🖤"Yani, bu hep acı çekeceği anlamına mı geliyor?"
"Kısmen, o kişiyi bulana kadar."
💚
Jungkook çantasını hızlıca fırlattı yatağının yanına, yere. Çok yorgundu. Bugün yoğun bir gün olmuştu ve kılını bile kıpırdatacak hâli kalmamıştı. Kendini yatağın üzerine attı ve biraz soluklanmak, sakinleşmek amacıyla, ders çalışmaktan kızarmış gözlerini yumdu.
Derin ve sakin nefesler alıp verdi. Penceresi kapalı olduğundan dışarıdaki her bir ses kulağına boğuk geliyordu. Caddeden geçen birkaç araba, denizden esen rüzgarla savrulan penceresinin önündeki ağacın dallarının hışırtısı, kuş cıvıltıları.
Yatağı onu güzel karşılamıştı ve biraz uyumak istiyordu fakat karnı da oldukça açtı. Eğer bir şeyler yemezse midesi onu mahvedebilirdi, aç bir şekilde.
Gözlerini açınca üzerine eğilmiş duran bir çift parlak kahverengi gözü görünce korktu ve aniden çığlık atarak yataktan düştü. İki gün geçmiş olsa da Taehyung'a alışamamıştı.
O, yerde nefes nefese kalmış bir şekilde dururken Taehyung da ayakta düz surat ifadesiyle onu izliyordu. Her zamanki gibiydi. Çok nadir gülerdi, Jungkook sarılmasına izin verdiği zamanlar.
"A-afedersin, seni görmeyi beklemiyordum."
Taehyung cevap vermeyince ayağa kalktı ve tekrar yatağına uzandı. İştahı kaçmıştı. Biraz kestirmeye karar verdi. Kapadı gözlerini.
Gözlerini yumduğundan beri bir tuhaf hissediyordu. Tek gözünü açtı ve Taehyung'un hâla orada durup durmadığına baktı. Hâlâ olduğu gibi dikiliyor, onu izliyordu.
"B-beni böyle izlemeye devam mı edeceksin?" Dedi rahatsız olmuş bir şekilde.
Taehyung ise yavaş haraketleriyle tek dizini yatağa koydu ve elleriyle destek alarak diğer dizini Jungkook'un bacaklarının öbür tarafına attı birden. Jungkook daha tepki veremeden üzerine yattı ve ona sarıldı.
Neresi arkadaşça bunun?!
Diye geçirdi içinden Jungkook. Taehyung'un bir şey yapmasından korktuğundan ona karşı da çıkamıyordu. Taehyung ise asla arkadaşça davranmıyordu. Hiç konuşmasa da bir şey söylemese de sürekli bir şekilde teması kuruyor ve ona sarılmak için fırsat kolluyordu.
Jungkook'un ona sormak istediği ve öğrenmek istediği birçok şey vardı fakat Taehyung hep suskundu ve o da soramıyordu. Bu sefer cesaretini topladı ve sordu, "Taehyung, nasıl öldün?"
Bu soru onu kırabilirdi fakat kıramazdı da. Dükkan sahibi adam lanetlenmiş ruhların robot gibi bir şey olduğunu söylemişti.
Ah, kendimi kandırıyorum. O, gerçek Taehyung'un duyguları hissedebileceğini söylemişti. Ama ne yazık ki bu... umrumda bile değil. Onu tanımıyorum çünkü. Ne hissettiği gerçekten... umrumda değil. Hoşlandığım çocuğu elimden aldı.
"Araba çarptı." Dedi Taehyung soğuk bir sesle.
"Neden böyle bir şeyden lanetlendin?" Jungkook anlamamıştı lanetinin sebebini. Bir kazayla ölmemiş miydi sonuçta?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝒦𝒪ℒ𝒴ℰ | 𝚃𝙰𝙴𝙺𝙾𝙾𝙺 angst
Fanfiction"Belki kalbim seninki gibi atmıyor ama..." Taehyung elini Jungkook'un göğsüne koydu atışını hissetmek istercesine. "Sen benim yaşayan kalbim olabilirsin."