🖤"Nasıl yani?! Nasıl gerçek olabilir bu?! Tamamen saçmalık! Beni kandırıyorsun!"
💚
Kolyeyi aldıktan 2 hafta sonra
Jungkook çantasını sırasına indirdi ve bu şekilde sıradan bir gün başlamış oldu.
Her şey sıradan ve sıkıcıydı. Hâlâ doğru düzgün arkadaşı yoktu. Bir haftalık flörtünün arkadaşı sayıldığından emin değildi. Jeongin'le lokantada konuştukları günden beri yazışıyorlardı.
Jeongin ona arada bir şakadan yürüyordu fakat Jungkook bazen şaka yapmadığını düşünüyordu. Ki bu onu rahatsız da etmiyordu. Hoş çocuktu ve ilgisini çekmeyi de başarmıştı.
Ne kadar sürekli yazışıyor olsalar da kampüste birbirlerinin suratına bakmıyorlardı neredeyse. Göz göze geldikleri kısa anlarda ise Jeongin sırıtıp bakışlarını çeviriyordu.
Onun dışında hayatında değişen bir şey yoktu. Sabah kalkıyor, okula gidiyor, okuldan çıkıp lokantaya gidiyor, eve gelip ders çalışıyor ve geri kalan vaktinde çizim yapıp kitap okuyordu.
Arada bir ona yemek gönderen kadını ziyaret ediyor, hâlini hatrını soruyordu. Onunla sohbet etmek de iyi geliyordu hep Jungkook'a. Biraz da olsa annesi yanındaymış gibi hissediyordu.
Canı sıkıldığında onları da arıyordu. Annesi endişesini belli etmemeye çalışsa da ses tonundan bile anlaşılıyordu. Babasıysa endişesini belli etmeme konusunda bir numaraydı fakat Jungkook onun endişesini tabii anlayabiliyordu. O da babası gibi duygularını gizli yaşardı çünkü. Genlerden olmalıydı ya.
Bunların dışında değişen tek şey kolyenin taşıydı. Rengi sürekli değişip duruyordu. Jungkook bir süre sonra anlamıştı bu düzensiz renk değişimlerinin neye göre olduğunu.
Duygularına göre değişiyordu. Jungkook'un hissettiği her bir duyguda taş başka bir renge bürünüyordu.
Koyu yeşil taş; huzurlu ve rahat hissetiğinde su yeşiline, mutlu olduğunda sarıya, sevgi hissettiğinde pembeye, üzüldüğünde maviye, sinirlendiğinde kırmızıya, şaşkınlık ve hayrette ise beyaza dönüyordu.
Fakat Jungkook'un çözemediği bir renk daha vardı. Mor. Mor çok nadir oluyordu. Lokantadaki mordan sonra sadece bir kere mor olmuştu taş. Mor olduğunda farklı hiç bir duygu hissetmiyordu Jungkook. Diğer duyguların da mora bir etkisi olmuyordu. Taş morken mutlu olsa ya da üzülse bile taş rengini değiştirmiyordu.
Morun anlamını çok merak ediyordu. Hem çok nadir oluyor, olduğundaysa başka bir duygu taşı etkileyemiyordu.
Jungkook morun bir hata olduğunu düşündü. Belki bir koku, ya da başka bir şey yüzünden mora dönüyordu taş.
***
Jungkook okuldan çıkmış, kampüsün önündeki durakta otobüs bekliyordu. Kulaklığını takmış ve dünyadan kopmuştu. Çok seviyordu kulaklığını bu yüzden, onu dünyadan koparabiliyordu.
Elinde, zamanı olmadığından bir türlü bitiremediği kitabı vardı, Hoseok sağolsun sonunu öğrendiği kitap.
Sevimli bir yer okuyordu. Çok hoşuna gitmişti bu bölüm. Burayı unutmak hiç hoş olmazdı, cebinden pembe ince uçlu kalemini çıkardı. Bölümün başına bir kalp bıraktıktan sonra yapıştırmak için pembe postite uzandı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝒦𝒪ℒ𝒴ℰ | 𝚃𝙰𝙴𝙺𝙾𝙾𝙺 angst
Fanfiction"Belki kalbim seninki gibi atmıyor ama..." Taehyung elini Jungkook'un göğsüne koydu atışını hissetmek istercesine. "Sen benim yaşayan kalbim olabilirsin."