"Teşekkürler!"
Bahçeye çıkan Kazuha, elinde kokteyl ile tanımadığı birinin sigarasını çekmeye başladı, kar neredeyse erimişti ve hava o kadar da soğuk değildi.
"Henüz ocağın on biri... Kar yağışı durmuş. Sanırım iklim değişikliği zırvacıları haklıydı."
Kokteylinden bir yudum aldı ve yukarı baktı. Birinin ayaklarını görüyordu.
"Hey! Çatıdan düşersen beni sorumlu tutma!"
Yeşil saçlı çocuk aşağı eğildi.
"Üstüne düşersem beni sorumlu tutma."
Kazuha irkilerek diğer yana çekildi.
Bahçede daha sakin bir hava vardı, parti havasından çok restoran havası gibi, sigara ve sohbet burada dönüyordu. Kazuha kokteyli içtikten sonra içeri girdi ve etrafı gözlemeye başladı.
Yoimiya görünürde yoktu. Çok içip kusuyor olabileceği gibi, yukarıda esrar çekiyor da olabilirdi. Kazuha yukarı çıkmaya karar verdi.
Üst katta kavga eden grubun yanından geçti, banyo kilitliydi.
"Bu ses de ne?"
Kazuha kullanmadığı yatak odasının kapalı kapısının ardından ses geldiğini fark etti. Kulağını dayadı.
"Ah... Hah..."
"Huf... Çok dayanıklısın..."
Kulağını çekip mırıldandı.
"Orospu çocuğu Aether... Sikini tutsa şaşırım..."
Kapıya vurup bağırdı.
"Aether! Lumine seni çağırıyor!"
"Hassiktir...! Ah! Kaeya... Dur! Boku yedik!"
Kavga eden iki çocuk kavgayı bırakıp gülmeye başladı.
"Videoya aldım Kazuha!"
"İyi ettin Tao, bana da atarsın videoyu!"
O sırada tavan arasının kapısı açıldı ve merdivenler indirildi. Yoimiya merdivenden sürüne sürüne iniyordu. Kazuha gülümsedi.
"İşte... Bu fırsat."
Yoimiya'nın yanına gitti.
"Yoimiya, çektin mi gene?"
"Evet..."
"İstersen seni eve bırakabilirim."
"Yok be... Grhg!"
Yoimiya lavabonun kapısına vurdu ve çıkan kişiyi ittirdi. Kusuyordu. Yere düşen Örgülü, mavili saçlı çocuk doğruldu.
"Ehehe... Çok içmişim..."
Orda kendi kendine birşeyler söylerken çatıdaki çocuk tavan arasından indi.
"Ah, demek sendin Xiao, sarhoş sevgilini al. Komaya girecek."
"Sevgili değiliz."
Xiao Venti ile uğraşırken babasını arıyordu. Yoimiya banyodan çıktı.
"Kazuha... Bi shot getir... Lütfeeen..."
"Git kendin al."
Kazuha arkasını dönüp hızla aşağı indi ve bir bardak doldurdu. Cebinden çıkardığı damlayı içine damlattı ve merdivenden inen Yoimiya'nın eline tutuşturdu.
"Getirdim işte... Kıyamadım sana."
Yoimiya içkiyi içti. Kazuha telefonu açıp konuşur gibi yaptı. Daha sonrasında müziği kesti.
"Polis geliyor! Babam aradı!"
Bir anda etraf durdu.
"Bence artık partiyi sonlandırmalıyız..."
"Aynen. 4 saat olmuş... Saat 2..."
"Esrarcı grubu tanıyan varsa onları alabilir mi?"
"Çabuk olmalıyız... Haftasonunu göz altında geçirmek istemiyorum."
Koşuşturan insanlar ve paniğin arasında Yoimiya'nın midesi bulanmaya başladı.
"Lavaboya gideceğim..."
"Pekâlâ, çabuk ol. Bende Scaramouche'u arayayım."
Yoimiya ile birlikte üst kata gitti ve o tuvalete girdiğinde kapı kilidini cebindeki bıçağı kullanarak çevirdi. Birazdan, bağıracak gücü bile kalmayacaktı Yoimiya'nın.
Kazuha onu orada bırakıp partidekilerle vedalaşmaya gitti.
"Güzel partiydi!"
Kazuha göz kırptı.
"Lanet komşular bizi şikayet etmese daha da güzel olurdu. Babamın haber vermesi iyi oldu."
"Bir dahakine daha uzun süre yaparız!"
"Görüşürüz!"
"Aether, sokağa öyle çıkamazsın!"
"Kazağımı kaybettim!"
Kaeya Aether'a kendi paltosunu giydirirken Kazuha'ya flörtöz bakışlarını attı.
"Bir senpai olarak Kazuha-kun'un parti verme konusunda başarılı olduğunu doğruluyorum. Bir dahakine komşularını da davet et, daha az sorun çıkarırlar."
"Aklımda tutacağım. Bu arada, Yoimiya'yı gören oldu mu?"
Kaeya başını salladı.
"Herhalde birileriyle çıkıp gitmiştir."
"Pekâlâ, herkese görüşürüz! Yolda polis görürseniz kaçmayı unutmayın!"
Kazuha kapıya yaslanıp ellerini salladı. Eve girip etrafı kontrol etti.
"Herkes gitmiş. Güzel."
Banyo kapısını açıp Yoimiya'nın baygın bedenini koltuğa yatırdı. Ağzına tıkıştırdığı bir bezi, ellerini ve ayaklarını sıkıca bağladı. Dışarıyı gözetleyip iyice kontrol ettikden sonra onu araba bagajına attı. Eve geri döndü.
"Scara-chan, parti bitti."
Kazuha kapıyı açtı. Scaramouche televizyon izliyordu.
"Kazuha-chan!"
Ona sarıldı.
"Uykun gelmedi mi?"
"Geldi... Ama sizi bekledim. Hem, müzik sesi çok yüksekti."
Kazuha onun saçını çekti.
"Uyumalısın. Ben eczaneye gideceğim çünkü. İlaç almam lazım."
"Hasta mısınız Kazuha-chan?"
"Evet, ilaç alıp geleceğim. Sen uyu tamam mı?"
Scaramouche başını salladı ve Kazuha onu öpüp vedalaştı. Evden çıktı.
"Fazla zamanım yok... Çabuk olmalıyım."
Ama Kazuha'nın unuttuğu birşey vardı.
Kapıyı kilitlememişti.Kazuha, ormanın içinde eski, yıkık dökük bir barakanın içine Yoimiya'yı fırlattı. Hala uyanmamıştı. Yoimiya'nın kendi deri kemeri ile onu öldüresiye boğdu.
"Bu sefer aynı hatayı yapmayacağım."
El testeresini çıkardı ve cesedin bacağına dayadı. Yoimiya'nın cesedini 10 parçaya böldü. İki kolunu dirseklerden itibaren ikişer parçaya, bacakları iki parçaya. Parçaları farklı çöp poşetlerine doldurduktan sonra gövdesinin içini boşaltıp ayrı bir poşete, kaburgaları, omurgayı ayrı poşete. Yoimiya'nın gövdesinden geriye sadece içi boş bir et parçası kalmıştı. El fenerini alıp ormanın dibine doğru gitti ve kemikleri, cesedin gövdesinin tüm parçalarını yere döktü.
"Kurtlara yem ol. Scaramouche'u senin gibi bir pisliğin sonunu getirmek için riske attım. Onun masum dudaklarına alkolü tanıttım. Küçük, saf ruhunu kirlettiniz, dünya hakkında hiç birşey bilmiyordu. Çok temizdi Scaramouche."
Dişlerini sıktı.
"Onu bozdunuz."
Kazuha barakaya geri döndü, tüm poşetleri 2. Kez başka birer poşete koydu. Kan sızmasını istemiyordu. Gülümsedi.
"... Bu doğru, Scara-Chan dünya hakkında hiç birşey bilmiyor. O bir melek kadar naif, onu koruması gereken kişi benim. Onun dünyanın korkunç yüzünü görmesini, kirlenmesini engelleyeceğim."
Elini kalbine koydu.
"Scara-chan benim... Bütün bu sıcak duyguları hissetmemi sağlıyor. Onun için çok çalışmalıyım. Önümüze gelen herşeye göğüs gereceğim."
Kazuha kalan poşetleri bagaja attı.
"Şimdi bu çöpten kurtulmalıyım...""Kazuha-chan... Neredesin?"
Scaramouche yanlız başına salonda oturuyordu. Korkuyordu. Saate baktı.
"Saat 3.50..."
Yutkundu. Babasının sözleri aklına geldi.
"...Gerçek bir erkeğin sevgilisini korumak için güce ihtiyacı yoktur Scaramouche, büyüyünce anlayacaksın."
Başını eğdi, kalbi hızla çarpıyordu.
"Kazuha-chan... Dışarısı çok tehlikeli... İnsanlar bize zarar verir... Kazuha-chan beni korumak için kendini tehlikeye atıyor..."
Ayağa kalkmaya çalıştı, dengesini kaybetti.
"Başım dönüyor..."
Sersem bir şekilde askılığa gitti. Hırkasını giydi.
"Kazuha-chan... Ya geri dönmezse?"
Neredeyse ağlayacaktı Scaramouche.
"Kazuha-chan'a yardım etmeliyim... Yoksa ona zarar gelecek..."
Kapıyı çekip açtı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
School bathroom // KazuScara // bxb // High school au
FanfictionHikaye rahatsız edici olabilecek temalar içerebilir "Hayır! Lütfen! Herşeyi yap ama ölmeme izin ver!" "Sen gidersen biz kiminle eğleneceğiz?"