Dikkat❗️ bu bölümde kesici alet ve yaralama, intahar ile ilgili kısımlar bulunmaktadır ‼️
Hassasiyetiniz varsa lütfen okumayın‼️Jungkook yorgun göz kapaklarını birbirlerine kırpıştırıp ayırdığında güneş ışığı iki gecedir karanlıkta boğulan gözlerini yaktı. Neler olduğunu anlayamazken ve birkaç saniyeliğine unutmuşken aklına partide yaşanan korkunç anlar geldi.
İster istemez panikledi, her ne kadar yaşananların ardından dört gün geçmiş olsa da Jungkook her sabah aynı endişeye, telaşa kapılıyordu. Nefesleri hızlanırken bu geçen dört günün sabahı olduğu gibi yine Taehyung hızla yanında belirmiş, onu sakinleştirmeye çalışmıştı.
"Tamam, tamam sorun yok, geçti."
Yumuşak davranaraktan sarıldı ona. Yaralarını incitmeyi istemiyordu. Canı yansın istemiyordu. Onu korkutmak da istemiyordu. Yaşadıkları yüzünden iyice paranoyak olmuştu. O kadar korkuyordu ki mormalde uzak durduğu, mesafesini koruduğu Taehyung'u gördüğünde sıkı sıkı sarılıyordu.
"Artık bitti, yaraların da kapanıyor, endişelenecek bir şey kalmadı."
Taehyung onun davranışlarını oldukça normal buluyordu. Çünkü normal bir şekilde devam eden parti alev yumağına dönnüştü. Sevdiği kişiler yaralanmıştı, insanlar ölmüştü ve kendisi de oldukça sert bir darbe almıştı. Durumu o kadar kötüydü ki eğer onu yetiştirmeseydi ölebilirdi.
4 gündür ağzından hiçbir ses duyulamayan Jungkook'un sonunda dudakları kıpırdandı. "Neden? Neden öyle oldu?"
"Hopörlörün kablolarından birinde açık varmış, birinin alkol dökmesiyle alev almış ve hopörlöre gitmesiyle araba patlamış. Hopörlörler fazla büyük olduğundan."
Jungkook sanki nefes almakta zorlanıyormuş gibi derin bir nefes çekti ve kendi eliyle boynunu kavradı. "Sen haklıydın, gitmemeliydim. Seni dinle-"
Taehyung parmağını Jungkook'un dudaklarına götürdü. "Şşşşt, şuan önemli olan bu değil."
Jungkook başını önüne eğdi. Ardından kafasını kaldırıp gözlerine baktı. Dört gündür yüzünü doğru düzgün görmemişti. Gözleri hâlâ aynı güzellikte ve incelikle parlıyordu. Tam ona teşekkür etmek için dudaklarını aralamıştı ki Taehyung,
"O alkolü dökeni ölmediyse bulup ben öldüreceğim."
Jungkook'un kaşları çatıldı. Buna sebep olan ise oldukça ciddi görünmesiydi. "Hayır, hayır buna gerek yok."
"Gerek yok mu? Sana yaptığına baksana. Aptal hatası yüzünden kaç tane insan öldü, ve sen... az kalmıştı seni kaybetmeme..."
"Ne kadar insan öldü biliyor musun?"
"Az denemeyecek kadar çok."
Jungkook'un aklına birden Emma geldi, ya o? O da mı ölmüştü? Eğer o da gittiyse hayatında başka hiç kimse kalmayacaktı.
Taehyung yüzündeki ifadeden anlamış olacak ki,
"Emma iyi, ölmedi. Hatta durumu senden bile daha iyi."Sonunda rahat bir nefes alan Jungkook'un nefesi kursağında kaldı.
"O çocuk... ölmüş, ve diğeri de..."
"Hangisi? Hangileri?"
"Seni partiye çağıran ve galiba diğerinin adı Jeongin'di."
Bangchan ölmüştü. Daha yeni yeni konuşmaya başlamışlardı fakat hiçbir şeyi ilerletemeden saçma sapan bir parti yüzünden onu da kaybetmişti. Jeongin ise çoktan kaybedilmişti zaten.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝒦𝒪ℒ𝒴ℰ | 𝚃𝙰𝙴𝙺𝙾𝙾𝙺 angst
Fanfiction"Belki kalbim seninki gibi atmıyor ama..." Taehyung elini Jungkook'un göğsüne koydu atışını hissetmek istercesine. "Sen benim yaşayan kalbim olabilirsin."