Ne olduğunu anlamadan üstümde buldum onu. Bana bakarken kararan gözleri şimdi olacakların habercisiydi.
Üstümdeki elbiseyi düşmanıymış gibi yırtıp yere atmıştı. Sertti. Aynı bakışları gibi...
Selaaaaaam yeni bölümle karşınızdayımm. Güzel ilerliyoruz fakat yorum gelmiyor hikaye ile ilgili lütfen yorum atın🥲
Bu arada Ahenk küvet şarkısına sizce de tam uymuyo mu? "Sokakta hanımefendi, mutfakta aşçı, yatakta ise of gelir elinden her iş.."
İyi okumalarrr...
Cenk'in amin demesinden sonra kendime gelip masaya geçtim. Meliha teyze oğlu için türlü türlü yemekler yapmıştı. Sarmalar, börekler, kavurmalar... Adeta bayram havası vardı. Cenk böyle bir anneye sahip olduğu için çok şanslıydı. Meliha teyze bana da aile olmuştu ama insanin öz ailesi olmayınca verdiği sevgi bile buruk oluyordu.
Düşüncelere dalmışken Cenk ve Meliha teyzenin beni endişeyle izlediğini fark ettim. "Kuzum daldın gittin. Noldu ay suratlım, ne üzdü seni? Sen benim kızım sayılırsın anlat hadi" dedi Meliha teyze.
Haklıydı annem "sayılırdı".
Ortamın havasını dağıtmak için yine mutlu rolünü oynamak zorunda kaldım. "Yok be Meliha teyzem biraz yoğun bi haftaydı işte haftsonu olunca bütün haftanın yorgunluğu kendini belirtiyor" dedim.
Meliha teyze cevabımdan tatmin olurken Cenk öyle görünmüyordu. Bende bir şey arar gibi dikkatlice izliyordu. Sanki içimi okuyordu ve bu ürpermeme neden oluyordu.
Yemek boyunca Meliha teyze askeriye hakkında soru soruyor Cenk cevaplıyordu. Cenk ise yemek boyu uzun kirpiklerinden alttan alttan bana bakıyordu.
Bu sefer birbirimizle bakışmamızı Meliha Teyze bozdu.
"Cenk'im ne zaman geri döneceksin ona göre kendimi alıştırayım sonra az kalıyon üzülüyom." dedi. Onun işi de zordu asker beklemek herkesin yapabileceği şey değildi. Hele tek ailesi oğlu olunca...
"Aslında buraya senin çok mutlu olacağın bir haberle geldim annem. Artık burdaki askeriyede koordine ekibinde çalışacağım. Ben istemiyordum ama komutanım yaşadığım sakatlıklardan sonra izin vermedi. Nasıl alışırım bilmem ama bakacağız bir yolunda artık." dedi.
Sakatlık kelimesini duyunca sanki kalbime bir şey saplanmıştı. Evet askerdi normaldi ama elinde azcık bir çizik olma fikri bile kalbimi acıtıyordu. Bu yaşadığım neydi bilmiyorum ama bana yabancı olduğu kesindi.
Sakatlık kelimesinden sonra yüzümün düştüğünü fark etmiş beni inceliyordu. Kendimi tutamadım ve endişeyle sordum. "Ne sakatlığı?"
Sorduğum anda pişman olmuştum. Hadi soruyorsun ortama atılmadan doğru dürüst sor di mi. Cenk bana bakarak gülmemek için kendini zor tutuyordu. Meliha teyze ise şaşkın şaşkın bana bakıyordu. "Yani yeni mi canın acıyor mu?" dedim ama düzeltmeye çalıştıkça boka bakıyordum.
Cenk mahcubiyetimi anlamış irdelemeden cevap vermişti."Çok önemli değil ya geçti zaten ufak şeylerdi de komutanım artık canımın değerini bilmeyip her şeye atlıyorum diye kulağımı çekti diyelim."
Meliha teyze bir anda kaşlarını çatmıştı "Allahım aklıma mukayet ol. Sen değil misin nerde bomba olsa oraya giden hiç önlem almadan. Kızım sen buna bakma bi çıplak görsen... Bi yeri kabuk bağlamadan yine bi haylazlık yapıyor dikişlerini patlatıyor benim deli oğlum... Hele sırtı hep çiziklerle dolu. Allah biliyor ya dualarımı kabul etti şükürler olsun"
Meliha teyze mutlu mutlu şükrederken ben çıplak sözcüğünden sonra ortamdan kopmuştum bile. Meliha teyzenin benim kalbime kastı vardı heralde. Kadın çıplak diyordu, sırtı diyordu, çizik diyordu... Zaten yeterince kendimi okşarken o görüntüsünü düşünmemişim gibi.
Kendime tokat atmak istedim. Adam vatan için kim bilir ne badireler atlatmış ben hala çıplaklığındaydım. Tamam kalın damarlı ve uzun erkekliğini görmüştüm. Hatta bayılmıştım ama kalbime de zararı vardı artık.
Tam o an çıplak bacaklarıma bacaklarının değdiğini hissettim. Çıplak bacaklarıma yaslı bacakları bile ateş basmamı sağlamıştı. Küçük bir temas nasıl olurda etkilerdi bir insanı. Bi de hınzır hınzır gülüyordu. Umarım annesinin dedikleriyle ateş bastığımı anlamamıştır.
Yüzüme su serpmek için masadan kalktım. "Bana bira ateş bastı da bi lavaboya kadar gideyim size afiyet olsun." diyerek mutfaktan çıktığım gibi koşar adım tuvalete yöneldim. Kapıyı kapatmadan lavaboda yüzüme su tuttum. Soğuk su bir nebze olsun ateşimi almıştı. Tam yüzümü kurulamak için doğruluyordum ki arkamda hareketlilik hissettim.
O an donup kalmıştım. Cen şuan tam arkamdaydı. Yavaşça doğruldum. Doğrulurken ona sürtünmüştüm. Aramızdaki mesafe artmıştı, o ise bir adımla yine eski halimize sokmuştu bizi. Daha demin resmen adama domalmıştım!
Ben ne yapacağımı şaşırırken ılık nefesini enseme üfleyerek konuşmaya başladı.
"Ateşini alabildin mi bari...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Sonnnn
Nasıl buldunuz yeni bölümü. Gelecek bölümlerde ne istersinizzz Ahenk karakteri hakkında ne düşünüyorsunuz? Cenk karakteri hakkında ne düşünüyorsunuz?
