Multimedya;Yasemin İLHAN..
Gözlerimi açtığımda başıma giren ağrı ile yüzümü buruşturdum.
Kısık gözlerle etrafa baktığımda hastane odasında olduğumu anlamıştım. En son hatırladığım şey bir ağacın dibinde ağladığım daha sonra ise bayıldığımdı hastaneye nasıl geldiğim ve sonrası meçhuldü. Kolumdaki serumu çıkartıp ayaklarımı yataktan sarkıttım. Hafifden bulanan miğdem kalkmamın uygun olmadığı sinyallerini veriyordu ama umrumda değildi.
Kapının kolunun hareketlenmesi ile bakışlarımı kapıya çevirdim.
Gelen kişi ile tüm vücudum kasılmıştı.
Tedirgin adımlarını yanıma gelmek için attığında elimi kaldırıp;Sakın!! Yanıma bir adım dahi yaklaşma. Çık bu odadan! Diyerek sert bir şekilde durdurmuştum.
"Kızımm.." deyip gözünden akan yaşı elinin tersi ile sildi.
Gözlerimi fal taşı gibi açmış sinirle gülmüştüm.
Kızım mı ? Sen şaka yapıyorsun galiba ?"Yasemin yapma lütfen en azından bir teşekkür etmeme fırsat ver bunu bana çok görme kızım.."
Saçlarımı sinirle geriye atıp;Bana bir daha asla kızım deme ben senin kızın değilim. Ayrıca teşekküre gerek yok mesleğim gereği görevimi yaptım şimdi çık hemen dışarı daha fazla seni görmeye tahammülüm yok..!
"Özür Dilerim" diyip hıçkırdı ve "Ben senin için geri dönmek istedim ama baban olacak o adam buna fırsat vermedi Yasemin affet beni.." dedi. İşte burada bendeki tüm film kopmuştu.
Sinirden titriyordum hızla ayağa kalktım ve aramızda ki mesafeyi kapattım.
Göz yaşlarım bir bir yanağımdan süzülürken işaret parmağım ile omzuna vurarak; Dönmek istedin öyle mi ? Diye bir soru yönelttim.
Hızla kafasını salladı ve bir anlık gözleri parladı.
Dudaklarımı birbirine bastırıp bakışlarımı yere sabitledim ve düşünür bir ifadede dönmek istediinn diye kendi kendime konuşurcasına tekrarladım.
Gözlerimi gözlerine sabitleyip;Senin neyi isteyip istememen zerre umrumda değil. Yıllar önce bırakıp gittiğin o küçük kız yok karşında. Sesimi olabildiğince yükseltmiş kontrolümü kaybetmiştim.
Bak bana bana bak halen o küçük kız gibi mi duruyorum. Peşinden koşup beni bırakma anne diye zırlayan aptal küçük kız gibi miyim hala ?
Göz yaşlarım hızlanmış ağlamam ufak hıçkırıklara dönmüştü.
Ben acıdan inim inim inlerken yoktun yanımda,tutmadın elimden. Kötü zamanlarımda sarılıp bu günleride aşacağız, başaracağız demedin.
Ben kendi kendime sarılmayı öğrendim. İnsanın kendi kendine yeteceğini ögrendim.
Bak gözlerime hâlâ acı çekiyor. Omuzlarından tutup sarstım. Görüyor musun? göremezsin çünkü sen bana körsün anne. Sen beni hiç bir zaman görmedin. Ben herşeyi benimle birlikte yok saydığın babamdan öğrendim. Ben seni öldü saydım ve öyle saymayada devam edeceğim deyip odadan çıktım.
Canım o kadar çok acıyordu ki aldığım her bir nefes zehir gibi geliyordu.
Sanki yavaş yavaş ölüyordum. Eve gidip odama kapanmak ve bir süre çıkmak istemiyordum.Neyse ki bayıldığımda çalıştığım hastanenin yakınındaydımda buraya getirilmiştim.
Ağladığım için olsa gerek herkes tip tip bakıyordu. Etrafta fısıldayan hemşirelerde cabasıydı.
Hemen kendi odama çıkıp üzerimde ki ameliyahane önlüğünden kurtulmam ve buradan çıkmam gerekiyordu.
Sahi beni buraya kim getirmişti ki ?
Bir ara kamera kayıtlarını izlesem iyi olacaktı.
Hayal meyal hatırladığıma göre en son sanki birisi belimden tutmuş düşmemi engellemişti. Kendi kendime konuşurken sonunda Odama gelebilmiştim üzerimde ki kıyafeti çıkarttım tam o sırada açılan kapı ile çığlığı bastım.
Bir adımda aramızda ki mesafeyi kapatıp elini ağzıma bastıran Altay ile gözlerim yerinden çıkarcasına açılmıştı.
Resmen şuan Altay kalasının karşısında sütyenimle duruyordum. Şuan içinde bulunduğumuz durum dışardan görülüyor olsaydı aşırı yanlış anlaşılacak türdendi. Ellerini yitip koltuğun üstünde duran önlüğü üzerime kapadım;Yaa sen delirdin mi be adam ahıra mı dalıyorsun insan bir kapı çalar diye sitem ettim. Ah daha doğrusu çemkirdim. Bu günün her dakikasında sınanacaktım anlaşılan.
Cevap vermede gecikmeyen Altay kalası "Sende olur olmadık yerde soyunma o zaman kızım"