Kızın arkasından içeri girip kapıyı hızla kapattı Draco.
"Pekala seni bok beyinli. Neydi bu!" Diye bağırdı kıza. Sydney üzerindeki yerlere kadar gelen kabanını çıkarıp yatağın üzerine bıraktı. Sonra masaya yaslanarak çocuğu cevapladı.
"Umuyorum ki bundan sonra benimle uğraşmazsın." Dedi. Draco bir kahkaha patlattı.
"Sen kimi tehdit ettiğini biliyor musun? Ben bir Malfoy'um." Dedi bir çırpıda.
"Keşke bir Malfoy olman şuan bir işe yarasaydı." Dedi kız. Draco bir sinirle kıza yaklaştı. İşaret parmağını tehditkarca savurarak kızın suratına tükürürcesine konuştu.
"Bir daha böyle bir şey olmayacak. Anladın mı beni! Bir daha bu konuyu açmayacaksın-"
Kız çocuğu bileklerinden tutup bu defa onu masaya yasladı ve çocuğun suratına olabildiğince yakınlaşarak fısıldadı;
"Erkekliğini içime geçirirken de benden bu kadar nefret ediyor muydunuz Bay Malfoy?"
Çocuğun çene kasları kasılıyordu. Dişlerini birbirine bastırarak konuştu;
"Sakın , beni bir daha tahrik etmeye çalışma."
Kızın yüzüne bir gülümseme yayıldı. Çocuğun bileklerini kavrayan ellerinden birini nazikçe çocuğun erkekliğinde gezdirdi. Kasıp kavrulmuştu Draco bu hareketin üzerine.
"Bunu söylemek için biraz geç kalmışsın büyük çocuk." Diye yanıtladı kız. Kız ondan yavaşça uzaklaşmaya başlayınca çocuk derin bir nefes aldı. Alnından akan iki damla teri elinin tersiyle temizledi. Seri adımlarla odayı terk etti.
***
"Tanrım herkese ne olmuş böyle?" Dedi Marcus büyük salondan içeri girerken. Yanındaki Pansy ve Sydney de anlamaya çalışıyordu. Herkes kendi arasında fısıldaşıyor ve fazlasıyla endişeli görünüyorlardı.
"Ah ben bir öğrenip geleyim siz masaya geçin tamam mı?" Dedi Marcus. Pansy ve Sydney bir tarafa otururken cevap ararcasına etrafa bakıyorlardı. Bir süre sonra Marcus belirdi. Masaya oturdu ve ikisine de uzun uzun baktı.
"Bir şey söyleyecek misin?" Dedi Sydney.
"Pekala. Öncelikle bunu söylediğim gibi gününüz mahvolacak o yüzden derin bir nefes alın." Dedi çocuk.
"Merlin neler oluyor!" Diye bağırdı Pansy.
"Astoria , o burada. Hogwarts'ta." Dedi çocuk. İkisinin de gözleri fal taşı gibi açıldı.
"Tanrım yalnızca bir yıl kafamızı dinleyecektik! Bir yıl lanet olsun!" Diye bağırdı Sydney. Pansy derin bir iç çekti.
"Yemin ederim onun yüzünden Azkaban'lık olacağım." Dedi Pansy.
"Draco'ya gün doğmuştur. En son ona salaklar gibi aşıktı değil mi?" Dedi Sydney bir süre sonra. Pansy ona iğrenir gibi baktı.
"Onu tanımıyorsunuz. Zorba ve kendini beğenmiş biri gibi davrandığını biliyorum ama öyle biri değil. Astoria ile neden çıktığını biliyorsunuz. Ona aşk iksiri içirdi. Astoria ona aşk iksiri içirdi. Bunu nasıl söylersin?" Dedi Pansy. Sydney imacı bir tonda konuştu tekrar;
"Sadece geyik yapıyordum prenses. Sakin ol." Dedi kız.
"Hey! İşte geliyor." Dedi Marcus. Kızlar da onun baktığı yöne çevirdi bakışlarını. Bir kız ve yanındaki bir adam konuşuyordu Dumbledore'la.
"Tanrım o kilo mu almış?" Dedi Pansy.
"Karakterinden alamadığı kesin." Dedi Syndey. Pansy'yle bir beşlik çaktılar.