Komşudanöte +18

YEDİNCİ BÖLÜM

(Medya bölümümüzün şarkısı olan:
Lana Del Rey-Hope is a dangerous thing for a woman like me)

Bölüm sonundaki duyurumu okumayı unutmayın lütfen 🤍

"Kaç bakalım küçüğüm... Kaç...."

Benim duymayacağımı düşünmüştü belki de. Ama küçüğü duymuştu bile...

Yoğun bir günün ardından otobüse binmiş bitkin bir şekilde ineceğim durağı bekliyordum. Kafamı dayanamayıp otobüsün camına yasladım ve onu düşünmeye başladım. Zihnimi bu derece tutsak etmesi kendime yabancılaşmama neden oluyordu.

Ben kendimi hiç bir zaman hiç bir erkeğe bu denli bağlı bir şekilde bulamamıştım. Bu hisler, bu düşünceler, bu kalp çarpıntısı.....

Bu hisler bana çok yabancıydı.

Kendimi bu hisleri hissederken ne görmüş ne de hayal edememiştim.

Bu asker benim kimyamı bozmuştu. Kendi düşüncelerimde beni abluka altına almıştı.

Kalbimle olan savaşı başlatmıştı bu er.

Umarım bu savaşın galibi aşk olurdu...

Ben hülyalı hülyalı cama bakarken ineceğim durağa gelmiştim bile. Tam inecekken yağmurun başlamasıyla içimden talihime sövmeye başladım. Hava durumuna bakamdan giyindiğim incecik giysiler ise bugünün son darbesiydi heralde...

Yetmezmiş gibi hastaneden çıkmadan önce doğan güneş beni ceket giymekten vazgeçirmişti.

Şimdi ıpıslak vücudum ve ıslandığı için içimdeki braleti belli eden ince gömleğimle eve doğru yürüyordum.

Kulaklığımdan açtığım Lana Del Rey'in hope iş a dangerous think for a woman like me şarkısı girdiğim sokakları daha anlamlı yapmaya başlamıştı.

Mutlu olup olmadığımı sorma, olmadığımı biliyorsun
(Don't ask if I'm happy, you know that I'm not)

Ama en iyi ihtimalle üzgün olmadığımı söyleyebilirim
(But, at best, I can say I'm not sad)

Çünkü umut, benim gibi bir kadının sahip olması için tehlikeli bir şey
('Cause hope is a dangerous thing for a woman like me to have)

Tam şarkının en anlamlı yerini gözlerim kapalı bir şekilde dinlerken kolumdan çekilerek duvara tabiri caizse yapıştırılmam bir oldu.

Tam ağzımı açıp bağıracağım sırada onu görmem bir oldu.

Islak gömleği, ıslak saçları ve öpmek için beni bekleyen pespembe ıslak dudaklarıyla Cenk..

Ben onun tapılası suratına öylece dalıp giderken beni kendime getiren saçından usulca damlayan damlanın göğüs oluğumdan süzülmesi oldu.

Yüzüne baktığımda dolgun göğüslerime an ve an kararan gözleriyle süzdüğünü gördüm.

Yutkunmasıyla adem elvası hareketlendi o an gururumu bir kenara bırakıp onun tadına bakmak istedim.

Kedine geldiğinde bana bağırmasıyla yerimden sıçradım.

"Kızım sen delirdin mi sana sesleniyorum sesleniyorum duymuyorsun. Tamam belki benden nefret ediyorsun, benim bulunduğum bir ortamda bile bulunmak istemiyorsun ama lütfen şu sırılsıklam halinle seni sokakta bırakmamı benden isteme."

Söyledikleriyle ağzım açık kalmıştı. Ondan uzaklaşmamı çok yanlış anlamıştı.

Şaşırmamak gerekirdi ondan ve hissettirdiği duygulardan kaçmak isterken ikimizi de yıpratmıştım.