5

624 25 25
                                    

Evetttt ilk defa dizi hakkında yorum yapıyorum djsjdjskndjwnd. Neyse bu bolumde hiç beklemediginiz seyler olacak hazirlikli olun. Dizi hakkında yorumlarinizi birakmayi unutmayinnnnn. <3

Bu bölüm sputt içerir. İşaretli yerleri hızlı geçebilirsiniz...

***

"Bu kadar ders çalıştığın yetmez mi?" Dedi Pansy bıkkınlıkla.

"SBD'lerim geldiğinde ağlamak istemiyorum bilirsin." Dedi Sydney. Elindeki kitabı kapattı. Saatler dört buçuğa geliyordu.

"Yemeğe inelim." Dedi Sydney. İkisi de açtı. Hemde çok.

***

Büyük salonda yemek vaktiydi. Salon dolup taşıyordu. Bu akşamki balo herkesi heyecandan yiyip bitiriyordu.

"Beni saat 7'de odamdan alırsın." Dedi Astoria Draco'ya. Draco bir iç çekti. Bu baloyu çok seviyordu ve Astoria'yla geçeceği için canı epey sıkkındı. Pansy'den yardım istiyordu ama bunu ona söylememeye karar verdi. Pansy onun tek arkadaşıydı. Ama anlaşılan Pansy kendine yeni arkadaşları çoktan bulmuştu. Bir başındaydı artık.

Yemekten sonra herkeste çılgınca bir hazırlık telaşı vardı. Pansy ve Sydney odada hazırlanıyorlardı. İkisi de çok heyecanlıydı.

"Tanrım, dehşet görünüyoruz." Diye mırıldandı Pansy aynadaki yansımalara. Uzun uzun izlediler kendilerini.

"Neyse çıkalım artık." Dedi Sydney bir süre sonra.

Ortak salona indiklerinde Marcus ve Cedric onları bekliyordu. Marcus , Pansy'nin beline ellerini doladı ve dudağını nazikçe uzun uzun öptü.

"Seni seviyorum Pansy Parkinson."

"Ben de seni Marcus Lopez."

Sydney yüzünde bir tebessümle onları izliyordu.

"Aşk böyle bir şey mi dersin Ced?" Dedi Cedric'e. Cedric dudak büzdü.

"Sanırım evet." Dedi. Sydney'e döndü çocuk.

"Çok hoş olmuşsun." Dedi. Sydney kibarca gülümsedi.

"Sen de öyle." Çocuğun koluna girdi ve dördü de büyük salona ilerlemeye başladı.

Draco ve Astoria köşe masaların birinde oturmuşlardı. Draco'nun yüzü son derece asıktı. Astoria onu dakika başı gülümsemesi için uyarıyordu.

"Bu gece acilen bitebilir mi?" Diye mırıldandı Draco.

"Tanrım sen susmak bilmez misin?" Dedi kız hayretle. Derken içeriye dört kişi girdi. Dört kişi içinden dikkat çeken tek biri vardı. Mükemmel görünüyordu. Sydney Black hayatında gördüğü en zarif, en güzel kadındı. Yutkunmaya çalıştı çocuk. Yalnızca Draco değil salondaki herkesin nutku tutulmuştu. Ufak ufak fısıldaşmaya başlamıştı herkes.

Sydney yürüyüp yerine geçene dek kırktan fazla kişinin iltifatlarına maruz kalmıştı.

"Bunca kişi seni isterken, benim yanında olmam şanstır herhalde." Dedi Cedric. Sydney güldü.

"Hem yakışıklısın, komiksin, samimisin, üstelik yakın arkadaşımsın." Diye yanıtladı çocuğu. Cedric yerinde böbürlenerek üzerini düzeltti. Cidden öyleydi. Cedric her ergen kızın hayalindeki erkek tipiydi. Sarışın, yakışıklı, başarılı, komik...

Saatler ilerledikçe salona kalabalıklaşıyordu. Herkes deli gibi eğleniyor, deli gibi içiyordu.

"Senin kafan neden bu kadar iyi? Ne içtin öyle!" Dedi Sydney Marcus'a.

IMPASSIONED / DRACO MALFOYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin