onu. Karşılığında da Lila'yı alırsın. Aksi taktirde Lila'ya veda edip Ela'yı da elinden alıcağız."
Adamın bütün korumaları silahlarını yere atmışlardı. Alp'in adama doğru doğrulttuğu silahın etkisi büyüktü. Acaba bu adam kim?

Alp'i izleyen Savaş ve Ateş ne olacağını biliyor ve sanki bunu ger gün yaşıyorlarmış gibi rahatlardı. Onlara bakarken arkadan gelen ve elinde silah olan bir adamı gördüm. Sanırım Ateş ya da Savaşı rehin alıp Alp'e adamı bırakmasını sağlamak.

Camı açıp "Ateş, Savaş dikkat edin, arkanıza bakın!" Diye bağırdım. Savaş anında arkasına döndü. adamı kolundan tutup silahı aldıktan sonra kolunu burktu Ateş ise adama sıktı. Evet gerçekten bunu yaptı. Ve ben bunu gördüm.

Nefsi müdafaa olsa bile bu.. ben yapamazdım.

Ateş ve Savaş adamdan kurtuldukları gibi adamların yerde olan bütün silahlarını toplayıp Alp'in yanına gittiler. Alp'le birlikte adamı dövdüler. " Lila'yı nerde tutuyorsunuz söyle lan piç." Dedi Savaş. Adamın yüzüne yumruk atmasıyla adamın burnundan çıkan kan bir oldu. O kadar iğrençti ki...

Arka taraftan gelen cam kırılma sesi beni şoka soktu. Adamlardan biri arka camı kırıp içeri girecek ve beni alacaktı. Alp, Savaş ve Ateş uzaktalardı şuan beni göremezler. özellikle hava kararmaya başlamıştı bile.

En yüksek sesimle çığlık attım.

Bunu duyan Alp, adamı bırakıp bana doğru koşmaya başladı. Savaş adamı tutarken Ateş Alp'le beraber geliyordu. Ama artık çok geç.

Adam silahı kafama dayayıp beni sürükleye sürükleye dışarı çıkarttı. Yürüyemediğimi biliyor.

Şuan ortada yerde olan ben, bana doğrultulan silah ve silahın sahibi, koşarak gelen Alp ve Ateş. Biz vardık. Alp vardı..

"İndir şu siktiğim silahı." Alp'in bağırışı kulaklarımı deldi geçti ama adamda pek bir etki yarattığını söyleyemeyiz
"Söyle o arkadaşına patronumu bıraksın ben de bırakırım bunu." Savaşın tuttuğu adamdan bahsediyordu.

" o piçi, bize Lila'yı vermeden alamazsınız ayrıca Ela'ya herhangi bir zarar gelirse bu silahı o patronun olacak şerefsizin götünde boşaltırım." Alpin bu kadar hızlı konuşup yanıma doğru geliyor olması bir yandan iyiyken bir yandan adam boğazımı da sıkmaya başlamıştı. Nefes almakta zorlanıyorum.

Adam, "sen bizden kurtulsan da Çetin bey peşinizi bırakmaz." Çetin. Çetin dedi. O adam, şerefsiz adam. Olmayan babam.

Gözlerimden yaşlar akmaya başladı. Kurtulamayacağımı biliyorum. Babam beni alacak. Ne yaparsa yapsın beni alır o.

O kadar mesafeye rağmen Savaş'ın adamı kafasından vurması beklenmeyen bir şeydi.

Kan.. kan üzerime de geldi.. o fobimin olduğu kan üzerimdeydi.. iğrendiğim bir adamın kanı.

Bana doğru koşup beni yerden kaldırıp ve sarılan Alp'e ne karşılık verebildim ne de şokumu atlatabildim ağlamaktan yanan gözlerimi Alp'in kucağında kapttım.. kokusu bana huzur veriyordu.. o tamamen huzurdu.. ve ben o huzura yavaş yavaş alışmaya başladım.. ne kadar istemesem de.

Alp'in kucağındayken Alp arka koltuğa geçip oturduk birlikte. Gözlerim kaplıyken uyuyakalmak üzereydim..

"Ateş kapıyı aç."
"Anahtar nerde.?"
"Arabada git al gel." Bunları duyarken zar zor uyanmaya çalışıyordum. Gözlerimi araladığımda kapının önündeydik.
Ateş anahtarı getirdiğinde kapıyı açtı. Alp beni odama çıkardı..

Kucağında uyumuştum yol boyunca..

Beni yatağa bıraktığında hiç de bırakmasını istemiyordum.. sanki her an babam gelecek ve beni alacak gibi..

Tam gidecekken elini tuttum.. "Lila kim.?" Dedim.
"Savaş'ın kız kardeşi." Savaşın bu kadar sinirli olmasını anladım şuan..
"B-babam mı kaçırmış onu.?" Dediğimde sesim titriyordu. Allahım nolur yapmamış olsun. Benim yüzümden masum birinin canını yakmamış olsun..
"Hayır demeyi çok isterdim ama seni benden almak için kaçırmış onu.."  gözümden bir yaş akmak için gözümü yakarken ben akmaması için direniyordum.. ağlamak güçsüzlük değil. Hiçbir zaman da öyle olmadı. Aksine kalbinin olduğu kanıtı. İnsan olduğunun kanıtı. Vicdanın olduğunun kanıtı.. bazen çok kırılıyorsun.. belli etmek istemiyorsun. Ama içini dökmen gerek ve kimsenin bilmesini istemediğin için tek başına ağlarsın.. ağlamak içindeki ateşi söndürebilen tek şeydir bana göre.. içindeki ateşi dışarı çıkartan şey gözyaşların.. o yüzden sıcacık olup tenini yakıyorlar.. bi yeri söndürürken başka bir yeri yakarlar..
insanlar gibi..
Ve döküldü bir yaş gözümden..
Alp'e sarılıp hıçkıra hıçkıra ağlamak istiyorum.. ama yapamam.. hatta Savaşın yüzüne bakamayacağım bir daha.

Kollarını belime sarışı ve yatağa uzanmamız son gördüğüm şeydi.. Alp'in kollarında aynı yatakta uyuyakaldım..


Arkadaşlarrr son bölümde bir sürü şok yaşayacaksınız.. oy ve yorumları unutmayınnnnn sizi çok seviyorum 🥺💖

Karanlık Issız sokaklarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin