2. Bölüm

551 55 57
                                    

Başımdaki felaket ağrıyla gözlerimi aralamıştım. Nerde olduğumu, bu yumuşak yatağın kimin olduğunun daha doğrusu bu odanın ya da kimin evi olduğunu sorgulamaya başlamıştım. Cidden nerdeydim ben.

"siktir"

Aklıma dolan düşüncelerle ne olduğunu daha yeni anlamıştım. Kaçırılmıştım. En son işe geç kaldığım için Taehyung'tan azar işitiğim için aceleyle işe gidiyordum. Doğruya Taehyung şimdi bana ulaşamadığı için kafayı yiyordur. İyide kim beni kaçırmış olabilir, bir düşmanım yoktuki. Övünmek gibi olmasın ama ben herkes ile çok iyi anlaşan biriydim. Of ne diyordum ben ya acilen aklımı başıma almalıydım. Organ mafyası, acaba beni organ mafyasımı kaçırmıştı!

Yatığım yataktan hızla kalkıp kaçacak yer var mı diye bakacaktım ki zincirli kelepçe yüzünden yere yapışmıştım.
Tam o sırada kapı açılmış ve içeriye taş gibi bir adam girmişti. Adam oldukça kalıplı biriydi ve korkutucu.
Bir anda bana bakmasıyla kahkaha atması bir oldu. Ben bu adama korkutucu dedim ya siktir edin onu adam gülünce diş etleri gözüküyordu ve bütün korkunçluğu gidiyordu.

Analizimi bitirip yerden kalktım, üstümü sirkeleyip ciddi bir tavır takındım. Boğazımı temizleyip "ne gülüyorsun be" dedim. Gülüşüne son verip usulca bana döndü. Cidden on gülüşüne son vermesin istedim. Tamam şu an saçmalıyordum kendine gel Jimin ciddi ol.

Beni taklit edercesine boğazını temizledi ve benim gibi ciddi bir ifadeye büründü. Elleri cebinde rahat bir tavırla "hep düşüyorsun. Biraz dikatli ol, bir yerini kırıcaksın" dedi.
Hemen karşımdaki deri koltuğa yerleşip, ayak bileğini dizinin üstüne koydu. Sinirle ona dönüp "bu seni ilgilendirmez" diyip konuşmasına izin vermeden "nesin sen organ mafyasımı?"

"bak ben fakirim organlarım çürüktür
bırak gidiyim. polisede demem vallah bak."

Söylediklerim sanki komikmiş gibi birkez daha güldü. Tamam güzel gülüyor olabilirdi ama bu onun sinir bozucu biri olduğunun gerçeğini değiştirmiyor. "Senin organlarını satacak olsam seni niye odamda ağırliyim" demişti. Yine eski pozisyonuna dönerken ne kadar yakışıkli olduğuna takılı kalmıştım.
Siyah gömlek, siyah kumaş pantolon ve siyah kunduraları ile gümüş desenli kemeriyle mükemel görünüyordu. Üstelik simsiyah saçlarını geriye doğru taramış ve yakışıklı yüzünü ortaya çıkarmıştı.
En önemlisi gömleğini koluna kadar katlamış ve damarlı ellerini kolarını ortaya çıkarmıştı. Yalan söylemicem yakışıklı ve sexsiydi. Onu süzdüğümü yeni farketmiş ve ortamdaki eroitik havayı dağıtmak için boğazımı temizlemiştim. Oda bundan keyif alırcasına sırıtığında yanaklarımın kızarmasına engel olamamıştım.

"öhm öhm. O zaman beni neden kaçırdın?"

"seninle evlenmek için"

"Ne?!!"

Bu sefer kahkağa atan ben olmuştum.
Sonunda gülmemi engeleyip ona döndüm. Çok ciddi bir şekilde beni izliyordu. "şakanın sırası değil. niye beni kaçırdın" dedim. onun gibi ciddi olarak. "ben şaka yapmıyorum. seni gördüm aşık oldum ve seninle evlenmek istedim. ki zaten evlenicem "
Bu adam cidiydi ve ben korkmama engel olamadım. Yinede cesur olmaya çalışarak "seninle evlenmicen" dedim.
"Ya da sen öyle zanediyorsun"
"Polisi ararım!"
"Hiç haberler izlemiyormusun?"
"Ne? ne alaka?"
"Bak kendimi yine tanıtayım. Ben Min Yoongi, Kore camiasının en büyük mafyası. Kore'nin %80'nine sahibim yani çok zengin ve tehlikeliyim. Anlacağın polisler dahi benim emrimde emrimden çıkarlarsa ölürler. Bilmem anlatabiliyormuyum?"

Açılan ağzımı kapatmış ve şokumu atlatmaya çalışmıştım. İstem dışı iki adım geriye atmıştım. "Bu seninle evlenicem anlamına gelmiyor"
Zar zor bulduğum sesimle konuştum.
En azlında kekelememiştim. Bana gözlerini dikmiş oldukça ciddi bir ifadeyle "Evlenicez." dedi. "nasıl bu kadar emin olabilirsin" dedim. Arkasına yaslanarak ukala bir tavırla sırıtı. Daha sonra cebinde çıkartığı sigarayı yakarken konuştu "çünkü arkadaşını seviyorsun" dedi. Ben anlam veremesken tekrar konuştu
"Taehyung'dan bahsediyorum"
"Taehyung mu? Taehyung ne alaka?"
"Şöyleki benimle kolay kolay evlenmiceğini bildiğimden Taehyung'u kaçırdım" derken ben şokla ona yaklaşıp "sen ne dediğini zanediyorsun! Taehyung'u nasıl kaçırırsın! Ona zarar verirsen seni öldürürüm!" baş parmağımı uzatarak sinirle konuştum. Taehyung benim herşeyimdi eğer ona bir şey olursa delirirdim.

"Merak etme şimdilik ona bir şey olmicak ama bu senin elinde. Eğer benimle evlenmeyi kabul etmesen onu öldürürüm." sert sesiyle kesin bir şekilde konuşurken ona aynı şekilde karşılık verdim. "Peki eğer kabul etmesem." Tekrar sırıtarak sigarasından derin bir iç çekip "Eğer kabul etmesen sikimde olmaz. Seninle evlenmesem bile burda benimle kalıcaksın. Benim olucaksın. Kağıt üstünde bile olmasa bedenine sahip olucam. Eğer bana karşı çıkarsan, en küçük bir hatanı bile görürsem seni döverim. Kısacası bu evde, benim yatağımda hapis hayatı yaşicaksın. Ha birde Taehyung ölmüş olucak." dedi en acımasız ve soğuk ses tonuyla. Elim ayağım titrerken aklımda Taehyung vardı. Onun ölücek olması. Gözüm dolarken konuştum.

"Ya-yapamasın"

"İnan bana her şeyi yaparım."

"İnanmıyorum sana yalan söylüyorsun" dediğim şey sanki çok komikmiş gibi kahkaha atmaya başladı daha sonra kalkıp eline telefonu alıp bir şeyler yapmaya başladı saniyeler sonra büyük duvara monta edilmiş televziyon ekranı açıldı. Taehyung. Ekranda Taehyung vardı ama nasıl ne halde. Eli,kolu gözleri bağlanmış kafası öne düşmüş ama beni yıkan o değildi kafasına dayanmış silahtı. Anında televziyona koşucaktımki ayağımdaki zincirli kelepçeleri unutup yere düşmüştüm.

Dizleriminde üzerinde ağlarken hemen ona bağırdım "ne yaptın ona!"
Halime üzülmüş gibi derim bir iç çekti ve konuştu "henüz bir şey yapmadım ama bu demek olmuyorki bir şey yapmicam. Bu senin elinde. Tek bir sözüne bakar. Kabul edersen ona bir şey yapmicağım." dedi yerdeki bana bakarken. Kolumla akan gözyaşlarımı silerken sinirle konuştum "zaten bir şey yapamasız beni korkutmak için yapıyorsun"dedim. Tam o anda televziyondan bir silah sesi geldi. Anında televziyona dönerken beni daha korkutacak şeyle karşılaştım. Ekranda Taehyung değil ama bir başkasının cesedi yatıyordu. Ben korkuyla daha çok ağlarken o bana bakıp "Biraz sonra ölen kişi arkadaşın olabilir. Benim kimseden korkum yok. Kimseyi öldürmekten çekinmem. Bunu sana göstermeye çalışıyorum."

Ben hala ağlarken derin bir çekti sıkıntıyla. Ekranı kapatıp yanıma gelip çömeldi ve gözgöze gelmemizi sağladı. "Bak Taehyung bende seviyorum. Seni hep koruyo ve kötü bildiği insanlardan uzaklaştırıyor. Onu gerçekten öldürmek istemiyorum. Eğer teklifimi kabul edersen Taehyung da bizimle yaşar. Hayalindeki üniversiteye gitmesini sağlarım hani şu çok pahlı olduğu için gidemediği üniversite. Cebinden parası eksik olmaz. Bu kocaman evde bizimle yaşar. Ünüversiteyi bitirsin ona çok güzel bir iş ayarlarım, güzel bir arabası olur. Dörtdörtlük yaşar burda. Sende aynı şekilde bu evde güzel bir hayat yaşarsın. Hiç bir şeyin eksik olmaz. Yeterki iste her şeyi bütün servetimi ayağına getiriyim." anlamlı sözleri ve yumuşak sesi ile beni biraz olsun ikna etmişti. Dediği gibi güzel bir hayatımız olabilirdi. Üstelik her halukarda beni bırakmicaktı Taehyung için bunu yapmalıydım. Düşüncelerimden yanağımdaki el sayesinde sıyrılmıştım. Eliyle gözyaşımı nazikçe sildikten sonra ellerimi tutmuş ve birz daha yaklaşmıştı. "Bak zaten her halükarda sana sahip olucam. Lütfen sana zorla sahip olmak zarunda bırakma beni güzelim. Seni çok seviyorum ve sana söz veriyorum güzel bir hayatın olucak. Senin için bahçeye bir çok çiçek ektirdim sen seviyorsun diye. Burda benim yanımda mutlu olucaksın. Artık çalışmak zorunda kalmicaksın. Sen ve Taehyung kira borcu ödemek zorunda kalmicaksın. Hmm ne dersin?" demişti az öncekine nazaran daha nazik ses tunuyla. Bir kere daha burnumu çekip siyaha çalan kahverengi gözlerine batım.

"Tamam."

"Kabul ediyormusun?"

"Ediyorum ama Taehyung'u bana getir."

"Tamam! Hemen getiriyorum."

Aniden bana sarılıp, gülümsedi. Öyle mutlu olmuştuki çocuk gibiydi
az önceki cidiyetinden eser kalmamıştı. Benden ayrılıp "teşekür ederim Jimin. Hemen Jungkook'u aricam Taehyung'u buraya getirsin."
Başımı sağladım yorgunca. Cebimdeki anahtarı çıkarıp ayak bileklerimdeki zincirleri çözdü. Yatağa doğru ilerlerken derin bir nefes aldım. Çok yorulmuştum sıradan ilerliyen hayatım birden ne hale geldi. Tek isteyim bir an önce Taehyung'un gelmesi. En azlından ona akıl danışabilirdim...

Evet bölüm sonuna geldik.
Yazım hataları varsa af ola...
1147 kelimelik pek uzun olmasada güzel bir bölüm olduğunu düşünüyorum.
Veee güzel bir fic daha yazıca
Beki bir gün...
Yakında yayınlarım oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın.
SİZİ SEVİYORUM!!

~Lia

Mafia Love (YOONMİN)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin