Yasemin'den;
Nefes nefese kalmış bir şekilde gözüme kestirdiğim sandalyeyi kaldırıp cama fırlattım. İçeri dökülen cam kırıklarına çıplak ayağımla umursamadan kenare ittim ve olduğum yere çöktüm.
Hıçkırıklarım yerini ince ince süzülen göz yaşlarına bıraktı. Odanın kapısı açılmıştı öylece oturup kırdığım camdan dışarı bakmaya devam ettim. Gelenin kim olduğunu tahmin etmek zor değildi adım seslerinden yaklaştığını hissedebiliyordum,çok geçmeden yanıma oturdu ve dizlerini benim gibi kendine çekti. Cebinden çıkardığı sigarasını yakıp bir dalda bana uzattı. Bakışlarım bir iki saniye uzatmış olduğu sigarada oyalanırken sunmuş olduğu bu teklifi geri çevirmedim. Dudaklarımın arasına yerleştirdiğim sigarayı ateşlediği çakmağı ile yaktı ve bakışlarını kırık camdan dışarıya çevirdi. Derince bir nefes çektim. Odada sadece sigarayı üflerken çıkarmış olduğumuz nefes sesleri hakimdi.
Ufak nefes seslerinin elinden hakimiyeti alan kişi ben oldum.
Bakışlarımı sabit tutarak;
Git gide kötüye gittiğimin farkındayım. Daha fazla uykusuz kalıyorum,kafamda ki sesler artmaya başladı,tutunacak hiç bir dalım yok.
Öylece oturmuş bakıyorum deyip Bakışlarımı etrafta gezdirdim ve acı bir tebessümle sözlerime devam ettim; Yada tek yapabildiğim etrafı yıkıp dökmek. Artık ne ümidim kaldı ne umudum. Sigarayı dudaklarıma yerleştirip bir nefes daha aldım.Altay öylece oturmuş sigarası ve sanırım beni dinlemekle meşgüldü.
Ben ise ona aldırış etmeden o yokmuş gibi konuşmaya devam ettim; Kimsenin en sevdiği değilim kaybetmekten korktuğu biri de olmadım. Aranılan,merak edilen,özlenilen hiç değilim. Bensiz herşey olabiliyor,dünya bensiz de dünyaydı darılmadım. Bunu anne sevgisinden mahrum bırakıldığım çocukluğumdan anlamıştım.
Gözümden düşen bir damla yaşa aldırış etmedim ve biten sigaramı camdan dışarıya fırlattım. Ellerimi dizlerime bağladım mümkün olduğunca daha çok kendime doğru çektim.
Sesli bir şekilde yutkunarak boğazımda ki yumruyu biraz daha derine ittim ve sözlerime devam ettim; İçimde ki acı geçsin diye çok bekledim.Unutmaya yok saymaya çalıştım, üstünü örtmeye çalıştıkça her yerden fışkırdığımı fark etmedim bile.. sonra dedim ki kendime bu acı geçmeyecek Yasemin. Bu acıyla yaşamayı öğrenmek zorundasın her gün bir damla kan akacak kalbinden ama.. ölmeyeceksin. Yine gülmeye devam edeceksin,orda yara hep kalıcak asla da kabuk bağlamayacak..
Göz yaşlarımı elimin tersi ile silip ayağa kalktım. Çıplak ayağıma batan camlar yüzünden can havli ile ufak bir çığlık attım.
Altay"Her halin ayrı bir kaos be kızım.." diye söylene söylene ayaklandı ve beni bir çırpıda kucağına aldı. Tam ağzımı açmış şuan bulunduğumuz pozisyona engel olmak adına çirkefleşecektim ki sert ve ürkütücü bakışları ile tek kelime etmeden buna engel oldu.
Refleks olarak boynuna doladığım kollarım ondan güç almak istercesine biraz daha sıktım ve bir bebek gibi omzuna pustum. Dağıtıp yıktığım odamdan çıkıp koridorun sonunda bulunan Altay'ın odasına doğru ilerledik. Bu koridor sanki biraz uzadı mı yoksa bana mı öyle geliyordu anlam verememiştim. İçerisinde deri mobilyaların hakim olduğu şık döşenmiş bu oda mükemmel ve baş döndürücü bir koku ile beni büyülemişti. Sırtım yatakla buluşunca hiç ses etmeden banyoya ilerleyen Altay'ın arkasından baktım ve çaktırmadan bu rahat yatağa biraz daha yerleştim. Hem fiziksel hem mental açıdan çok yorulmuştum. Çocukluğumdan beri yaşadığım,şahit olduğum şeyler hiç kolay değildi. Kendi kendime düşüncelere dalmış ve gözlerimi açık tutmakta git gide zorlanıyordum ki Altay elinde baticon ve birkaç sağlık araç gereçlerinden alarak banyodan çıkmış yatağın ucuna oturmuştu. Cam batan ve şuan kanayan ayağımı yavaşça tutup bir pamuk yardımı ile temizleyip derin olmayan kesiği ince bir gazlı bez keserek kapatmıştı. Ben ise sessiz ve tepkisizce hareketlerini izliyordum. Oturduğu yerden kalkıp krem olduğunu düşündüğüm küçük kutuyu eline aldı ve liflemekten derimi yüzmüş olduğum boynumu saçlarımdan kurtararak daha net görünür hale getirmişti. Kafamı utanarak onun aksi tarafina çevirdim ve gözlerimi sımsıkı yumdum.
Baş parmağı ile çenemden tutup yüzümü yüzüne çevirdi.
"Gözlerini kaçırma, yüzünü çevirme yada ne bileyim kafanı yere eğme Yasemin. Bu gün yaşanan ya da geçmişinde yaşanan canını yakan her ne varsa suçlusu sen değilsin."
Dolan gözlerimle hafifçe başımı salladım.
Elinde ki kremden hafifçe alıp boynuma sürdü.
Kremin değdiği yerler yanmaya başlarken şuan bulunduğumuz bu durum adlandıramadığım bir his veriyordu. Beni korumak için bu evde tutuyordu ve bu gün başıma gelen o talihsiz olaya engel olamadığı için muhtemelen kendini suçluyordu. Ama buna gerek yoktu çünkü belki o olmasaydı ben o hastane odasından sonra annemin sürekli benimle görüşmek için attığı o adımlara kanabilir gizlenen gerçekleri göremezdim. Kremi sürdükten sonra ayaklanıp ellerini pantolonun'un cebine yerleştirdi. Sanki birşey düşünüyor gibi ya da dilinin ucunda bir şey vardıda söyleyemiyor gibi bir hali vardı. Zaten bu gün bu kadar sakin kalan odun Altay beni fazlası ile şaşırtmıştı. İç sesim devreye girip daha ne yapsın Yasemin adam gözünün önünde bir sapığı indirdi sakinlik anlayışın bu mu senin? demiş ve saolsun ki sabah yaşananları tekrar gözümün önüne önüne sokmuştu. Farkettim de gözümün önünde bir adam her ne kadar suçlu ve adi olmuş olsa bile vuruldu ve ben buna ses çıkarmadım hatta ve hatta bizzat kendim öldürmeyi denemiştim. Bu olaylar artık bana normal gelmeye baslamıştı ve bu hiç normal değildi. Bunların hiç biri kolay kolay kabullenebileceğim şeyler değildi ve öylede kalmalıydı. Kafamın içi yine bir milyondu bir sürü tilki dolaşıyor ve ben hepsine yetişmeye çalışıyordum durum tam olarak böyleydi. Ama hayat bana adil olmadı bende bu yüzden kendi hayatım için artık birşeyleri her ne kadar bencilce olsa bile görmezden gelmek zorundayım. İçine girmiş olduğum daha doğrusu girmek zorunda bırakıldığım bu alem racon mu istiyor korka korka olsada buna ayak uydurup o raconu kesmek zorunda olduğumu bu günde tiksindirici bir şekilde öğrenmiştim.
Düşünce bulutumu dağıtan odada varlığını unuttuğum Altay oldu.
"Sen biraz dinlen ama ben çıkınca etrafı yıkıp dökme olur mu doktor" deyip göz kırptı. Gözlerimi devirip yatağa gömüldüm yorgundum ve biraz uyumak istiyordum.