MERHABAALAAARRRRR!!!!
Nasılsınızzz?
Ben deliriyorummm. Galiba akıl sağlığımı kaybettim şjdksjdksdjksdj
Neyse çok boş yapmadan susayım.
İyi okumalarrrrr💖💓💓💘💞💕💝❤️🩹(Menma'nın herhangi bir beyin hücresi: Ay hangi emojiyi ya da şekli seçsem bu kitap için acabaa)
💚
Sıkıldığını hissederek ayracını özenle iki sayfanın arasına bıraktı. Kitabını kapatarak kucağına indirdi. Hava çok güzeldi, hafiften esen rüzgar sıcaklamasına engel oluyordu. Birkaç koşuşturan çocuk dışında ortam sessiz ve sakindi. Çimenlere oturmuş piknik yapan birkaç aile, ağaçların gölgelerinin onları gizlediğini sanan çiftler ve koşu yapan insanlar dışında büyük bir kalabalık yoktu havanın güzel olmasına rağmen.
Küçük bir kasabada yaşamanın bir artısıydı bu. Sakin, temiz ve güvenliydi. Hava huzur kokuyordu. Dertlerden arınmış bir yerdi. Turistlerin tatil için koşuşutukları türden bir kasabaydı fakat farklı olarak hiç turist yoktu burda. Kendi hâlinde bir yerdi. Tamamen normal bir yerdi. İşte bu yüzden rahattı çünkü. Her şey sıradan ve olması gerektiği gibiydi. Tabii birkaç arkadaş edinebilseydi daha eğlenceli olabilirdi.
Üniversite için taşınmıştı buraya. Bu kadar güzel bir yer olduğunu bilmiyordu taşınmadan önce. Tam istediği gibi bir yerdi aslında. Çarşamba günleri okuldan sonra ve haftasonları ufak bir lokantada çalışacaktı. Bu şekilde gelirini elde edecekti ve bir şekilde yaşayacaktı burda. Minik bir kirada kalacaktı.
Üniversitenin ilk günüydü bugün. Çıktığı gibi biraz rahatlamak için buraya gelmişti. Samimi olamamıştı kimseyle. Morali de düşmüştü biraz fakat umursamamaya çalışıyordu. Emindi arkadaş edinebileceğinden. Hem hiç arkadaşı olmasa bile mutlu olabilirdi burada. Sakin ortamlar her zaman rahatlatırdı onu sonuçta.
Okul ve işleri dışında sahil kenarında oturup müzik eşliğinde kitap okuyabilirdi. Manzaraya karşı kahve içebilirdi. İlham bulduğu yerde yumuşak rüzgarla resim çizebilirdi. Tabii dersleri ve işi izin verdikçe yapabilirdi bunları. Henüz kıyafetlerini bile yerleştirmemişti. Çok üşenmişti ve bugüne bırakmıştı.
Yine de memnundu yaptığından. Dün bu sayede kasabayı gezebilmişti. Burada kalacağı için mutluydu. Mutluluğu kaldığı evi temizlemesi gerektiği aklına gelince sonlandı. Yüzünü ekşitti. Temizlik yapmak istemiyordu.
"Selam inek."
Bu seslenişin kendine olduğunu düşünmüştü nedense. Kafasını o yöne çevirdi. Gördüğü suratı tanımıştı. Onunla aynı sınıftandı bu çocuk. Sırıtarak bankın boş yanına oturdu. "Nabersin?"
İnek derken dalga geçtiğini düşünmüştü fakat geçmemişti belli ki. Düşünürken cevap vermeyi unuttuğunu farketti.
"Şey afedersin, adını unuttum da. Bugün hocanın sorduğu bütün soruları cevapladığın için inek olduğunu düşündüm. Amacım kötü değildi." Biraz utanmış görünüyordu. Fakat neyden utandığını anlayamamıştı. Adını unuttuğu için mi utanmıştı? Yoksa inek dediği için mi?
Çok umursamamıştı bunu aslında. O da onun adını hatırlamıyordu çünkü. "Sorun değil. Ben de senin adını hatırlamıyorum zaten."
Çocuk biraz rahatlamış görünüyordu şimdi. "Ah, Hoseok." Elini ona uzattı.
Hosoek'un uzattığı elini sıktı. "Jungkook."
Hoseok unuttuğu bir şeyi hatırlarcasına dizine vurdu. "Evet! Doğru Jungkook'tu!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝒦𝒪ℒ𝒴ℰ | 𝚃𝙰𝙴𝙺𝙾𝙾𝙺 angst
Fanfiction"Belki kalbim seninki gibi atmıyor ama..." Taehyung elini Jungkook'un göğsüne koydu atışını hissetmek istercesine. "Sen benim yaşayan kalbim olabilirsin."