Bölüm 3

421 37 2
                                    

Esselamun Aleyküm millet
Buyurunuz..🍃

Bir ses. Gıcırtılı. Bir ses duyuyordum. Çok yakından geliyordu lakin ne olduğunu çözememiştim.

O an ağzımdan çıkan inlemeye hakim olamadım. Başımda ki ağrı katlanamayacağım bir boyuttaydı.

"Hocam acı çekiyor!"

Bu sesi tanıyordum. Nisa hemşire.
Yeni farkediyordum, sedyenin üzerinde uzanıyordum. Ne kadar zorlasam da gözlerim aralanıyor ve yeniden kapanıyordu,açık tutamıyordum.
Son kez kendimi zorlayıp araladığımda ise bir çift endişeyle kavrulan koyu kahve gözü teğet geçip tekrar engin karanlığa hapsolmuştu.




Genç adam oturduğu koltukta gözünü kırpmadan karşısında ki meslektaşını izliyordu.
"Senin yanında benim hükmüm geçmez Reha , yine de istediğin gibi hastanın durumunu en ince ayrıntısına kadar inceledim."

"Seni dinliyorum Asaf."

Derin bir nefes aldı adam. Anlatacağı şeyleri ondan cevap bekleyen dostunun adı gibi bildiğine emin olduğu halde anlatmaya başladı.

"Kafasında ki kitle sabit değil. Milim de olsa hareket halinde. Ve bu hasta için ızdırap demek. İşin bir diğer kötü tarafı ise..ince duvarlı olması."

Göz temasını kesip öyle anlatmaya devam etti Asaf doktor.
"Yani anlayacağın her an patlama riski var kardeşim. Normal kistler gibi değil. Ani hareket etmesi,fevri davranması, kuvvetli hapşırması bile onu tetikleyebilir."

Gözlerini tekrar dikti arkadaşına. Reha'nın gözleri ise duvardaydı. Ne düşündüğünü bilmiyordu fakat bakışları ona çok yabancı gelmişti. Onu daha önce böyle gördüğünü hatırlamıyordu.
Tabii ki her doktor hastasını kurtarmak ister bunun için çabalardı.
Fakat arkadaşının bakışlarında gördüğü ifade tam aksini düşünmek için kıvılcım çıkarıyordu.
Konuşması boyunca pür dikkat kendisini dinlemiş, olumlu olabilecek en ufak bir detay beklemiş gibiydi.
Şayet onu uzun yıllardır tanıyor olmasaydı, bahsi geçen hasta için kişisel endişe duyduğunu düşünebilirdi.

Tanıyor olmasaydı...

Lakin adı gibi emindi ki bu adamın o işlerle zerre alakası yoktu. Kalbi sevmeye müsait değildi ona göre. Çok uğraşmıştı biriyle görüşüp,birini gönülden sevmesini.

Değil sevmek gözünün ucuyla bir kereden fazla bakmıyordu karşısındakine.
Merhamet diye geçirdi içinden.
Merhamet duyuyordu muhtemelen,başka bir açıklama bulamamıştı içinde.

"Eyvallah."

Kafasını sallamakla yetindi Asaf doktor.
"Yarım saat sonra ameliyatım var. Görüşürüz yine."

Başıyla onayladı önce sonra aklına bir şey gelmiş gibi son anda durdurdu Asafı.
"Muayene etmeni istiyorum, müsait bir zamanda."

"Tamamdır. Hoşçakal."

Kapanan kapıya öylece baktı bir süre genç adam. Bir umut demişti. Kendisinin gözden kaçırdığı yahut bilmediği en ufak....neyse diye geçirdi içinden hızla, umutsuzluğa kapılmaya gerek yoktu. Elbet bir yolu vardı. Tek yapması gereken o yolu bulmaktı.

Neden?

Neden bu endişen?

Seni bu denli korkutan nedir?

Aklında ki soruları kafasını hızla saklayarak def etti.
O bir doktordu. Sadece yapması gerekeni yapıyordu. Fazlası değil.
Gözlerini kapattığı an gözlerinin önüne düşen görüntü tekrar kalbinin hızla atmasına sebep oldu.

Kriz geçirmişti. Gözlerinin önünde, burnundan gelen kanı farketmesiyle hızla atılmıştı tutmak için,son anda yakalamıştı kuş kadar bedenini.
En kötüsü de acı çekiyordu, her gün ,her saat.

Oyun ArkadaşıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin